"Asyaaa" dediğimde koşarak yanıma geldi. Bana sarıldığında bir anda karnımdaki acıyla inledim. Hala şaşkındım. Kardeşim, can parçam burdardı. Bir dakika ne işi var burada. Hemde yiğitin
evinde, ic sesime kulak verdim ve daha fazla dayanamayarak " burada ne işin var Asya, nasıl geldin , nasıl buldun beni".
dediğimde
" o bulmadı seni, ben buldum Asya'yı ve buraya getirdim" diye araya girdi Yiğit.
"Ne yapmaya çalışıyorsun sen Yiğit. Beni buraya esir ettin ama kardeşimden ne istiyorsun". Yiğit gözlerini benden ayirmiyordu. Ben cevap beklerken Yiğit , yavaş adımlarla Asya'nın yanına doğru geldi ve " Asya'yı buraya getirdim çünkü bu hallerinden sıkıldım. Eğer bir daha kaçmayı bırak düşüncesini bile aklına getirirsen, ilk Asya'nın kafasına sıkarım sonra da senin kafana sıkarım." dedi belinden çıkardığı silahı Asya'ya doğrultarak. Asya korkudan ağlamaya baslamıştı. Ne yapacağım ben... Aklımda bir sürü soru vardı Yiğit'le ilgili. Ne istiyordu bizden. Neden bizee eziyet etmek istiyordu. Bu hayatta hep acı çektiştim. Ama yinede dayanmıstım. Çünkü güçlüydüm. Ama şimdi kardeşimle imtihan ediliyordum. Bu sorulardan birazda olsa kurtularak " Yeter artık, yeterrr!!! Bırak bizi, ne istiyorsun bizden, ne yaptik biz sana " diye bağırmaya başladım. Kendimi tutamayarak bende ağlamaya başladım. Yapacak bisey kalmamıştı. Elimden hicbirsey gelmiyordu. Mecburdum... Yiğit'in her dediğini yapmaya artık mecburdum.. Asya'ya zarar vermesine izin veremem. Gözyaşlarımı birazda olsa silerek konuşmaya başladım.
"Tamam, kaçmaya çalışmayacağım. Ama Asya'ya zarar verme, onu rahat bırak " dedim yalvarırcasına.
"Bu sana bağlı Nefes, sözümden çıkarsan bedelini kardesinde sende ödersin. Simdi odaya çıkın. Bu halde karşımda durman sinirlerimi bozuyo," dediğinde Yiğit , daha fazla karşı çıkmayarak tamam anlamında kafamı salladım. Asya ile birlikte odaya çıktık. Odaya geldiğimizde yatağa oturdum. Asya'ya yanımı göstererek oturmasını söyledim.
"Nefes, neler oluyor, ne istiyor bu adam bizden" dediğinde olanları merak ettiği yüzünden anlaşılıyordu. Daha fazla bekletmeden, üvey anne ve üvey abimin yaptıklerını, Yiğit'i, din olanları, yani herseyi anlattığımda Asya, korku ve şaşkınlıkla karışık bana bakıyordu.
"Simdi ne olacak peki Nefes, ne yapacagız."" Yiğit, ne derse yapacagım, ancak böyle sana zarar vermez. Sen sakın ol..Üzülme olur mu." diye sarıldım.
Asya geri cekilerek " peki, ne kadar katlanacağız bu duruma."" Bir süre katlanıyormus gibi yapacağız. Fırsatını bulduğumuzda buradan gideceğiz." Bu duruma katlanmak benim içinde zordu ama yapacak care yoktu. Asya'da kabul etmişti bu durumu artık. Asya ile zamanın nasol geçtiğinin farkına bile varmamıştım. Çoktan akşam olmustu. Saate baktıgımda 19:30 'du. Kapı çaldı ve içeriye evin yarımcısı olan kadın " Nefes hanım, Yiğit bey sizi yeğeme bekliyor." dedi.
"Peki, geliyoruz."
Asya'ya döndüm ve "hadi aşağı inelim" dedim. Oturduğumuz yerden kalktık ve odadan çıktık. Merdivenlerden indiğimizde, Yigit ve Egemen yemeğe başlamışlardı. Masaya geldiğimizde Asya ile yanyana oturduk. Sessizce yemeğimizi yerken "Yemeğiniz bittiyse artik konuya gelelim " diye konuya girdi Yiğit. Tabağımdaki yemeği bırakarak, Yiğit'e döndüm. Yigit'in bakısları üstümdeydi. Merakla ne söyleyeceğini beklerken, Yiğit sessizliği bozdu ve,
" Asya, artık Egemen'le kalacak."
Bir anda ne olduğunu anlamamıstım. Yiğit'in söylediklerini kafamın icinde tekrar edince şaşkınlığımı bırakıp "Hayır, asla böyle birsey olmayacak." diyerek oturduğum sandalyeden hızla kalktım.
" OTUR!!!" diye emir verdi Yiğit."Ne dediğinin farkında mısın sen!!! Delirmişsin. Aslaaa ama aslaa göndermem kardeşimi " dediğimde yüzümdeki acıyla kafamıda çevirdim. Bana vurmuştu. Daha fazla katlanamayacağım bu olanlara.
"Asya gidiyoruz ,hemen!!!" diyerek çıkısa dogru hızla kostuk. Kapıdan çıktığımızda arkamızdan Yiğit'in ıslık sesini duydum ama durmadan ilerlemeye devam ettim. Bahçeden çıkamadan etrafımızı sayamadığım kadar adam çevirmişti. Çember gibi sarmışlardı. Artık köşeye sıkışmıştık. O anda Yiğit, adamların arasından geçerek karşıma dikildi. Bu sefer o sert bakışları beni korkutmuyordu. Ona öyle nefretle bakıyordum ki...
" Bu kaçmalarına bir son ver artık Nefes..""Nefret ediyorum senden anladın mı nefret!!"
"Yeter!!!Benim cehennemimden kaçamassın Nefes.."
Adamlar kolumdan tuttuğu an çırpınmaya başladım. " Bırak beni, bırakk!!" Ben böyle çırpınırken Egemen, Asya'nın kolundan tutarak arabaya götürüyordu. Asya çırpınsada, bağırsada olmuyordu. Onu böyle görüp yardım edememek dünyanın en berbat duygusuydu. Kardesim gözümün önünde çırpınıyordu ama ben birsey yapamıyordum. Egemen zorla Asya'yı arabaya bindirdi. Kendide binip arabayı çalıştırdığında, " hayırrrr!! Bırakınnn.. Lütfenn" diye bağırıyordum ama boşunaydı artık. Asya'yı tekrar kaybetmiştim. Gözümden yaşlar akmaya başlamıştı. Gözlerim kararıyordu. Kolumdan tutan adamlar eve götürüyorlardı simdi. Direnmiyordum artık çünkü dayanacak gücüm kalmamıştı. Eve girdiğimizde, adamlar kolumu bıraktıklarında , karşımda dikilen Yiğit'e bakıyordum. Suan içimden onu öldürmek geçiyordu. Ona karsı nefretime haykırmak istiyordum. Daha fazla dayanamadım ve üzerine yürüyerek " ne istedin bizden!! Neden yaptın bunu bana neden!! Ne yapacaksın Asya'ya, öldürecek misin cevap ver bana öldürecek misin... Susmaa!! O zaman ilk beni öldür.. Hadi sık kafama hadii!!" diyerek Yiğit'e vurmaya başladım. Hiçbir tepki vermiyordu. Sadece öyle duruyordu. Birkez daha vuracakken bileğimden tuttu ve kendine doğru çekti. Başımı kaldırıp gözlerine baktım. Bu kadar yakımdan ilk kez bakıyordum. Gözlerinde karanlık bir taraf vardı , beni içine ceken. Gözlerimin kapandığını hissediyordum. Başımında dönmesiyle kendimi Yiğit'in kollarına bıraktım...
![](https://img.wattpad.com/cover/55348779-288-k233551.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyanın Esiri
Novela JuvenilHayatta hangisi daha acıydı.. İstemediğin bir hayatı yaşamak zorunda kalmak mı yoksa o hayatla seni tehdit eden insana aşık olmak mı? Benim, yaşadıklarımın bunların hepsiydi. Ya içine düştüğüm karanlığa teslim olacaktım, yada o karanlığa ışık.. Aşkı...