ARIZALI
YAZAR: ŞEHNAZ & GÜLŞEN
BÖLÜM: 34 (Yasaklar! )
Not: Doğrusunu söylemek gerekirse üzücü bir bölüm sizlerle. Arızalı da ne zamandır üzülmüyorduk, dediler geldi çattı. Bakalım ne diyeceksiniz bu duruma. Yorumlarınızı, düşüncelerinizi bekliyoruz. Hepinize keyifli okumalar. :) :)
Bu arada İLTİCA kitabımıza göz atmayı unutmayınız. Yeni bir hikaye yeni karakterler.:)
Veeee @Sayyyldzx arkadaşımızın KOĞUŞ-7 adlı kitabına göz atmayı unutmayın. Eminim seveceksiniz.:)
İnstagram: sehnaz.gulsenn
&&&&
Biraz daha sarılsa, biraz daha canını yaksa, biraz daha sevgisine dayanmasını istese korkutur muydu? Korkutup kaçırır mıydı? Zira öyle olma ihtimali Türkiye'ye ayak bastıklarında çoğalmıştı. Tedirginliğini asla kendinden sakınmıyor, akışına bırakmıyordu.
Bavulları ellerinde Arda ve Ertu ile buluşma noktasına doğru yol aldıklarında son bir kez kendini toparlaması için güç vermek istedi Doğu. Yürümeyi bıraktı ve önde yürüyen kızın elinden tutarak durdurdu. Vücudunu döndüren kızın yüzündeki meraklı ifadeyi çabucak kavramıştı.
"Konuştuğumuz gibi tamam mı? Her şeyi bana bırak. Ben halledeceğim."
Hiç konuşmadan bütün kavgalara göğüs germesine izin vermeyecekti İnanç. Elinden tuttuğu adamı yalnız bırakmayacaktı. "Biz böyle konuştuk ama böyle anlaşmadık. Seni yalnız bırakmayacağım." Hem de Doğu onu yalnız bırakmamışken. Hiç bırakmayacağı sözü vererek, elinden tutmuşken.
İnanç sırt çantasını omzunda düzelterek yoluna devam etti. Kalırsa Doğu allem edip kallem edip dediğini yaptıracaktı. Neler söyleyeceklerini az çok tahmin ettiğinden hazırdı. Bir yanı duymaya korktuğu gerçeklerin, yüzüne vurulacağı endişesinden ötürü tedirgindi.
Uzaktan Ertu ve Arda'yı seçince adımlarını hızlandırdı. İnanç yüzünü gülmeye zorladı. Lakin karşısındaki iki adamın gülmeye pek yatkın olmayan suratları çabasını sonlandırmıştı.
İlk sarıldığı Arda oldu. Neşeli yanından inanılmaz yoksundu. Kuru bir hoş geldin ve güç veren bir sarılmadan fazlasını alamamıştı. İnanç, Ertu'dan da aynı karşılığı alınca, ses etmeden dostlarıyla konuşabilsin diye Doğu'ya yol verdi.
Gizli olmasaydı acaba bugün böyle karşılanırlar mıydı? Yahut Şevval'in gelişi iptal oldu yalanını başından söyleyerek olayı toparlasalardı, bugün korkmak yerine gülüyor olurlar mıydı? İçinde bir yerlerde bilmişlik yapan his, hayır cevabını anında verdi. İnanç tepetaklak oldu.
Hayır, kurtuluşu yoktu.
Havalimanından ayrılıp eve dönüş yoluna girmeleri kısa sürdü. Yol ilerledikçe ilerliyor, dakikalar sandığından daha hızlı geçiyordu. İnanç kaçmak istese de sonunda yüzleşeceğinden yerinde susuyordu.
İnanç yanında oturan adama döndü. Ertu ve Arda ile günlük sohbet ediyor, evde bekleyen kaos adına tek bir kelime etmiyorlardı. Üstelik kaçamaklarıyla ilgili kısa bir keyif cümlesi kurup konuyu kapatmıştı. Kaçışları dostlarına da zarar vermişti.
"Muzo seni çok özlüyor İnanç. Bir ara yanınıza kaçmayı düşündü."
Arda'nın söyledikleriyle gözlerini sevgilisinden çekip ona çevirdi. "Gelmemesine şaşırdım. Nasıl durdu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARIZALI
Teen FictionArızanın ta kendisi olan adam DOĞU ÜZEYİROĞLU! Ne çok iyi ne çok kötü. Onu acımasızlaştıransa kardeşinin bir başka kıza ondan habersiz nakil edilen kalbi. Batu'nun kalbini geri almaya ant içtiği günlerin azabını ise yaşam çiçeği yeni oksijen almış...