10. Bölüm
°
Avcının Gecesi
°
Zehirli bir büyünün rahminde doğdum
Sığınaktan kovulmuştum, kırık ve vurulmuştum
Ama üzerinde yükseldim, yükseldim ve gördüm ki;
Zayıflığın dallarından yapılmış bir ağaçta asılıymışım
Dallar, yalancıların ve hırsızların iskeletlerindendi..
Üzerinde yükseldim, yükseldim ve gördüm..
Tanrın için dua et, kalbini aç
Yaptığın şeyler için karanlıktan korkma
Gözlerini kapat, kötülük içinde..
Avcının bir gecesi,
Bir gün intikam alacağım
Hatırlamak için bir gece...
Bir gün tamamen sona erecek.30 Seconds to Mars- Night Of The Hunter
Serin havaya isyan eden iki damla tuzlu, sıcak yaş kadının pürüzsüz yanağını okşayıp boynunu boylarken daha önce aynı yoldan geçmiş olan ıslaklıklar çoktan dolgun göğüslerini öpmüştü bile. Karşısındaki adamdan bir an bile ayırmamıştı mavilerini, parlak gözlerde şefkati görmek yüreğini dahada dağlıyordu. Elinin tersi ile daha göğüsü ile buluşmamış olan isyankar yaşları sildi.
Petridis gözlerini serin esinti ile araladığında hissettiği tek şey utançtı. Dün gece yaşadığı şeylerin ne kadarının rüya olduğunu düşündü ilk vakit daha sonra ise hiçbirinin olmadığı aklına düştü. Sadece rüyasında tekerrür etmişti o anları. Neydi bu sersemliği anlayamıyordu, sanki litrelerce şarap içmiş de onun sarhoşluğu ile yalpalıyordu zihninde. Adamın yanında bir aciz gibi göz yaşı döktüğü için kendine ziyadesi ile kızıyordu. Pestenkerani*(boş laf) bir konuşmaydı yaptıkları. Zamanı geri almak istedi bir an. O adam kimdi ki ona duygularını açmıştı, hele de öldürmek için bin takla attığı adama sarılmak istemesi ne demekti? Sinirle ellerini saçlarına geçirdi ve çekiştirdi kadın. Eğer annesi olsaydı çoktan ona doğru yolda olduğunu ve artık kendini rahat bırakması gerektiğini söylerdi lakin babası olsaydı da yüzüne tükürürdü. Tükürür müydü ya sahi? Hayır yapmazdı, evet belki kızardı lakin ondan asla hayıflanmazdı. Babası onu seven tek erkekti. Hani aşk nedir diye bir soru vardır ya, işe bu onun cevabıydı. Aşk sadece sevgiliye duyulmazdı bazen aşk dalında bir çiçeğe, bazen uçsuz bucaksız kumların sardığı çöle, bazense vatan aşkını kalbine bahşetmiş babaya duyulurdu. O baba yıllarca savaşçı yetiştirdiği minik kızını 'serçem' diye sevdiği için o minik hüzmeden sıyrılıp gelmişti güneş ışığı Petridis'e, yoksa zalim bir insan olurdu kadın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEVERAN » Sultan Mustafa
Historical FictionSessizlik derler en büyük ihanetmiş. Ben sessizliği bu sarayda öğrendim Sultanım, tüm benliğime ihanet edilirken, ırkım benden medet umarken ben ise sessizliği öğrendim. Sustum. O ihtişamlı sarayın büyüsü sarmaladı beni, yakutların parıltısı, altınl...