Aykut karşımda durmuş bana pişman gözlerle bakıyordu. Kaşlarımı çatarak ona baktım.
"Bunu niye yaptın? Ben sana ne yapmıştım? Sadece güvenmek miydi hatam?"
"İnan bana göre çok iyi bir insansın. Ama Hamza olanları anlatınca, iki ayrı karakterde birisin sandım. Hamza'nın anlattığı gibi bir yönünü görmedim. Neden onun ailesinin öldürülmesine alet oldun?"
Bunlar neyden bahsediyordu? Ne ailesi? Karşımda duran adama kaşlarımı çatarak bakmaya başladım.
"Neden bahsettiğini bana da anlatsana? Bu olaya tamamen Fransız kaldım!"
Şaşkınca gözlerimin içine bakıyordu Aykut. Ciddiyetimi fark etmiş olacak ki anlatmaya başladı.
"Bana ne anlattıysa sana onu anlatacağım Ecrin."
Ya sabır! Tıslayarak konuştum!
"Ben Ecrin değilim! Damla adım!"
Şaşkınlığı suratındayken devam etti.
"Peki Damla, bundan 3 sene önce Hamza ile tanışmışsınız. Hamza senin güzelliğinden çok etkilenmiş, yani bana öyle anlattı. Zaten aileniz tanışıyormuş. Ailen bilerek Hamza'ya göndermiş seni. Ailesini öldürmek için. Hamza'nın ailesi pis işlere bulaşmazdı. Ben onu yıllardır tanırım. Bir gece Hamza'yı aramışsın, o gece annesinin doğum günüymüş hediyesini verdikten sonra geleceğini söylemiş. Gecikmemesini ve mutlaka yanına gelmesini söylemişsin. Siz güzel bir gece geçirdikten sonra gece yarısı 3'te telefonu çalmış. Hamza'nın evinde yangın çıktığını ve ailesinin içeride diri diri yandığını söylemişler. Hamza seni uyandırmak için sana doğru dönmüş ama sen o gecenin yarısında yokmuşsun yanında. Bütün evi aramış, seni bulamamış. Sonra olayı araştırmaya başlamış. Senin ailenin yaptığı ortaya çıkmış. O zaman Hamza her yerde seni aramış, ama yurt dışına çıkmışsın ve onu arayıp özür dileyerek istemeden olduğunu söylemişsin."
Derin bir nefes alıp devam etti.
"Sonra benim seninle tanışmamı, bir şekilde hayatına girmemi istedi. Ben de senin peşinden koştum, hatırlarsan nereye gitsen bir şekilde karşına çıkıyordum. Senin telefonuna taktırdığım CPS ile nereye gittiğini biliyordum ve yanına geliyordum. Sonunda beni kabul etmiştin. Bak doğrusunu söylemek gerekirse, sana sevgili olarak yaklaşmak istemedim. Evet seni seviyorum ama inan bu aşk değil. Sana karşı nedense içimde bir koruma içgüdüsü oluşmuştu. Ama günü geldiğinde, Hamza bana artık seni ona getirmem gerektiğini söyleyince seni kaçırmayı bile düşündüm. Ama inan nereye gidersek bizi bulabilirdi."
Bütün bu anlattıklarını aklım mantığım algılamıyordu. Bu adam ya şizofrendi, ya biri bana çok benziyordu.
İkinci ihtimal olsa dahi araştırmış olması lazım. Elinde bu kadar gücü olan bir insan, hiç araştırmaz mı? Aykut'a anlatacaktım ama bana ne kadar inanırdı bilemiyordum.
"Aykut, bu anlattıkların imkansız. Benim ailem ben 16 yaşındayken öldü. Olmayan ailem nasıl böyle bir şey yapabilsin ki?"
"Ama aşağıda tutulan insanlar, suçlarını kabul ediyor. Sadece bizim kızımız öldü diyor."
"Yemin ederim o insanları tanımıyorum, inan bana. Bu karmaşa neyin nesi bilmiyorum. Bak evime git, muhtemelen Selin orada olacak. Kimliğim, okul belgelerim, anne ve babamın resimleri, benim onlarla olan çocukluk anılarımın albümü. Hepsi orada. İncele, araştır. Bana inanacaksın. Beni buraya sen getirdin, sen çıkar Aykut."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hüsran! [Tamamlandı]
Romance"Yanlış yapıyorsun." "Ben o yanlışı seni tanımakla yaptım zaten." "Büyük hata yapıyorsun ve bunu anladığında her şey için geç kalmış olacaksın!" Suratımın ortasına tokat patlattı, üzerime eğilip "Seninle hesabımız bitmedi henüz, Ecrin!" dediğinde...