27. Bölüm
Planlar
*
Hangi yara birdenbire iyileşmiştir?
Bizim büyüyle değil, akılla çalıştığımız bilinir.
Akılla plan kurmak aceleye gelmez, zaman gerekir.William Shakespeare- Othello
Akıl ile kalbin durak noktası olan yerdeydi adam fakat bir türlü tercihini yapamıyordu. Yıllar yılı aklı seçmenin mahur acısı vardı üzerinde çünkü. Uzun zamandır ertelediği ve düşünmekten kaçtığı o saçma sapan düşünceler gene aklına dolmuştu.
Bir insanı olduğu gibi kabul etmek yaratandan gelen bir şeydi, pek ihaneti sırtlanan bir insanı kabul etmek, onu bağrına basmak hatta ve hatta onun uğruna canını, halkının canını ortaya koymak neydi? Aymazlık mıydı?
Adam hırsla geçirdi elini yeni kestirdiği kısa saçlarından. Nasıl bu kadar uzun süre düşmüştü bu yola. Resmen her şeyi unutmuştu aşk ile! Aptaldı, bir ajana kendini kaptıracak kadar aptaldı! Hadi kendini kaptırdı, peki devletini nasıl kaptırırdı!?
Eli bu sefer boynunu kapatmasını sağlayan elmaslı broşa gitti, hınç ile söktü onu yerinden ve hırs ile odanın başka bir köşesine attı.
Geç uyandığı farkındalık ile sarsılıyordu, fakat hayır, bundan sonra böyle davranmayacaktı. Kadın odada ona aşık, dışarıda ise diplomatik davranıyordu, o da aynısını yapacaktı. Yapmalıydı.
Kafasındaki bulanıklık geçmeye başlamıştı.
Dermiyan'ın dedikleri doldu kafasına. Kız kardeşi haklıydı.
"Ona olan aşkını görebiliyorum Mustafa, fakat onun sana olan aşkı görevinden sonra geliyor. Kendine gelme vaktin geldi. İkimiz de her şeyin en başından beri farkındayız ama sen, sen ne ara bu kadar ahmak oldun? Kadına gösterdiğin iltizamlar bini aşıyor, burnunun ucunda yaptığı şeyleri görmüyorsun! Sen bir hükümdarsın, ona göre davranmalısın. Bu acımasızlık mı? Evet öyle! Çünkü sen bir değil binlersin, senin düşmen demek Osmanlı'nın düşmesi demek. Otur ve bunu bir düşün, sevme demiyorum ama abadına göre sev!"
Şayet roller tam tersi olsaydı, Petridis onun yerinde olsaydı, bu kadın çoktan onu kalbine gömer ve kellesini alırdı. Mustafa ise bunların hiçbirini yapmamıştı!
Zeki olan kişiliğini kenarıya bırakmıştı!
Dün gece... Ona dediği şeyler aslına bir itiraftı. Kadın yaptığı, yapacağı her şeyi bir bir itiraf etmişti. Mustafa onun yaralarını sardığı için pişman değildi, şu an gene aynı durumda olsa gene aynısını yapardı fakat artık bir önlem alması gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEVERAN » Sultan Mustafa
Ficção HistóricaSessizlik derler en büyük ihanetmiş. Ben sessizliği bu sarayda öğrendim Sultanım, tüm benliğime ihanet edilirken, ırkım benden medet umarken ben ise sessizliği öğrendim. Sustum. O ihtişamlı sarayın büyüsü sarmaladı beni, yakutların parıltısı, altınl...