ARIZALI
ŞEHNAZ & GÜLŞEN
22 – (Alayına Üzeyir!)
Nedenmiş gibi kasvet yağdıran soruya geçerli bir cevap vermek istiyordu. "Çünkü..." diyerek nemli saçını kulağının arkasına itti. Evet, bir bahane. İnsanın paçasını kurtaracağı kıvrak bir zekâ hatta aptallık oyunu da diyebiliriz. "Muzo yeni alışverişten geldi.. bana geldi.. sana değil.. sana ne oluyor.." az önce bahane bulmak için kıvranan İnanç Gürmen şimdi çirkefleşiyordu.
Doğu tuttuğu eli bıraktı ve ellerini cebine koydu. Ağır ağır adımlarıyla gerginleşen ortama bir kat daha gerginlik katarak İnanç'ın dibinde bitti. Ulan deminden beridir Ertu'dan yana kafasını çevirmiyordu. Muzoliyle çıkmasında ne gibi sakınca vardı?
"Buna sen mi karar vereceksin?" gayet rahat bir tavırla sordu. Bu tepkiyi vermesini beklemiyordu. Gülmemek için direndi durdu.
"Evet!" ardından hatasını fark ederek geri aldı. "Hayır.." gitmesine engel olabilirdi. Sonuçta Muzo daha yeni yanına gelmişti. "Evet." Kendi içinde çelişen İnanç 3 saniye içinde iki olumlu bir olumsuz cevap vererek kendi çelişkisini belli etmişti.
"Nasıl karışıyormuşsun bana bir söylesene?"
"Gitmiyorsunuz işte! Karışıyorum gitmiyorsunuz." Kesin tavrından ödün vermeden devam etti. Bocalamamalı Doğu'ya bir şey belli etmemeliydi. "Yani sen gidebilirsin. Ama Muzo gidemez. O yeni yanıma geldi bizim bugün planımız vardı." Bakışları Muzo'ya kaydı. Ondan yardım bekleyen bakışlar atarsa Doğu anlayacaktı. Sadece bir göz temasıyla bile imdadına yetişmesini istiyordu.
Muzo yorgunca güldü.
Doğu pervasızca sorusunu yöneltti. "Orasını anladım. Neden bir kendini kanıtlama hırsına girdin, onu anlamadım."
Ertu ayakta duran erkek güzeline bakıp İnanç'a döndü. "İyi de İnanç senin arkadaşın ben gitmeyeceğim diye bir cümle kurmadı. Doğu işimiz var dedi elinden tutup kaldırdı. Muzoli engelleyebilir, İnanç'a geldim diyebilirdi."
Doğu elini cebinden çıkardı. Kollarını iki yana açtı. "Evet, sen neden üzerine alınıp Muzo adına cevap veriyorsun?" az önce dostunun derisini yüzmek istemeseydi şimdi eline verdiği fırsat için teşekkür edebilirdi. "Muzo kendi cevabını verebilirdi."
Muzo ikiliye doğru ilerlemek yerine Ertu'ya doğru döndü. "Ne o yabani? Oturmak canını mı sıktı? Seni eğlendirecek olay mı arıyorsun adamım?"
Arda dudağını uçuklattı. "Oww bu bana; seni lanet olası pislik, kıç beyinli ahmak, repliğini anımsattı."
Doğu herkesten bağımsız halde İnanç'ın dudaklarından çıkacak cevabı bekliyordu. Bir yanı ona sarılıp isterken bir yanı tamamıyla onu kendinden soyutlamak o eski nefreti çığ gibi büyüterek acı çekmeyi sonlandırmak istiyordu.
Muzo dudağını ısırdı. "Güzel replik Ardiş."
İnanç tartışmaya mahal vermek istemiyordu. "Muzo cevabını versin o zaman. Ben Muzo'yu engellemedim. Gelemez çünkü yanıma geldi. Haa..." dişlerini birbirine bastırdı. Yavaştan öfkelenen yanını sakin kalmaya çalışarak bastırıyordu. "Gelmek isterse de çok işiniz var diye buyursun gelsin."
Muzo gözlerini Ertu'dan ayırmadı. "Hayır Ekinezya gitmiyorum..." cevabını verip yabani adamdan hadi buna cevap ver bakışı attı.
Ertu tek kaşını kaldırdı. "Kalkmak yerine başından hayır diyebilirdin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARIZALI
Teen FictionArızanın ta kendisi olan adam DOĞU ÜZEYİROĞLU! Ne çok iyi ne çok kötü. Onu acımasızlaştıransa kardeşinin bir başka kıza ondan habersiz nakil edilen kalbi. Batu'nun kalbini geri almaya ant içtiği günlerin azabını ise yaşam çiçeği yeni oksijen almış...