İyi okumalar...Yiğit'in ağzından,
"Kardeşim düzgün oynasana!" diye bağırdım Egemene.
İki saattir pes oynuyorduk ama deli ediyordu beni.
Nefes ve Asya gideli üç saat olmuştu. Onlar gittikten sonra, çocuklarla biraz oynayıp kendi hallerine bırakmıştık. Ve son iki saattir kendimizi fena halde oyuna kaptırmıştık.Çocuk bakmak hiçte zor değildi.
"Gördün mü lan, hiç de zor değil çocuk bakmak. Hep kadınların abartması." dedim gözüm hala oynadığım oyundayken.
"Tabi abicim, ne varmış çocuğa bakmakta. Ne güzel oynuyorlar kendi hallerinde." demişti Egemen.
Hem oyun oynayıp, hem de Egemenle sohbet ederken aklıma çocuklar gelmişti.
"Egemen, çocukların uzun süredir sesleri çıkmıyor." dedim endişeyle.
"Oynuyorlardır kardeşim, biz oyunumuza bakalım."
Egemenin dediğine hak verip oyuna devam edecekken, mutfaktan gelen bir kırılma sesiyle dikkatimi televizyondan çektim. Egemen endişe dolu bakışlarıyla bana bakarken, bende aynı şekilde bakıyordum.
Telaşla ayağa kalktım. Egemen de kalktığında koşarak mutfağa girdik.
Gördüğüm manzara karşısında, önce kaşlarım havalansa da ağzım açık kalmıştı.
Mutfak tam anlamıyla savaş alanı gibiydi. Hatta buraya mutfak bile denmezdi. Yerdeki kırıp yumurtalar, tezgahın üzerine dökülmüş un, ocağın etrafındaki makarnalar ve daha fazlası..
Ellerimi saçlarımın arasından geçirip, bana masumca bakan kızıma çevirdim. Annesinin mutfak önlüğünü giymiş, ufacık elleriyle tavayı tutmaya çalışıyordu.
"Prenses, ne oldu bu mutfağa, açıklamak ister misin?" dedim sorumun cevabını beklerken.
Egemen de yanımda kendi kızından bir cevap bekliyordu.
"Biz oyun oynuyorduk baba. Sonra acıktık, yemek yapmak istedik. " diyerek başını önüne eğdi güzel kızım. Ona kızamazdım. Tebessümle yanına adımlamak istediğimde ayağım kayıp yere düşmem bir olmuştu.
Popomun üzerine düştüğümde ufak bir 'ahh' çekmiştim. Egemen bana gülerken, sinirlerim beynime çıkmıştı.
Egemene kızgın gözlerle bakarken suratına çarpan yumurtayla gülmesi solmuş, şaşkınca kızlara bakıyordu.
Yumurtayı atan Defneydi belli ki..
"Çok yakıştı baba." diyerek kıkırdamıştı.
Kızlarla gülerken aklıma diğer önemli sorun gelmişti.
Egemene dönüp korkuyla baktım."Lan çocuklar nerede?"
"Doğru kardeşim, çocuklar yok!"
Hemen ayağa kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyanın Esiri
Dla nastolatkówHayatta hangisi daha acıydı.. İstemediğin bir hayatı yaşamak zorunda kalmak mı yoksa o hayatla seni tehdit eden insana aşık olmak mı? Benim, yaşadıklarımın bunların hepsiydi. Ya içine düştüğüm karanlığa teslim olacaktım, yada o karanlığa ışık.. Aşkı...