ARIZALI

ALINTI

ARIZALI

ALINTI

NOT: Bölüm iki gün için de eliniz de olur. Arkasından Yaşamın Pençesinde yeni bölüm gelecek. Şimdiden keyifli okumalar dilerim. :) Keyifli okumalar dilerim.:):) 

"Gerçekten bunun tartışmasını mı yapacağız?"

"Tartışmıyoruz." Diyerek keskin tınısıyla noktaladı Üzeyir.

Ya ne yapıyorlardı? Tam bir saattir yasak koyduğunu söylüyordu. İnanç kabul etmediği halde Doğu yasağını koyduğunu söylüyordu.

"Ne demek Arda ile konuşmayacaksın?"

"Ulan onun yüzünden bana trip atıyorsun sabahtandır."

İnanç tek kaşını kaldırdı. "Onun yüzünden mi?" sabah söylediklerini hatırlatan ifadesini sakınmadı İnanç. "Arda'ya laf atacağım diye araya beni kaynattın. Benim alakam bile yoktu."

Mesele buydu zaten. Arda yüzünden hiç alakası yokken İnanç'ı alet etmişti. O yüzden konuşmak yasaktı. "O or*sp* çocuğu trip atmasaydı böyle olmayacaktı."

İnanç omzunu silkerek sırtını Doğu'ya döndü. "Sana küsüm Doğu."

Gülmemek için dudağını ısırdı. Ciddi ciddi sırtını dönüp sana küsüm demişti. "Şu enfes vücudun yirmi beş yaş güzelliği. İçin beş yaşındaki çocuk mızmızlığı. Bir de bana laf yetiştiriyordun!"

Enfes vücudun... İnanç baştan aşağı kızardığını hissetti. Arda yasağından ziyade Doğu ile yalnız kalma yasağı koymalıydı kendine. Her fırsatta böyle bel altı gelirse İnanç'ın işi yaştı.

Doğu omuzlarının gerildiğini fark etti. Uzanarak omzuna minik bir öpücük kondurunca İnanç öne doğru kamburlaşmıştı. "Doğu..." isyan dolu tınısında hafif bir utanç sezmişti.

İçine içine gülen genç adam uğraşmaktan vazgeçmedi. "Hazır doğadayız, yalnız değiliz ama kalmayı başarabiliriz."

İnanç'ın gözleri büyüdü. Akşam çökmüştü ve Doğu yalnız kalmak istediğini söylüyordu. Anında toparlanarak doğruldu. "Iıı ben Şevval'e bakacağım... Başı ağrıyordu... Muzo iyi değildi..." yarım yamalak açıklamasıyla kaçmaya çalıştı.

Doğu kolundan tutarak geri oturttu.

"Hepsinin keyfi gayet yerinde. Biz yalnız kalmak için geldik buraya."

İnanç alt dudağını ısırdı. "Doğu kamp bu... Yani arkadaşlarla..."

"Beni onlar ilgilendirmiyor, sen ilgilendiriyorsun!" başparmağını teninde gezdirerek beline doğru yol aldı. İnanç'ın gerginliği giderek yükseliyordu. Belinden ensesine doğru hafif dokunuşuyla ulaştı.

İnanç ürperiyordu. Doğu niyeti bozmuşsa o da gerekeni yapacaktı.

Kumral saçlarını omzuna iterek çıplak boynuna göz gezdirdi. Dudağını boynuna bastırdı. Gözleri kendiliğinden kapanmıştı. Kokusunu içine ağır ağır çektiğinde mahmurlaşmış sesiyle fısıldadı.

"Hangi sabunu kullanıyorsun İnanç?"