"20- Gidemem!"

26.7K 1.1K 16
                                    

"Hamza, neden buraya geldik?"

"Senin ölüm saatlerin yaklaşıyor. Hala anlamadın mı?"

Bu söylediği ile kalbim hızla atmaya başladı. Yapmazdı değil mi? Böyle canice öldürmezdi beni. Kimi kandırıyorum! Gayette yapar! Ve kimsenin ruhu duymaz. Bu kuytu yerde, kafama sıksa ve gömse, kimse gelipte "Damla nerede?" diye sormaz. Belki Selin ve Aykut sorardı. Onu vazgecirmem lazım. Ama nasıl?

"Hamza, bugün test sonucunu alacaktık. Neden vazgeçtin?"

"Çünkü o salak testin sonucu benim istediğim gibi olacak! Fark eden bir şey yok! Ha şimdi, ha sonra!"

Kafamı iki yana salladım.

"Fark eder. O sonuç istediğin şekilde çıkmayacak Hamza. Ben senin aradığın insan değilim. Senin aradığın insan Vedat Karadağ'ın kurbanı oldu."

Belki şimdi ona Karadağ'ın bana söylediklerini anlatsam, düşünceleri değişirdi.

"Hamza, sana anlatacaklarım var. Beni sonuna kadar dinleyecek misin?"

Kararsız bir şekilde gözlerime bakarken, ruhsuz bir ses tonu ile "Anlat." dedi.

Bana inanmasını umut ederek konuşmaya başladım. Kullanacağım kelimeleri 2 kere düşünmem gerekiyor, çünkü bir anda ters tepki yapabilir. Kadir bey göz teması demişti. Gözlerimi gözlerine kilitledim.

"Hastanede Vedat Karadağ'ı sormuştum, hatırlıyor musun?"

"Evet."

"O zaman sadece Aykut'a anlamıştım. Çünkü bana inanmayacağını biliyordum. Zaten en başından inanmadın. Herneyse... O gün, Karadağ hastaneye geldi." Lafım henüz bitmeden, bağırarak "Ne demek hastaneye geldi! Sana dokundu mu!" Dedi. Ne yani bana dokunsa ne yapacaktı? Ordan bakınca kendimi ona buna dokundurtan birine mi benziyorum acaba? Sakin olmalıyım.

"Bana dokunamaz. Ailemi kendisinin öldürdüğünü ve beni de öldüreceğini söyledi. Üstelik bunun için seni kullanıyormuş."

"Saçmalıyorsun. Sana inanmıyorum."

"Bak, gerçekten ben aradığın insan değilim. Araştır! Damla Şehzade. Babamın adı Ma.."

"Mirza, biliyorum. Kimliğinde öyle yazıyor! Ama o yaptığınız sahte kimliğe inanacak değilim."

Kimliğimin bile sahte olduğuna inanan bu adamı kendime nasıl inandıracaktım ben? Bilen söylesin!

"Bak, kimliğim sahte değil. Araştır. Gizli bir araştırma yap. O sırada DNA testinin sonucunu da alalım. Sen araştırmanı bitirene kadar açmayız zarfı. Doğruluğuna inanırsan, o zaman zarfı açarız. Sen de emin olursun?"

Söyleyeceklerim bittiğinde, kararsız bir şekilde bana bakmaya başladı. Kabul etsin, Allah'ım lütfen kabul etsin!

Hala tepki vermediğini görünce, ona doğru yaklaştım.
"Hamza, eğer aradığın kişi bensem... O zaman gözüm kapalı beni öldürmene itiraz etmeyeceğim."

Kaşları çatık bir hal alırken, kollarımı tutup sıktı. Canımın acısı ile suratımı buruşturdum yeniden. Gücünün farkında olsa, bu kadar sıkar mıydı kollarımı? Dişlerinin arasından tıslayarak "Senin yaşamana da ölmene de ben karar vereceğim. Kabul mü?" dediğinde, ne cevap vereceğimi şaşırmıştım. Zaten istediği olmayacağına göre, kabul etmekte bir sakınca görmeyerek "Kabul." dedim. Bu yakınlığından dolayı kalbim yine hızlı hızlı atmaya, içim fingir fingir fingirdemeye başladı. Allah'ım bu duyguların yabancısıyım ben! Neden sürekli ona doğru çekiliyor gibi hissediyorum!

Hüsran! [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin