18. Bölüm
İntikam°
İntikam; soğuk kışın karanlık sokakları gibidir, sesiz ve bir o kadar ürkütücü.
Bir katilin keskin bıçağı gibidir; kan bekleyen ve kan alan.
Zaman gibidir, ilerledikçe büyüyen, büyüdükçe biten.°
"Ey aşk ! Razıyım gel,sinende her gün öldür beni. Sonra her gün bir busenle yeniden doğur beni. Şefkatinden,mahreminden esirgeme beni. Güneşinde yak, ay ışığında gizle beni."
Daha sonra ise yataktan destek alarak kadının üzerine eğildi adam.
Güzel yüzüne daha da yakından bakıp kokusuyla mest oldu.
Kehribarlarını daha önce de öptüğü dudaklara çevirdi, o dudaklar ki; bir adamın ölüm fermanı, o dudaklar ki; aynı adamın cennet armağanı.Etli dudaklarını masum bir öpücük adına kapadı o ince dudaklara ve küçük bir öpücük kondurdu, gözünden bir damla yaş arsızca kadının yüzüne akarken.
Daha sonra o dudaklar susuzluğunu giderdi.
Petridis gözlerini açarken yanağındaki ıslaklığın farkında olarak elini adam götürdü ve gözündeki yaşları silmek amacı elini onun yanağına koydu. Daha sonra ise birbirlerine derman olur gibi fısıldadı bir nefes uzağındaki adama."Mustafa..."
Adam şifa bulmuşçasına nefes aldı kadının dudaklarında ve poyrazın içinde savrulan kehribar gözlerini araladı. Maviler az önce onun ıslaklığı ile sulanmış dudaklarına bakarken, sol eli de yol almış damlaları siliyordu.
"Helena..." Diyebildi güçsüz adam sadece. Kendinde direnç namına hiçbir şey göremiyordu zira. Fakat ters ama oldukça iyiye de giden bir şey vardı. Kadın daha bir hafta önce yaralanmasına rağmen oldukça dinç ve arzulu bakıyordu kendisine. Mustafa'nın acıdan dolayı hala beyni bulanıkken arzuları çoktan ondan habersiz vücudunu uyarmıştı bile.
"Helena."
Diye fısıldadı adam tekrar. Kadını bir nebze uyarma çabası içindeydi, fakat ne yaptığını kendi bile bilmiyordu. Uyarıyor muydu yoksa ona öyle bakmaya devam etmesini mi dileniyordu.
Petridis fiziki acılarını gölgesine saklamış ve sağ elini adamın saçlarına geçirmişti.
Mustafa'nın altında yatan kadın, mavi gözlerini bir saniye olsun çekmedi hala sulu duran kehribarlardan. Yatağa bırakmış olduğu ve adamın destek alıp kendini havada tutuğu kolunun yanında olan elini sükûnetle çekti kadın. Adamın pamuklu kumaşına değen şehvetli eller iki vücudun da titremesini sağlamıştı.Bu duygusal an nasıl olmuştu da ocak aynı yakar hale gelmişti bir anda?
Mustafa otokontrolünü kaybetmiş durumdaydı, beyni adeta çalışmayı bırakmış gibiydi.
Petridis elini adamın kirli sakalları ile kaplı, çıkık, kemikli çenesine götürdü ve uzamış tırnaklarını hafif bastırır bir halde yakaladı onu.
Kadın şehvetli ve cüretkar bakışlarını kehribar gözlerden tekrar dudaklara çevirdiğinde, adamın zayıf anını kollamış gibi onu aniden kendine çekti ve çölün saniyesinde buharlaştıracağı suyu ile buluşturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEVERAN » Sultan Mustafa
Historical FictionSessizlik derler en büyük ihanetmiş. Ben sessizliği bu sarayda öğrendim Sultanım, tüm benliğime ihanet edilirken, ırkım benden medet umarken ben ise sessizliği öğrendim. Sustum. O ihtişamlı sarayın büyüsü sarmaladı beni, yakutların parıltısı, altınl...