NOT: Yemin ederim Allah sizi inandırsın çok uzun bir bölüm oldu. canımız çıktı ama değdi.:) Dolu dolu bir Şevval Ertu bölümü oldu.
Buradan söz veren Zelokeye sesleniyorum. Editleri hazırlarsan iyi edersin anlaşma yapmıştık.:)
MOAN yeniden yayımda ona da göz atarsınız. :)
İnstagram: sehnaz.gulsennn (Valla Arızalı 57. bölümden alıntı attım gelmeyen kaybediyor.:) Demek ki neymiş 56. ve 57. bölüm hazırmış:) )
Sizi seviyorum Allah'a emanet olun. Bol bol yorum bırakın ve vote atmayı unutmayın.:) Öpüldünüz.:)
ARIZALI
55 – Bebek Masalı...
Aşılamaz yolları kat edeceğimi sanan aciz varlığıma güvenmekle hata ettiğimi kabul ediyorum. Aşmak bir yana dursun yolumu tüm uyarı tabelalarına rağmen kaybettim.
Kilometrelerce yol yürümüş bir seyyah misali kurtulacağımdan kuşku duyduğum tonlarca ağırlık yüklüydüm. Sebebini sorgulamaktan kaçınamayan yanıma Ertu, son zamanlarda yaşadıklarım, babasız büyümesinden korktuğum bebeğim ve kaybetmekle sınandığım İnanç eklenerek, beni nedenler silsilesinde karman çorman ediyordu.
Yükümü tek bir nedenle sınırlandıramıyordum. Bildiğim tek bir şey var, çok yorgunum.
Yorgunluğum açmak istediğim göz kapaklarıma da hükmediyordu. Hislerim neler olduğunu anlayabilmemi sağlasa da yorgunluğumun nedenini asla açıklamıyordu. Aniden bir rüyaya dalmışım gibi bebeği öğrendiğim ilk ana doğru yuvarlandım.
Bilincim açık, zihnim eski anıları yâd ediyordu.
Bebeği ilk öğrendiğim zaman yaşadığım korkularımı ağırladım. Ertu'nun benimle bağlantısını kopardığı ilk zamanlardı. Tam da ona güvenmişken, her şeyin rayına oturup daha huzurlu bir gelecek planı yapmamı sağlarken, beni yarı yolda bırakmıştı.
Telefonu kapatmıştı ya da numarayı değiştirmişti. Ona ulaşacağım herhangi bir numara elimde yoktu ve beni aramamıştı.
Doğu nasıl İnanç'ı hayatından çıkartmışsa Ertu da tekmeyi basmıştı. Çirkin bir oyunun aptal kurbanlarıydık.
Üstelik varlığını yeni öğrendiğim ve sarsıldığım bebek de vardı.
İlk haftalarım onu istememekle geçmişti. Tesir eden korkularım haksız sayılmazdı. Anne olmaya hazır mıydım? Hayır değildim. Çünkü bu çocuğu isteyerek yapmamıştım. Terk edildiğim anda öğrendiğim şey hayatımın tamamıyla değişmesini sağlamıştı ve bu benim için asla kolay olmamıştı. Sorumluluğunu alabilecek kabiliyeti kendimde görememiştim. Keza ulaşamadığım, benimle aniden bağlantısını neden kestiğini anlayamadığım bir babayla kervan yürür mü bilememiştim.
"Şevval iyi misin?"
Arda'nın sesi kulağımı doldurdu. Bebeği öğrendiğim ilk anımdan beni çekip çıkaran bu ses, yalnız olmadığım hissi yaşattığı için minnettardım. Gözlerimi tekrar açmaya zorladım. Göz pınarlarım dolduğu için tepemde duranı bulanık görüyordum ama Arda olduğunu biliyordum. Beni yalnız bırakmayacak tek kişi oydu.
"Arda..." diye fısıldadım. Sesimi duyup duymadığından emin değildim ama kendime gelmek istiyordum artık. Bebeğim iyi miydi? İnanç uyanmış mıydı? İnanç iyi miydi?
Gözlerim tekrar kapandı. Yarım kalan uykuma yeniden dalıyormuş gibi hissettim ve bilinçaltım açıktı. Bu ne boktan şeydi böyle.
Kendimi bu sefer hastanede buldum. Zara Üzeyiroğlu doğmuştu. Onu gördüğüm ilk anda karnıma sarılmıştım; bir kez daha bebeğimi aldırmadığım, ona kıyamadığım için kendimle gurur duymuştum. Ben bir kadındım, bebeğime bakabilirdim. Babaannem beni tek başına büyütmüştü, ben de kendime bakabilecektim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARIZALI
Teen FictionArızanın ta kendisi olan adam DOĞU ÜZEYİROĞLU! Ne çok iyi ne çok kötü. Onu acımasızlaştıransa kardeşinin bir başka kıza ondan habersiz nakil edilen kalbi. Batu'nun kalbini geri almaya ant içtiği günlerin azabını ise yaşam çiçeği yeni oksijen almış...