Sessizlik derler en büyük ihanetmiş. Ben sessizliği bu sarayda öğrendim Sultanım, tüm benliğime ihanet edilirken, ırkım benden medet umarken ben ise sessizliği öğrendim. Sustum. O ihtişamlı sarayın büyüsü sarmaladı beni, yakutların parıltısı, altınl...
Kimi zaman hiç uyunmamış geceler ertesinde, pazartesiler cuma oluyor, cumalar pazartesi. Aylar geçiyor, değişiyor mevsimler; hiç yaşanmamışlar gibi. Oysa ne çok sene birikti ardımda. Bilmiyorum ki, birikecek mi bir bu kadar daha? Ardıma dönüp bakıyorum da, dallarımı kıran rüzgârları bile affetmişim ama, bir kendime uzanamamış elim. Yastıklarım kuş tüyüymüş de, ağır gelmiş düşüncelerim. Biriktirdiğim keşkeler, ardımdan bile söylenmeye yetermiş. Bütün heveslerim, genellemelerin içinde yitip gitmiş. Oysa ne çok cümlem vardı benim. Her şeye inat, yüreğimi ısıtan ne çok hayalim. Biliyorum, bu kadar kırılgan olmayı kaldırmıyor hayat. Her tökezleyişte kendi içine saklanınca, sıvazlamıyor sırtını. Pencere önü çiçekleri değiliz ki, anlayışlı bir el alıversin bir çırpıda içeri. Hadi aldı diyelim, gün ışığı olmadan ne kadar yaşanır ki?
Ahmet Haşim
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
#####
Kadın gecenin ve kışın soğuğuna tezat oluşturacak bir şekilde vücudunun alev aldığını hissediyordu kumdan yolda ilerlerken. Yüzündeki peçeyi genişletti ve hokka burnunu açığa çıkartıp derin bir nefes aldı. Hızlı adımlarla sarayın yolunu tutuyordu lakin içindeki yangına söndürmek adına da kalbi yavaşlıyordu yolda. Ahşap binaları birkaç kez solladıktan sonra soluklanmak adına durdu ve peçeyi tekrar yüzüne sardı lakin üstünkörü yaptığı bu iş başarısızlıkla sonuçlanmış ve peçe kum zemine düşmüştü. Mavi gözleri gecenin karanlığında parlarken karşıdan gelen ayyaş adamlarında dikkatini çekmişti. Petridis usulca eğilip peçeye elini atmıştı lakin peçenin üzerinde beliren eskimiş hasır pabuçlar onu almasını engellemişti. Kadın çömelik halde kafasını peçeye basan adama çevirdiğinde bed yüzlü, hafif tıknaz, saçı başı ayrı yere dağılmış ve elinde şarap şişesi ile duran adamı gördü.
"Öyle dururken bana daha güzel şeyler yapabilirsiniz hanımefendi." Adam sarhoşluğundan mütevellit kayan konuşması ve alaycılığı ile kadına hamlede bulunmuştu. Petridis adama ukala bir gülümseme sundu ve çömeldiği yerden kalkarak boylarını eşitledi.
"Kaybol buradan yoksa sonu senin için iyi bitmez."
Ayyaş adamın ağzından boş sokağı dolduracak bir kahkaha çıktığında Petridis'in gözü seğirmişti.
"Bak sennn! Bu cılız hatun bana kafa tutuyor ha? " Ayyaş adam elindeki bitmiş olan şarap şişesini bir kenara fırlatırken kadına bir adım yaklaşmış ve nefesinden gelen içki kokusunu hissetmesini sağlamıştı. Petridis sinirle solurken son kez daha uyardı adamı.
