Sessizlik derler en büyük ihanetmiş. Ben sessizliği bu sarayda öğrendim Sultanım, tüm benliğime ihanet edilirken, ırkım benden medet umarken ben ise sessizliği öğrendim. Sustum. O ihtişamlı sarayın büyüsü sarmaladı beni, yakutların parıltısı, altınl...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Kadınların siyasal güçleri yoktur sözde; oysa akıllı kadınlar, aptal kocalarını hiç güçlük çekmeden parlamentoya sokar, hatta bakan koltuklarına oturturlar."
- Bernard Shaw
Kadın. Dünyayı başlı başına elinde tutan ve bunu tüm sükûneti ile içinde tutan, kadın. Yaşadığı her devirde zulüm gören ama aslında lider olan, kadın. Bedeni var olduğu vakit boyunca her saniye acı çeken, kadın. Affeden fakat asla unutmayan, kadın. Doğduğunda bebek, çocukluğunda hanımefendi, evlendiğinde anne, yaşlandığında ise bilge olan, kadın. Üzerine hep bir vasıf yüklenen, kadın.
Kadınlarımız.
Sanki tanrının dünyaya acı çeksin diye gönderdiği fakat her şeye rağmen dik durmayı bilen varlıktır kadın. Gözünü açtığı andan itibaren, yaşadığı devir her neyse onun tüm ağırlığını taşımaya mecbur bırakılmıştır, lakin güç bu ya, her daim muzaffer olmuştur kadın. Erkek gibi sevmez gösterişi öyle. Ben fethettim demez mesela bir toprağı, adı dahi geçmez savaşta, fakat öyle mi gerçekte? Değil. Öne erkeği oturtur ve bir adım geriden izler dünyayı, sürekli eğilir fısıldar önündekine ne yapması gerektiğini ve sanırlar ki önde olduğu için erkek yaptı her şeyi.
Hor görür ya çoğu zaman dünya onu, aslında bilir ona nasıl muhtaç olduğunu da. Kıskanır ona olan muhtaçlığını ve susturup bastırmaya çalışır. Sen evde otur der, çocuk doğur. Veyahut elinin hamuru ile erkek işin karışma. Ne var ki erkek işi olacak? Savaş mı? İyi de savaş meydanda değil, politikada kazanılmaz mı, hem meydanda olsa ne olacak? Kadın kendini eğitemez mi?
Kadın kırılgan, narin bir canlı değildir. İnsanı nasıl eğitirsen, insan öyledir. Fakat yüzyıllar gelen atabeylik toplum düşünce yapısı yüzünden kadınlar çoğunlukla politikaya girmiştir. Yani savaşları kazanan kadınlardır.
Ares savaş tanrısı olmasına rağmen neden yenilir kardeşi zekâ tanrıçası Athena'ya hep?
Her kadın kendi dünyasını yönetir. Dermiyan, Petridis, Devlet, Fatma, Goncagül ve Melek. Hepsi kendi dünyasını yöneten olağan üstü kadınlar. İyi veyahut ta kötü, zekâ buna bağlı değildir. Yaşanılan zamanda ayakta kalabildikleri için zekidir bu kadınlar.
Harem. Birinin gelip diğerinin gittiği, tek bir tökezlemede yok olunan bir ortam.
Saray ise; hanım sultan doğunca dağıtılan lokmalardan zehir akan yer.
Üstü kapalı bir keder mabedi.
Güçlü kalanın yaşadığı, zeki olanın unutulmadığı devir.
