28. Bölüm
Bozgun
"Kim olacaksın sonla karşılaştığında?
Bir krallığın sonu
İyi insanların sonu
Kaçacak mısın?
Saklanacak mısın?
Yoksa öfkeli bir gururla kötülüğü yok etmek için savaşacak mısın?"
-Pamuk Prenses ve Avcı
"Şehzadeler kaçırılmış."
Mustafa hayatında ilk defa o an çaresiz hissetmişti kendisini. Sanki düşünme yetisi ondan alınmışta yerden yere vurulmuş gibiydi. Her şeye hükmeden, tek emri ile dünyanın dengesini değiştiren, Allah'ın yeryüzündeki gölgesi çaresiz kalmıştı. Şimdi deseydi çıkın arayın, aranacaktı elbet fakat bulunacak mıydı? İki sabiden kim ne istemişti?
Odadaki iki kişi hariç herkes lal olmuş bir haldeydi. Devran birbirine girse bu kadar korkmazlardı. Mustafa... Onun zalim halini görmüşlerdi bir kere, uyanması güçtü o halinin ama şimdi sanki hiç uymamış gibi olacaktı.
"Senin dilin ne der Murad!"
Odada korkunç bir çığlık gibi yankılandı bağırma. Petridis içten içe can çekişiyordu. Gözleri yeşile çalan gözlere takıldı. O da kendisine bakıyordu.
Menderes belli belirsiz kafasını salladı kadına. Petridis de aynı şekilde karşılık vermişti.
"Hünkarım biliyorsunuz onları anneleri ile çarşıya yollamıştınız, o an çarşıda büyük bir kargaşa kopmuş, askerlerimizin hepsi tek tek gizlenmiş okçular tarafından öldürülmüş. Geriye sadece Sultanlarımız ve şehzadeler kalmış. Saraya bitap halde ilk Fatma sultan geldi."
Mustafa hiddetle soludu ve on karışlık yeri saniyeler içinde geçip adamın boynuna yapıştı. Parmak boğumları beyazlaşmıştı, sanki az daha Maris'in boynunu sıksa adamın boynu kırılacaktı. Maris çaresizlik içinde çırpınırken Menderes stresle yapıştı Mustafa'nın koluna.
"Kaçıranları görmüşler mi? Giysileri neye benziyormuş?"
"Mustafa sakin ol!"
Tüm hırsını adamın boynundan hala çıkarmaya çalışıyordu adam, Menderes ise keskin bakışları ve tüm gücü ile onu ayırmaya çalışıyordu.
"Sana bir soru sordum!"
"Mustafa adamı rahat bırak, eğer bırakmazsan cevap alamayacaksın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEVERAN » Sultan Mustafa
Historical FictionSessizlik derler en büyük ihanetmiş. Ben sessizliği bu sarayda öğrendim Sultanım, tüm benliğime ihanet edilirken, ırkım benden medet umarken ben ise sessizliği öğrendim. Sustum. O ihtişamlı sarayın büyüsü sarmaladı beni, yakutların parıltısı, altınl...