36- Savaş

33.2K 2.4K 180
                                    

ARIZALI

ŞEHNAZ & GÜLŞEN

BÖLÜM 36: Ben Kazanacağım!

Dilden dökülmesi zor bir cümleyi anın acısıyla söyleyivermişti Muzo. Siren seslerinin arkasında kalırken, hiç bu kadar çaresiz hissetmemişti. Ne zaman bir yolda ambulans telaşı görse veya uzaktan sesini duysa korkardı. Onun korktuğu başkalarının bizzat yaşadığı acıydı.

Bugün o korktuğu başına gelmişti.

Şimdi bir arabada o ambulansın arkasından gidiyordu. İnanç yattığı sedyede baygındı. Kalbinin zayıfladığını duymuş muydu? O bağırışları arasında ambulans yetkililerine zorluk çıkartmış, Şevval onu durdurmayana kadar ne yaptığını fark edememişti. Hep soğukkanlı olan Muzo'ya ne olmuştu?

Hemen yanında oturan Şevval'in ağlamasına daha fazla tahammül edemeyen Muzo, "Ağlama sinirlerimi bozuyorsun." Diyerek karşı çıkmıştı. Hem sinirlerini bozuyor hem arabayı süren karşı komşusu Nergis Hanıma zorluk yaşatıyordu.

Şevval yüzü solan dudağı moraran İnanç'ın görüntüsünü aklından silemiyordu. Bu krizi yaşayacağından hep korkmuştu. Ya atlatamazsa, soruları aklına hücum olduğundan kendini zapt edemiyordu.

Geçen seferkiler hep Doğu yüzünden olmuşken, şimdi olanlar ailesi yüzündendi. Şevval birilerinin hep suçlu olmasından bıkmıştı. İnanç'ın yaşadığı zorluğun giderek artması kabul edilir değildi.

Burnunu çekip, sakinleşmeye çalıştı. En azından konuşabilmek için. "Doğu'ya haber vermemiz gerek..."

Muzo ağlayan arkadaşına döndü. "Hayır."

Şevval'in gözleri büyüdü. "Bilmeye hakkı var."

"Kendini suçlar. Bir gidelim hastaneye. Doktor ne diyecek ona göre haber veririz."

Şevval onaylayıp önündeki ambulansın siren seslerine karışan korna seslerine kulak kesti. O da Muzo gibi bu sesten hep korkardı. O sesi takip ediyor, İnanç'ın iyileşeceği umuduyla dua ediyordu.

Nergis Hanım istedikleri hastaneye doğru yaklaşmışken konuştu. "Muazzez kızım arkadaşınızın durumu nedir? Hastalığı nedir?"

Muazzez kısa bir özet geçmiş, Nergis Hanımı aydınlatmıştı. Nihayet hastaneye varmışlardı. Acilden İnanç içeri alınırken, Muzo ve Şevval yetişmek için arabanın park edilmesini bekleyememiş peşinden gitmişlerdi.

Müşahede altına alınan İnanç, doktorların gözleminde kalırken, Muzo formunu doldurup sorular soran hemşireye bildiklerini anlatıyordu. Çok geçmeden İnanç'ın doktoru olan Hatem Bey yanlarına gelmişti.

Muzo ona da detaylı anlattıktan sonra doktor onları bilgilendireceğini ve korkmamalarını söyleyerek yanlarından ayrılmıştı. Korkmamaları gerektiğini söyleyen Hatem bile endişesini gizleyemiyordu. Sadece iki arkadaşının olması yeterli değildi. Geri dönerek, "Şahin Beye haber verdiniz mi?" diye sordu.

Bakışan Şevval ve Muzo olumsuz yanıtı vermeden Doktor Hatem'den direktif gelmişti.

"Haber verin, hemen gelsin."

Doktorun gidişiyle yıkıma uğrayan iki dost korkuyla titredi. İnanç'ın durumu sandıklarından daha kötüydü. Son iki günde yaşadığı stres ve acı daha öncekilerden büyüktü ki İnanç fazlasıyla etkilenmişti.

Hastanede beklemekten nefret ediyordu Şevval. Hatta en tahammül edemediği her seferinde beklediği kişinin İnanç olmasıydı. Birileri hep bu kızın yarasını kanatıp git onu iyileştir diyordu. Böyle giderse iyileşemeyecekti. Doktorun telaşına bakılırsa iyileşecek bir İnanç ellerinde kalmayacaktı.

ARIZALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin