İyi okumalar..Rüya mıydı bu yaşadıklarım..
Belki de kabus..
Keşke uyanıp, bu durumdan kurtulabileceğim bir durumda olsaydım.
Nasıl bir durumdaydım ben..
Neler yaşıyordum. Acı çeken taraf olmak zorunda mıydım ben.
Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken etrafıma tekrar baktım. Zaten başımı oynatmaktan başka birşey yapamıyordum.
Gözlerimi açtığımda bir odadaydım. Onur, ormanda en son üzerime doğru gelip bana vurmuştu, sonrasını hatırlamıyordum. Muhtemelen bayılmıştım ve şimdi buradaydım.
Bağlı olan ellerime ve ayaklarıma baktım. Şerefsiz herif, beni yatağa bağlamıştı.
Kendime geldiğimden beri, odada yalnızdım. O şerefsizi görmemiştim ve görmek de istemiyordum.Ama yine de olacaklardan korkuyordum. Çaresizdimdim. Yapayalnızdım. Ama yine de bana dokunmasını istemiyordum.
Duyduğum ayak sesleriyle, çırpınmaya başladım. Kollarımı bağlı olduğu yerden kurtarmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Odanın kapısı açıldığında, gözlerimi kapıda durmuş beni izleyen Onur'u gördüm.
"Uyanmışsın sonunda." dedi pis pis sırıtmasıyla. Yutkundum.
Üzerime doğru gelmeye başlamıştı. Korku tüm bedenimi esir alırken konuşmayı başarmıştım.
"Onur, yapma.." dedim ağlayarak.
Yavaş yavaş yatağa yürümeye başlamıştı.
"Korkma, canını çok yakmayacağım." dediğinde yatağa çıkmak üzereydi.
"Onur, dur. Nolur yapma, yalvarırım yapma!!" diye çırpınmaya başladım.
Bacaklarımın üzerine çıktığında, daha çok çırpınmaya başladım. Şuan bileklerimin acısını bile düşünemiyordum.
Onur, üzerindeki tişörtü çıkarttığında, göz yaşlarım artmıştı.Çaresiz kalmaktan nefret ediyordum. Elim kolum bağlıydı. Ölmek istiyordum şuan. Yiğit'ten başka birinin dokunmasındansa ölmek daha iyiydi.
O pis ellerini belimde hissettiğimde, nefesimi tutmuştum. Kendimden iğreniyordum. Bedenime sevdiğim adamdan başkası dokunsun istemiyordum.
"Yapmaaaa!" diye haykırdım. Sesim kısılana kadar bağırıyordum. Ama beni dinlemiyordu.
Belimdeki eli yavaşça yukarı çıkarken, diğer eli çenemi kavramıştı.
Gözlerini gözlerime çevirdiğinde, yavaşça üzerime eğildi."Çek ellerini üzerimden Onur!" diye bağırdım. Aksine ellerini çekmek yerine, daha çok eğilip kulağıma yaklaştı.
"Seni sevdiğin adama geri vereceğim, ama içinde benim tohumlarımla ve teninde benim izimle!" dediğinde boğazıma bir yumruk oturmuştu. Yutkunamıyordum. Kulaklarım çınlıyordu ve vücudum deli gibi titriyordu...
YİĞİT'İN AĞZINDAN,
Neydi yaşamak?
Bir annenin karnına düşmek, ardından doğmak..
Yavaş ve öğrenerek büyümek..
Büyüdükçe daha çok öğrenmek ve hatalar yapmak..
Hatalardan ders almak.. Ve daha kötü şeyler yapmak..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyanın Esiri
Roman pour AdolescentsHayatta hangisi daha acıydı.. İstemediğin bir hayatı yaşamak zorunda kalmak mı yoksa o hayatla seni tehdit eden insana aşık olmak mı? Benim, yaşadıklarımın bunların hepsiydi. Ya içine düştüğüm karanlığa teslim olacaktım, yada o karanlığa ışık.. Aşkı...