ARIZALI

Alıntı

ARIZALI

Not: Yaşamın Pençesinde bu akşam sizlerleydi ama bir sebepten ötürü yetişemedi. Yarın kısmetse sizlerle. :) Arızalı'nın kısa bir kesiti sizlerle. Bu arada kapağı da değişti. Biz çok sevdik acaba siz sever misiniz? Yeni bölümde görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın.

Biraz daha kendini zapt etmezse olduğu yere yığılacaktı. Doğu onu mahvetmişti. Beklediğinden çok daha fazlasını yaşıyor pek tabi yoruluyordu.

Sigarasını İnanç'ın uzağında içmeye devam etti. Kahkaha krizine giren sevgilisinin kendine gelmesi belli ki uzun sürecekti. Bir eli cebinde, pencerenin önünde dikiliyordu. Parmağı arasına aldığı sigaranın dumanını açık pencereden dışarıya üfledi. Kendinden bu denli geçeceğini bilseydi, anlatmazdı. Ancak İnanç'ın gülüşü o kadar güzel ve dokunaklıydı ki Doğu yine de anlatıp güldürdüğü için pişmanlık duymadı.

"Ama...ama...sen...gerçekten..." iki büklüm olmuş, karnını kollarıyla sıkıp sıkıp durmuştu. Doğu resmen canına okumuştu. Şimdi durmaz, bir soluk almazsa gözlerini hastanede açacaktı.

Sanki kilometrelerce yol aşmıştı da o yol hiç bitmemiş gibiydi. İnanç o yolun güzelliğine kapılıp gidiyordu. Güldüren sevdiği adam olunca pek şikâyet edemiyordu.

Toparlanmaya çabaladı. Derin derin nefesler verdi. Ritmi bozulmuş kalbinin basıncını sakin kalarak dengelemeye çalıştı. Suyunu içerse kendine gelecekti. Ayağının dibine bıraktığı bardağa uzanıp aldı. Doğrulduğunda bardağı ayarsız hareketleriyle ağzına götürmüş, bir yudumu nihayet almıştı.

Ne var ki Doğu'nun az önceki yüz ifadesi gözünün önünde belirdiğinden atlattığı krize yeniden girdi. Ağzını doldurduğu suyu ağzının kenarlarından dökülmeye başladı.

Müdahale vakti gelmişti. Sigarayı dudağının arasına yerleştirerek sevgilinin yanında yerini aldı. Öne doğru kamburlaşarak avuç içini dudağına bastırıp ağzından akan suyu durdurdu.

"Tamam, yeter gülme."

Ağzını kapatan elini hızlıca çekti. Hayretler içerisinde yüzüne üfledi. "Beni çok şaşırttın." Duygu geçişleri inanılmaz hızlıydı İnanç'ın. Bir an gülmekten konuşamazken, bir an hayrete düşüyordu.

"Hayvan mısın Doğu? Öyle mi anlatılır?"

"Sana olay anını canlı yayın gibi naklettim yavrum."

Doğu'nun bilmediği bir yüzüyle tanışmış olmanın şaşkınlığını yaşamış ve tanışma sayesinde çok gülmüştü. "Senin dostum dedikten sonra ki bakışlarını taklit ettiğin an baban karşımda sandım. Gülmeye çekindim."

Bu tatili sırf eğlenmek için ayarlamamıştı. Birbirlerini tanımak için de bir fırsat olmuştu. İnanç'ın keyifli ve gülmekten an olsun vazgeçmemesi fırsatı iyi değerlendirdiklerini göstermişti.

"Eğer kendine hâkim olursan babanı sana anlatmaktan zevk duyarım."

Gözleri neşeyle parıldadı. Doğu'nun inanılmaz bir taklit yeteneği vardı ve yeni öğreniyordu. İzlanda ona bambaşka bir Doğu sunmuştu. Bambaşka bir Doğu ile tanıştırmıştı.

Tıpkı Doğu'nun yeni tanıştığı İnanç gibi.

Gözlerindeki neşe ufak aşk kıvılcımlarına dönüştü. Nefesini ağır ağır verirken sarhoş gibi gülümsüyordu.

"Sanki kalbimi güldürmekten durduracakmışsın gibi."

"Seni güldürürken de mi zarar veriyorum? Ben ne kadar kötü bir adamım!"