Kayıp(46.bölüm)
24 şubat 2018
Çin seddi
Prof.Hambert birkaç gün evde dinlendikten sonra Çin'in güzel yerlerinden birine seyahat etmeye karar verdi. Bu onun için çok güzel olacak. Kafasındaki kötü düşüncelerden kurtulacak bir süreliğine. Hem de buraya geldiğinden beri hiç gezmeye zaman bulamamıştı. Hep bir tehlike oyalamıştı onu. O yüzden Çin'de en çok merak ettiği ve gezmek istediği yer olan Çin seddine gitmeye karar verdi.
Bu sefer seyahate sadece oğluyla birlikte çıktı. Rudolf ve Lei ise Pekin'de kaldılar.
Prof.Hambert Çin seddinde gezmek için sabırsızlanıyordu. Uzun ve keyifli bir yolculuk bekliyordu onu.
İki saatlik yolculuktan sonra Çin seddinin yakınlarındaki bir otele geldiler. Önce bavullarını odalarına yerleştirdiler. Sonra Çin seddi üzerinde yapılacak tur için hazırlığa başladılar.
Rudolf Lei ile baş başa bir gün geçireceği için çok mutluydu. Lei için yine çok güzel bir sürpriz hazırlamıştı. Bu sefer küçük bir sürpriz değil, büyük ve unutulmaz bir sürpriz bekliyor onu. Rudolf yemek masasında oturmuş bekliyordu. Lei mutfaktaki yemekleri sofraya taşıyordu. Birkaç defa mutfağa gidip geldikten sonra artık sofra hazırdı. Sandalyeyi çekip oturdu. Rudolf artık yavaş yavaş sürpriz planını uygulamaya başladı.
Rudolf:
"Yemekler çok güzel."
Lei:
"Teşekkür ederim."
Rudolf:
"Diyorum ki, akşam bir restorana gidip yemek yiyelim. Aslında yemek bahane. Bir kaç saat beraber, güzel vakit geçiririz."
Lei gülümseyerek cevap verdi.
Lei:
"Olur!"
Prof.Hambert ve Jhonny tur rehberinin dediği gibi otelin önüne gittiler. Gezintiye gidecek olan diğer insanlar da orada bekliyorlardı. Onlar insanların yanına gelip burada durdular. Tur rehberinin talimatlarını dinlemeye başladılar.
Çinli klonistlerin yardımcısı ve keskin nişancısı Ying'te buradaydı. Profesörü öldürme görevi verilmişti ona. Otelden beş yüz metre uzakta, çalıların içinde saklanmıştı. Elinde keskin nişancı tüfeği vardı. Prof.Hambert'i nişan aldı. Nefesini tuttu. Tam ateş edecekken tur rehberi minibüse binmeleri için onlara seslendi. Prof.Hambert ve Jhonny minibüse bindiler. Ying ise silahını çantasına koyup otele gitti.
Prof.Hambert ve Jhonny üç saatlik turdan sonra otele geri döndüler. İkisi de çok yorulmuşlardı. Gelir-gelmez hemen yemek yemeğe gittiler. Proföser güzel yemeklerin tadına bakarken birden telefonunu odada unuttuğunu hatırladı. Jhonny kalkıp odaya doğru ilerledi. Asansör meşgul olduğu için merdivenlerle çıkmak zorunda kaldı.
Bu zaman Ying onların odasındaydı ve onların geldiğinden haberi yoktu. İşini çabuk bitirip odadan çıktı. Hızlıca merdivenlere doğru koştu. Yukarıya çıkan Jhonny'ye çarptı.
Ying:
"Pardon!"
Jhonny:
"Önemli değil. Siz, iyimisiniz ?"
Ying:
"İyi değilim. Yardım edin!!!"
Ying Jhonny ve prof.Hambert'e yalan söyleyip onları kandırdı. Eski kocasının kendisini tehdit ettiğini ve buradan kaçması gerektiğini söyledi. Daha önce Ying'i görmedikleri için bu yalana hemen inandılar. Ama aslında Ying profesör için korkunç bir plan yapmıştı.
Ying:
"Eski kocam - Pikor beni ölümle tehdit ediyor. Onun elinden kaçıp bir süreliğine buraya geldim. Burada da buldu izimi. Güveneceğim hiçkimse kalmadı!"
Bunu söyleyip yalandan ağlamaya başladı. Jhonny ise dayanamayıp onu sakinleştirmeye çalıştı.
Jhonny:
"Ağlamayın! İsterseniz, bizimle gelebilirsiniz. Öyle değilmi, baba?"
Prof.Hambert:
"Madem ortada ölüm tehditi var, o zaman olur. Sonuçta biz de insanız kızım. Bizimde düşmanlarımız var. Biz bu gece burada kalacağız. Siz de bizim oda da kalırsınız. Yarın beraber Pekin'e gidiyoruz."
Ying:
"Çok teşekkür ederim. Size borcumu nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum."
Yemek yedikten sonra odaya döndüler. Üçü birlikte odada uyudular. Prof.Hambert ayrı yatakta, Jhonny ise yerde uyudu. Ying'se Jhonny'nin yatağında uyudu.
Bu zaman Rudolf Lei ile baş başa romantik bir akşam yemeği yiyordu. Yemeğin sonunda büyük sürprizi yapma vakti geldi. Rudolf Lei'nin karşısında diz çöküp cebindeki yüzüğü çıkardı.
Rudolf:
"Gecemi aydınlatan yıldızım, gündüzleri içimi ısıtan güneşim. Sen hayatıma girdikten sonra anladım ki, sevince hayat daha da güzel oluyor. Bundan sonrakı hayatımı da seninle birlikte geçirmek istiyorum. Sende istermisin? Benimle evlenirmisin?"
Lei mutluluktan bağıra bağıra evet dedi.
Lei:
"Evvet !♡"
Onlar mutlu olurken başka bir felaket üzerlerine doğru geliyordu sessizce. Rudolf'un telefonu çaldı. Arayan gizli numaraydı. Rudolf arayanın sesini hemen tanıdı. Bu, klonistlerin şefi DongJian'dı.
DongJian çok yakında ortaya çıkacağını ve bu gece prof.Hambert'in öleceğini söyledi. Rudolf telefonu kapatıp telaşla prof.Hambert'i aradı ama telefonu kapalıydı.
Rudolf:
"Aç şu telefonu, profesör, aç!!!"...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP
AdventureGözlerini kapatır profesör. Derin ve ürkütücü bir karanlığın içine dalır. Karanlıkta göz gözü görmüyorken tanıdık olmayan bir ses kulağını işgal eder: "Yolundan geri dön, Hambert! Yolundan geri dön!" Bu ses bir delinin özenle süslediği hayal ü...