26. BÖLÜM
İHANETİN TARAFI
Öyleyse neden yüreğimi dinlemek zorundayım?
- Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın. Hatta onu dinlemiyormuş gibi yapsan da o gene oradadır, göğsündedir; hayat ve dünya hakkında ne düşündüğünü sana tekrarlamayı sürdürecektir. - Bir hain olsa da mı?
- İhanet, senin beklemediğin bir darbedir. Ama sen yüreğini dinleyecek olursan, sana baskın yapmayı hiçbir zaman başaramayacaktır. Çünkü onun düşlerini ve arzularını tanıyacaksın ve onları hesaba katacaksın. Hiç kimse kendi yüreğinden kaçamaz. Bu nedenle en iyisi onun söylediklerini dinlemek. Böylece, kendisinden beklemediğin bir darbe indirmeyecektir kesinlikle sana.
-Simyacı, Paulo Coelho
'İhanet neye ve kime hizmet ettiğinde göre değişir' demişti bir keresinde babam. Ben neydim, kimdim, neye hizmet ediyordum..? Bu ihanetim kimeydi benim? Halkıma mıydı? Halkıma ne olmuştu ki? Sadece onlara hükmeden, başlarında olan kişinin adı değişmişti, şayet bundan da rahatsız olsalar ses çıkarmaz mıydılar? Kraliçeme miydi o zaman? Bu zamana kadar sadece kendini düşünen bencil bir yöneticiye miydi yani? Hayır, benim sadakatim ona değildi ki. O zaman kimeydi bu ihanetim!?
Babama mı? Babam... Her zaman milletine, onuruna sadık ve bağlı olan babam. Benim aksime görevini her zaman layığı ile yerine getiren babam. İhanetim onaydı fakat sadece bu değildi, beni canhıraş bırakan başka bir şey vardı. Başka bir ihanet.
Mustafa... Mustafa'm...
Biz ne olduk senle böyle ruhum? Ne ara aşka düştük böyle senle Mustafa? Ben şimdi sana nasıl hançer saplayacağım, en yakının olup kalbinden seni nasıl vuracağım? İntiharı düşündüğüm şu saatlerimde beni daha ne tutabilir hayatta Mustafa'm, sana olan bağlılığım mı? Hangi bağlılık? Seni ölüme gönderecek olan insanın ne bağlılığı olabilir?
Bu aşk değil, değil mi kalbim? Eğer ben seni sevseydim yapmazdım değil mi bunları Mustafa?
Yoo hayır, ben aciz bir insanınım, sevgiyi sevmeyi hak etmeyen, aciz bir insan. Ama sana yemin ediyorum, ben ömrümde hiçbir şeye böyle bağlanmadım Mustafa. Güçlü benliğim altında hiç bu kadar çocuk olmadım. Şimdi buradayım ya, hani senin sarayında, senin koynunda, seni kalbinde... Ben hiç bu kadar ben olmamıştım ki ruhum.
Sevgilim, kalbim, ruhum, gönlümün efendisi... Sana ettiğim bu ihanet... Ey benden öte ben olan, sen beni affedebilecek misin?
Yumuşaklığı ile varla yok arası his yaratan sarı saçlarında attı kadın elini. Yüzüne acı bir tebessüm peydah oldu, gözleri yaşlıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEVERAN » Sultan Mustafa
Historical FictionSessizlik derler en büyük ihanetmiş. Ben sessizliği bu sarayda öğrendim Sultanım, tüm benliğime ihanet edilirken, ırkım benden medet umarken ben ise sessizliği öğrendim. Sustum. O ihtişamlı sarayın büyüsü sarmaladı beni, yakutların parıltısı, altınl...