Dün olanlardan dolayı bugün keyfim yerindeydi.
İlk başta sinirlendiğim bir şey olmuş olsa da ardından gerçekleri öğrenip yaptığımız planla olanları kendi lehimize çevirmiştik.Tabi ne demek istediğimi anladınız. Yeliz'i bu eve geldiğine pişman etme planlarıydı ve tabi Yiğit'in hata yaptığını kabul etmesi adına düzenlemiştik bu planı.
Bu sabahta plana uygun olarak kahvaltıda gayet iyi davranmıştım Yeliz'e. Tabi Yiğit ve Egemen işe gidene kadar.
Yiğit, işe gittikten sonra, Yeliz'den bazı işler yapmasını istedim.
Bunlar tabiki de, temizlikti.
Evi tamamen temizlemesini istediğimde yüzündeki ifade gerçekten bu işin kolay olacağını göstermişti bana.
Şimdi ise kızlarla oturmuş televizyon karşısında film izliyorduk.
İzlediğimiz komedi filmi olunca, Yeliz'den bize abur cubur ve patlamış mısır getirmesini istemiştik. Tabi benim yememem karşılığında getirmişti.
Kimin umrundaydı onun kuralları. Yeliz, şuan yukarı katı temizliyordu ve bizde keyif yapıyorduk.
Yeliz, merdivenlerden yavaş adımlarla inerken gözüm bir saniyelik ona kaymıştı. Yaptığı temizlikten dolayı fazlasıyla yorgun görünüyordu.
Benim elimdeki patlamış mısırı görünce yüzündeki yorgunluk birden kaybolmuş ve hızla yanımıza geliyordu.
Yine bana karışacaktı. Ama buna izin vermeyecektim. Geleceği varsa göreceği de vardı.
"Nefes hanım size bunu yemeyeceksiniz demiştim." diye net bir konuşma yapmıştı.
Söylediği şeyle beni sinirlendirmeyi başarmıştı.
"Peki, yemiyorum. Al götür." diyerek elimi sehpanın üzerinde duran patlamış mısır kabına uzattım. Henüz içi tamamen doluydu, ve aradığım fırsattı.
Yeliz, mısırı kendisine vereceğimi düşünmüş olacak ki elini uzatmıştı ama ben ona vermeden tamamını yerlere döktüm.
Yeliz, şaşkınlık ve ardından öfkeye dönen gözlerle bana bakıyordu.
"Tühhh. Elim kaydı, neyse sen temizlersin." dedim tekrar televizyona dönerken.
Kızlar kıkırdamaya başlarken, Yeliz ağzını açmadan sinirle dişlerini sıkıyordu. Ben ise keyiften sırıtıyordum.
Yeliz, yere eğilip dökülen mısırları toplamaya başladığında, sehpayada yaklaşmıştı. Aklıma gelen şeyle elimi sehpadaki portakal suyuma uzattım. Ama elime almadan bilerek bardağa çarptım ve portakal suyu Yeliz'in üzerine döküldü.
Yeliz, çığlık atarak ayağa kalktı.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen!" diye bağırdığında, bende keyifle ayağa kalktım.
"Ne yaptığımı görmüyor musun,televizyon izliyorum." dedim.
Onu anlamazlıktan geldim. Bu, onu daha çok sinirlendirirken, bana doğru bir adım attı.
"Neden yaptığını anlıyorum, beni göndermeye çalışıyorsun? Ama başaramayacaksın!"dedi.
İşte şimdi kartları açık oynamaya başlamıştık. Bana meydan mı oluyordu bu salak kız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyanın Esiri
Ficção AdolescenteHayatta hangisi daha acıydı.. İstemediğin bir hayatı yaşamak zorunda kalmak mı yoksa o hayatla seni tehdit eden insana aşık olmak mı? Benim, yaşadıklarımın bunların hepsiydi. Ya içine düştüğüm karanlığa teslim olacaktım, yada o karanlığa ışık.. Aşkı...