Feveran » 0.1

25.4K 642 105
                                    

1. Kısım 

SARAYDAKİ İHANET

1.Bölüm

Kale Düştü

Aslında casus olmakla hırsız olmak arasında fazla bir fark yoktur. Amaç çalmak. Hırsız mücevher çalar, ajan ise sırları. 

-Adam Fawer 

 Gökyüzü pusluydu ve bir o kadarda yorgun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gökyüzü pusluydu ve bir o kadarda yorgun. Tüm rengi çekilmişti gök kubbenin. Ne ağlayacak kadar kızıl ne de susacak kadar siyahtı. Sadece hasta bir adam gibiydi. Griydi.
Kalenin etrafı sarmaşık misali Osmanlı İmparatorluğu tarafından kuşatılmıştı.
Osmanlı savaşı almak üzere son taarruzunu gerçekleştiriyordu. Yaklaşık bir aydır bu kaleyi almak için çabalıyorlardı ve artık o güçlü surlar yerle bir olmuştu. Asırlardır hüküm süren bu Rum Kalesinde artık Osmanlı sancağı dalgalanacaktı.
Kale'nin içi hengame gibiydi. Herkes bir yerlere kaçışıyordu. Öyle ki ordu komutanı Peras bile köşesine çekilmiş tek yapabileceği şeyi yapıyordu; İsa'ya dua ediyordu. O an kabul odasından gür bir ses yankılandı. Kral yenilginin acısı ile yaralı bir aslan gibi bağırıyordu. 

"Bana Petridis'i çağırın. Çok geç olmadan bu işe müdahale etmemiz gerek." 

Emri alan hizmetkar koşar adımlarla odadan çıktı ve kalenin çatısına ilerlemeye başladı. Zira bu durumda Petridis'i ancak orada bulabilirdi.
Yanılmamıştı adam. Kalenin en yüksek yerinde okları ile birlikte kaleyi savunuyordu. Üzerindeki ağır zırha lanet etti adam. Bu zırh onu yavaşlatıyordu. Daha da hızlı olmaya çalıştı. Yaklaşık beş dakikanın ardından Petridis'in yanındaydı.

"Petridis hazretleri!" Diye bağırdı adam. 

Kadın savaşçı, tehlike sinyali almışcasına adama doğrultu okunu. 

"Benim efendim. Sağdık hizmetkarınız Jolio."

"Kale düşüyor Jolio! Kral ne yapıyor, bana malumat ver!"

"Efendim, şu anda tam da bu yüzden buradayım. Kral sizi çağırıyor. Acele etmenizi söyledi." 

Petridis tirkeşinde* kalan son üç oku da gözüne kestirdiği yeniçerilere fırlattıktan sonra yayını sırtına astı ve koşar adımlarla merdiveni indi. Kale düşmüştü ve yapacak bir şeyleri kalmamıştı! Kralı daha önceden çok kez uyarmıştı ama ahmak adam onu bir kadın olduğu için dinelme dahi dinlememişti. Şimdi bu bokun içinden nasıl çıkacaktı merak ediyordu.
Kapıyı kırarcasına daldı kralın odasına. Zira ne onun krallığı kalmıştı ne de kalesi. Artık sadece bir soytarıdan ibaretti.

"Seni ahmak adam!" Kadın belindeki hançeri çıkardığı gibi adama doğru ilerledi lakin yan tarafında duran şövalyeler kadını durdurdu.

" Petridis, bekle! Sana anlatacağım şeyler çok mühim!"

FEVERAN » Sultan MustafaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin