Mafyanın Esiri

Tuzak!

İyi okumalar ( multimedyadaki müzikle okumanızı tavsiye ediyorum.)

Yüzümde hissettiğim ıslaklıkla yatakta sağa doğru döndüm. Burnumun üstünde,yanağımın ve en son dudağımın da üzerinde de ıslaklık hissedince gözlerimi yavaşça açtım.

"Sonunda uyanabildin benim güzel karıcığım." diyen Yiğit'e baktım.

Şaşkınlıkla gözlerim açılmış, dudaklarım kıvrılmıştı. Çünkü Yiğit, elinde kahvaltı olan bir tepsi tutuyordu.

Gülümseyerek yatakta doğrulup sırtımı arkaya yasladım.

Yiğit, kucağıma kahvaltı olan tepsiyi bıraktığında, geri çekilmesine izin vermeden dudağından öptüm.

Yiğit, gülümserken bende tepsideki kırmızı gülü elime aldım. Gülün kokusunu içime çekerken,

"Teşekkür ederim kocacığım." dedim.

"Bir daha söyle." dediğinde Yiğit'e kaşlarımı kaldırıp baktım.

"Ne?" diyebilmiştim.

"Az önce söylediğini, bir daha söyle." dediğinde ne demek istediğini iyi biliyorum. Bu yüzden biraz uğraştırmak için,

"Teşekkür ederim." dedim. Yiğit, kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

Uzatmak istemediğim için, elimi yanağına götürdüm ve,

"Seni çok seviyorum kocacağım." dedim.

Yiğit, yanağında olan elimi dudaklarına götürüp öpmüştü. Yüzündeki gülümsemenin hiç bu kadar uzun sürdüğünü görmemiştim.
Ama bu halini de çok sevmiştim.

"Hadi hemen, kahvaltımızı yapalım." dediğinde, merakla yüzüne baktım.

"Neden ki..."

"Sana bir süprizim var." dediğinde merakım daha da artmıştı. Heyecanlanarak Yiğit'e baktım.

"Yiğit, söyle ne süprizi. Bak ben çok sabırsızım, hadi söyle.." dediğimde başını odağa sola sallayarak güldü.

"Olmaz gittiğimizde göreceksin zaten. " deyince susmayı tercih ettim.

Bişey söylemeyeceğini iyi biliyordum. Ne de olsa karşımda oturan adam Yiğit Kozan'dı.

Sessizce kahvaltımı yapmaya başladım. Kahvaltımı yaparken ara sıra Yiğit'e bakıyordum. Daha doğrusu kedi bakışlarımı atıyordum ama işe yaramıyordu.
Sonunda tamamen pes ettiğimde zaten kahvaltımda bitmişti.

Tepsiyi kucağımdan alıp odadaki masanın üzerine bıraktım.

Birgün öncesinden yanımda getirdiğim kıyafetlerimi dolaptan alıp banyoya ilerledim.
Ilık bir duştan sonra giyinip odaya döndüm tekrar.

Yiğit, çoktan hazırlanmış beni bekliyordu. Pencereden dışarıyı izlerken bende onu inceliyordum.
Giydiği siyah dar kotun üzerine beyaz bir tişört giymişti. Bana doğru döndüğünde yüzünü dikkatle incelemeye başladım.

Bıraktığı kirli sakalları, eliyle düzelttiği dağınık saçları,kırmızı dudakları ve mavi gözleri... İşte ilk görüşte nefesimi kesen, zamanla kendine aşık eden adamdı o..