Gözlerim bana ihanet etmişti sanki...
Yada hayat...
Tekrar mı aynı şeyleri yaşayacaktım...
Ama bu, bu olamazdı.
Yerde böylece cansız yatan Asya olamazdı değil mi?
Dizlerimin üzerine çökmüş öylece soğuk zeminde yatan kardeşime baktım. Kaç dakikadır böyleydim bilmiyordum. Nefessiz kaldığımı derin bir nefesi içime çektiğimde anlamıştım.
Ellerimi Asya'nın yüzüne koydum. Şuan gözlerini açmasını herşeyden çok istiyordum. Gözyaşlarım akarken ne yapacağımı bilmiyordum.
"Hayır, hayır Asya aç gözlerini!" diyen Egemen'in sesini duymuştum.
"Hastaneye götürelim çabuk." Dedim kendime biraz gelerek.
Gözlerime gelen ışık söndüğünde başımı arabaya çevirdim. Kardeşime bunu kimin yaptığını görmek istiyordum. Çünkü ona birşey olursa bunu yapan kişiyi yaşatmayacaktım.
Araba kapısının önce açılıp sonra hızla kapanma sesini duymamla başımı yana çevirdim.
Kelimelerin anlamsız olduğu bir andaydım. Gözlerimin kör olmasını dilerdim bu anı görmemek için. Arabadan inen, ve kardeşime vuran kişi Yiğit'ti.
Yavaşça bize doğru yaklaşırken bende ayağa kalktım.
Karşımda durduğunda ne yapacağımı bilememiştim bir anlığına. Ardından elimi kaldırıp yüzüne sert bir tokat attım.
"Nasıl yaptın bunu! Nasıllll!" diye bağırdım. Aslında daha çok şey yapmak geliyordu içimden ama bu kadarına halim yoktu.
Egemen'in sesini duymamla geriye döndüm.
"Nabzı yavaşlıyor. Çabuk hastahaneye götürmeliyiz!" dediğinde kardeşimin yanına gidip elini tuttum.
Egemen, Asya'yı kucağına alıp arabaya doğru hızla yürümeye başladı. Asya'yı arka koltuğa yatırıp bende yanına binmiştim. Egemen arabayı hızla çalıştırıp hastaneye sürmeye başladı.
İlk defa bu kadar uzun geliyordu yolculuk. Yanaklarını okşuyordum kardeşimin.
Sonunda hastaneye geldiğimizde acil kapısında Egemen " sedye getirin çabuk!!" diye bağırmaya başlamıştı.
Birkaç kişi sedyeyle gelip kardeşimi arabadan çıkarmışlardı.
Hastaneye koşarak peşlerinden girerken hala elini tutuyordum. Bırakamazdım onu. Yokluğumu hissederdi kardeşim.
Kardeşimi bir odaya alırlarken elini bırakmak zorunda kalmıştım.
"Asya, Asyaa." diye bağırmıştım arkasından. Egemen'in duvara yaslanmış ağladığını gördüğümde yavaşça yanına gittim.
"Asya iyi olacak, biliyorum biz bu bu zamana kadar neler atlattık bunu da atlatacağız." dedim.
"Ben o olmadan yaşayamam Nefes." demişti Egemen. Cevap vermeme fırsat kalmadan bize doğru gelen Yiğit'i görmemle öfkem kendini göstermişti.
"Ne işin var senin burada!! Başladığın işi bitirmeye mi geldin?!" diye bağırdım.
"Nefes, dinle beni. Nasıl olduğunu anlamadım, bir anda oldu."
"Sus! Seni dinlemekte, görmekte istemiyorum!"
"Hastanın yakınları sizler misiniz?" doktorun sorduğu soruyla dikkatimi ona vermiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyanın Esiri
Roman pour AdolescentsHayatta hangisi daha acıydı.. İstemediğin bir hayatı yaşamak zorunda kalmak mı yoksa o hayatla seni tehdit eden insana aşık olmak mı? Benim, yaşadıklarımın bunların hepsiydi. Ya içine düştüğüm karanlığa teslim olacaktım, yada o karanlığa ışık.. Aşkı...