ARIZALI
ŞEHNAZ & GÜLŞEN
24 – (Yorucu Umutlar!)
Not: Gecikmeden ötürü özür dileriz. Bazı sebeplerden ötürü bölümler gelemedi kusura bakmayın. Umarız ki bu bölümü seversiniz. Bol yorum ve votelerinizle de süslersiniz. Keyifli Okumalar canlar.. ^^ :*
Snapchat: sehnazhsmoglu
&&&&
Daha bugün daha bugün şikâyetlerini sıralayan doktorun odasından çıkıp kendine iyi bakacağına söz vermişti. Yaşadığı evde canına her defasında kast eden bir sadistin olduğunu öğrense ne yapacaktı?
İnanç küfrünü çakıp giden adamın arkasından güçlükle havuzdan çıkmıştı. Soğuk suyun içinde bütün canlı hücreleri donup ölmüş olmalıydı. Gecenin soğuk havası üşüyen bedenine çarptıkça İnanç saçlarından akan yaşların gözlerine vurduğunu sanırken sessiz hıçkırıklarını işittiğinde ağladığını anlayabilmişti.
Doğu'nun yaptığı düpedüz şiddetti. Uyuyor taklidi yapıyor diye bu ceza hak mıydı yani? Bu adamın aklını kim neyle besliyordu? Kimse bu adama kötülüğün yanlış bir şey olduğunu ve zarar verdiğin kadar alacaksın demiyor muydu?
Bu adam neden bu kadar kötüydü?
"Bütün kötülüklerini Allah'a havale ediyorum. Günyüzü görmeyeceksin." Adını dahi anmak istemiyordu. Çatı katına çıkana kadar arkasında ıslak izleri bırakmıştı. Banyoda titreyişleri içinde üzerindekilerden kurtulmuş sıcak suyun altına kendini atmıştı. Gecenin bir yarısı banyo yapıyordu.
Kısa bir duşun ardından çıkmış sıcak suya rağmen üşümekten arınamamıştı. Üzerine onu sıcak tutacak kıyafetleri geçirmişti. Havluyla saçlarındaki ıslaklığı alırken yatağına geçmek yerine küçük penceresinin önüne geçerek küçük oturma alanına geçti. Havluyla saçlarını kuruturken burnunun akmaya başlaması İnanç'ı beter etmişti.
Daha bugün doktoruna iyi olacağı sözünü vermişti. Doğu Üzeyiroğlu'nun hastalıklı tehlikesine rağmen!
*_*_*
Demet Hanım hazırladığı ıhlamur ve limonla beraber İnanç'ın yanına geri döndü. Dün gayet iyi olan kızın bugün üşütmüş halde hasta yatmasına anlam verememişti.
"Seni geceleri kontrol etmeye yeniden gelmem gerek. Eskiden geliyordum diye bana kızıyordun. Seni dinlemem hataydı İnanç."
Peçeteyi burnuna götürüp hapşurdu. Öne doğru eğilip bükülmekten harap olmuştu. İçinden Doğu'nun bile yüzünün kızaracağı küfürleri sayıyordu. "Dün gece üstümü örtmeyi unutmuşum. Galiba penceremi hafif açık bıraktım. Odamın havasız kalmasına tahammül edemiyorum." Tıkalı burnu yüzünden sesi boğuk ve hasta ciğeri yüzünden kesik kesik konuşuyordu.
Demet Hanım kıza baktıkça üzülüyordu. "Hadi iç şunu tatlım. Daha meyve çayını içeceksin. Aile hekimi birazdan gelir. Senin kullanabileceğin uygun ilaçları verir. Şahin'e sadece burnu akıyor, arada hapşuruyor dedim. Bu kadar kötü olduğunu bilse kızılca kıyametlerini koparır."
İnanç onu bu hale getirenin Doğu olduğunu öğrenseler ne yapacaklarını düşünmek bile istemedi. Düşüncelerini onunla kirletmeyi bile istemiyordu. Kupayı alıp limonu bol bol içine sıktıktan sonra ıhlamurdan bir yudum aldı.
"Benim kâinat güzelim nerde?"
Demet Hanım ve İnanç imalarla bakıştı. İşte asıl ilacı geliyordu. Villanın ikinci katında sade ve sporluğun konuştuğu oturma odasında Demet Hanımın kendi eliyle hazırladığı L koltuğun üzerinde uzanıyordu. Odanın içi hayli sıcaktı. Nevresimi göğsüne kadar çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARIZALI
Teen FictionArızanın ta kendisi olan adam DOĞU ÜZEYİROĞLU! Ne çok iyi ne çok kötü. Onu acımasızlaştıransa kardeşinin bir başka kıza ondan habersiz nakil edilen kalbi. Batu'nun kalbini geri almaya ant içtiği günlerin azabını ise yaşam çiçeği yeni oksijen almış...