15. Bölüm
Fuzuli
Dert ortağımsan, yâr ol benimle; olmazsan da vâr ol.
Fuzuli
Leyla ile Mecnun, Fuzuli
Mavinin tonları güvertenin soğuk karanlığını aydınlatıyor ve birbirlerine çarpıp iki asi okyanusun birleştiği yerdeki hırçın dalgalar gibi geri dönüyorlardı. Petridis ince dudaklarını sükûnetle yaladı ve tek kaşını kaldırıp bir adım atmıştı kendinden yaklaşık on santim kadar uzun adama. Bir şekilde hem ona kanı ısınmış hemde ondan nefret etmişti.
"Bizim aramızda mevki ve emir olmaz Maris, bunu bilmen lazımdı."
Adam orta uzunluktaki sakalların ardından ukala bir gülümseme sundu kadına. Normal hayatta pek belli olmayan mavi gözleri şuan ışıldıyordu. Saraya geldiğinden beri onun her adımını izliyor ve o bilmese de yardım ediyordu.
"Seni deniyordum." Kadın kimsenin duymayacağı şekilde kısık tonlarda bir kahkaha attı ve aralarındaki mesafeyi kapatarak, meydan okurcasına adama bir adım daha attı.
"Demek öyle."
"Öyle. "Petridis karşısında ondan bir farkı olmayan bu alaycı adama içten bir gülümseme sundu. Eğleneceği ve onun kafasından birinin artık yanında olması iyi gelmişti.
"Sabbah planı çok zekiceydi lakin eksiklerin vardı."
Maris'in biçimli kaşları alayla çatılır bir vaziyette yer bulurken dudakları da yamuk gülüşü tatmıştı. Kadın ise deryanın ortasında esen akşam melteminden mütevellit üşümüş bir halde gerildi. Yanlış yapmaktan hoşlanmazdı.
"Ne gibi?"
Genç adam bir adım geriledi ve elini kınısına yeni koyduğu, belindeki kendisini ki gibi özel yapım olduğu belli olan bordo hançerine götürüp kendi etrafında yürüyerek pelerinini uçurtup etrafında sallandı.
"Şöyle ki Mustafa'nın odasının terasının altında her zaman muhafızlar olur lakin sen bunu düşünmemek gibi bir aymazlığa düştün."
Adam bir iki saniye durdu ve dudaklarını büzüp keyif aldığını belli eden bir şekilde yüzünü buruşturdu.
"İsa'ya şükret ki buradaki ilk devşirme Rum ben olduğum için, yani ilk ajan ben olduğum için kimin nerede, ne yaptığını biliyorum. Senin işini kolaylaştırmak için onları senden önce öldürdüm."
Petridis'in mavi gözlerinin üzerindeki balık kılçığını andıran sarı kaşları çatıldı.
"Ne yani sırf bir uyarı için masum insanları mı öldürdün?"
Adam daha demin Petridis'in yaptığı gibi kısık seste kahkaha attı.
" Amaca giden her yol mübahtır der Makyavel ve biz bu devletin içine sızmış, hatta bu devletin şah damarına saplanmış ajanlarız Petridis. Biz Mustafa'nın evinin içindeki dost görünümlü yılanlarız ve kendi menfaatlerimiz için yeri geldiğinde başka insanları da sokmalıyız. Ayrıca Rasha hatunda masumdu değil mi? Ama o kendini feda etti. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEVERAN » Sultan Mustafa
Historical FictionSessizlik derler en büyük ihanetmiş. Ben sessizliği bu sarayda öğrendim Sultanım, tüm benliğime ihanet edilirken, ırkım benden medet umarken ben ise sessizliği öğrendim. Sustum. O ihtişamlı sarayın büyüsü sarmaladı beni, yakutların parıltısı, altınl...