53 - Mayın Tarlası

24.6K 2.1K 678
                                    



NOT:Pek uzatmayacağım bir an önce okumanızı istiyorum. Fakat geleneği bozmayıp yorum ve votelerinizi istediğimi yazmak istiyorum tekrar. Hepinize keyifli okumalar bebekler. Kocaman kocaman ve ve ve kocaman öpülüyorsunuz.:)

Bir Adamın Dağınık Yatağı kitabımızı okumayı unutmayın.

Ve instagram: sehnaz.gulsenn'e sizleri bekliyoruz.:)

ARIZALI

53 - Mayın Tarlası

Bebeğim...

Bir telefon nasıl hayat değiştirebilir biliyor musun? Yalnızca bir mesajla nasıl tepetaklak olabiliriz?

Aldığım haberler neticesinde atacağım adımlar için iki isme başvurmuştum. Ateş hattında olmanın en dayanılmaz gerçeği, sağ çıkacağının asla bir garantisi olmayacağıydı.

Yavuz Gürmen'in verdiği karara Şahin Üzeyiroğlu'ndan destek çıkınca, ateş hattının ortasında dostlarımla kalmıştım. Babamın, 'İnanç onun kızı, kararına evet de ve gönder. Yarın bir zarar gördüğünde verebileceğin bir cevabın olsun, o bir baba. Ben de olsam aynı şeyi isterdim.' sözleri üzerine hareket etmiştim.

Bizi bitiren o aramanın sonucunda verilen kararlardı.

Kimse beni kontrol edemez, bu hayat benim ve nasıl istersem öyle yaşarım dediğim her gün, hayatımı elimden almaya kararlı olan bir grup, özgürlüğümden beni alıkoyarak zaferlerini kutlamışlardı.

Evet, ben sevgiye layık olmayan, dilene dilene insanlara zarar veren kötü, bencil bir adamdım. Yoksunluğum zarar vermeye teşvik ediyor ve bundan haz almamı sağlıyordu. Korkunç bir adamdım; eksik yönlerimi dolduracak ve bunu farkında olmadan yapacak bir kadın hayatıma girene dek.

O seçilmiş bir kadın sayesinde artık iyiydim.

İyi biriyim değil mi?

Güzel kadınım katran karası kalbimi onararak, beni örselendiğim karanlığımdan kurtarıyordu. İyileşiyordum. Farkında olmadan beni hayatın güzelliğiyle tanıştırıyordu. Elinden tuttuğum için asla pişman olmadım.

Olmayı da katiyen istemiyordum.

Fakat asrın en tehlikeli duygularını taşıyan düşmanlarım elini bırakmaya zorladılar. Beni iyi bir adama çeviren kadını bırakmam için ellerinden ne geliyorsa yaptılar.

Başardılar mı?

Saklandığım duvar köşesinde sokağı çığlıklarıyla inleten ve az sonra bir kriz geçirecek ihtimaliyle, beni ölümden beter eden bebeğimi gizlice izlediğime göre bunu epey iyi başarmışlardı.

Beni görmesinin imkânı yoktu. Çırpınışları gözümün önünde büyüyor, adımı zikreden dili yorulmadan gerçekleri yüzüme vuruyordu. Onu izlediğimi biliyor, çıkmam için biçare yalvarıyordu. Yıpranacağını, kaldıramayacağını biliyordum. Bugün olanlar önümüzdeki günlerin ön izlemesiydi.

Gördüklerim tükenen gücümü emiyor, ona bir daha kavuşmak için kendime verdiğim kıytırık sözümü çürütüyordu. Onu izlemek cenaze merasimimi izlemek gibi bir şeydi.

Sahi bunlar önceden çektirdiklerimin cezası mıydı?

Ben kötü bir adamdım.

İnsanları acılarla kavurup, isyan etmeye mecbur etmekten aşırı haz alıyor, mabedimde karanlıkla beslenen ruhumu bir ateş kadar güçlendiriyordum.

ARIZALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin