ARIZALI
ŞEHNAZ & GÜLŞEN
23 – (Dudak Hırsızı!)
Not: Kusura bakmayın canlarım net felaket ağır gönderimi biraz sıkıntı oldu. İşte bölümümüz geldi. Umarız seversiniz.. Bol bol vote ve yorum tabii ki istiyoruz. Yazan elleriniz dert görmesin. Çok çok öptük.
Keyifli Okumalar. ^^ <3
&&&&&
Her şey söylendiği gibi olsa Doğu Üzeyiroğlu bugün sağ bırakmazdı. Yapacakları için konuşmanın daha doğru olduğunu İnanç biliyordu ama Doğu bilmiyordu. Gürmen kızı istihza dolu gözlerini adamın üzerinde gezdirirken ellerini cebine koyup omuzlarını dikleştirdi.
"Sen beni öpemezsin.. Sen beni öpemezsin Doğu Üzeyiroğlu boş hayallere kapılma!" adamı ciğerlerinden vururken hissettiği bütün acıları bastırmıştı. Kendisini cevapsız bırakıp alt eden iblisi cevaplarıyla alt edebilirdi.
Araları iyi olabilecekken Doğu iki yol veriyorsa, yolunda yalnız yürümeye artık mahkûmdu. Bundan sonra kendisiyle konuşma çabasına giren İnanç'ı bile görmeyecekti.
Adamın cevapsız kalışını beklemedi. Sırtını yüzüne hediye ederek bahçeden içeri girdi. Kontesi müştemilatta bırakıp gelmişti. Ayfer sultanın torunuyla oynasa daha iyi olurdu. Farklı farklı insanlara ihtiyacı vardı.
İnanç odasına geçip üzerini değiştirdi. Bugün ev de olmayacaktı. Kalbindeki ani çarpıntıyla dolabın kapağına tutundu. Çok sık oluşmaya başlamıştı. En iyisi yarın hastaneye gitmekti. Sıkıntı olduğunda doktor kontrole gelmesini kesinkes tembih etmişti.
Çarpıntı geçince çantasını, telefonunu kapıp odasından çıktı. Aşağıya inen genç kız kapıdan çıkmak yerine bahçeye geçti. Önce müştemilata gidecek ve Ayfer Sultana gittiğini haber edecekti. Kontesi ona emanet edip gidecekti.
Müştemilatın kapısı önünde Ayfer Sultana bilgiyi verip ön bahçeye geçti. Evden hızlıca çıkmıştı. Bugün serbest gezisini yapacaktı. Önce Türkan ablanın Yaz Akşamları kafesine gidip bir kahvesini alacak ardından yürüyüşünü yaparak kitap alışverişine çıkacaktı. Kitaplığına alması gereken kitaplar vardı. Biraz kıyafet alışverişi de yapabilirdi.
İnanç hatırladıklarıyla yüzünü astı. Blogunu Doğu belası geldiğinden beridir kontrol etmiyordu. Kitap tanıtımı ve okuduğu kitapların yorumunu bu blogta paylaşıyordu. İşin daha kötüsü belirli arkadaşlıkları bu blog üzerinden kurmuştu. Mektup eşliğinde tavsiye ettiği bir kitap gönderiyordu. Ve aynı karşılığı arkadaşlarından da alıyordu.
En yakın zamanda kitap dostlarına bir mesaj atmalıydı.
Yaz Akşamları kafesine doğru yürüdü. Türkan abla orada olmayabilirdi. En son buraya Şevval ile gelmiş kahvelerini alıp çıkmıştı. Şayet oradaysa bir çift laf edebilirlerdi. Havasının sıcağı onu bunaltıyordu. Galiba bir dondurmayla çıkacaktı oradan.
Kafeye giren İnanç bir masanın önünde müşterileriyle konuşan afeti devranı görünce gülümsedi. Bu kadının ailesinde irsiydi yaşlanmamak. İki kız kardeşiyle de tanışmış onlarında yaşlarından hayli küçük ve genç görünmesi İnanç'ı etkilemişti.
Masanın önünde ayrılıp kasaya doğru giden kadına seslendi. "Türkan abla."
Türkan Hanım anında arkasına döndü. İnanç'ın kendisine doğru gelişini izlerken kocaman gülümsedi. "Vay vay kimleri görüyorum?" kollarını iki yana açarak İnanç'ın sarılmasını bekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARIZALI
Teen FictionArızanın ta kendisi olan adam DOĞU ÜZEYİROĞLU! Ne çok iyi ne çok kötü. Onu acımasızlaştıransa kardeşinin bir başka kıza ondan habersiz nakil edilen kalbi. Batu'nun kalbini geri almaya ant içtiği günlerin azabını ise yaşam çiçeği yeni oksijen almış...