"17- Yanlış yapıyorsun!"

25.8K 1.2K 23
                                    


"Bütün her şeyi anlattım. Bize
yardım edecek misin, kızım? Kadir'in ellerinin çözülmesi konusunda baskı uygulayabilir misin?"

"Sanırım yapabilirim. Ama anlamadığım şey, Karadağ 1 hafta ömür biçip neden 10 gündür ortaya çıkmıyor? Sizce planı mı var?"

"Biz de bilmiyoruz. Ama planı olmasa gecikmezdi."

"Siz neden suçu kabulleniyor ve doğruları ona anlatmıyorsunuz?"

"Denedik kızım, inanmiyor. Susturuyor hemen. Kadir ile göz teması kurabilse..."

Yine gözyaşlarına hakim olmadan ağlamaya başlamıştı Melek hanım. Duyduklarım çok tuhaftı. Kafamda baska bir Hamza yer edinirken, ailesinin kötü ölümüne üzülmüştüm.

Onlara yardım etmeliydim. Bir plan yapmalı ve Hamza'nın damarına basarak Kadir beyin ellerini çözmesini sağlamalıydım.

Hamza sinirlendiği zaman gözü döner ve yapmayacağı şeyi bile yapar. Bu konuda onu çözmüştüm.

"O gelmeden buradan gitmem lazım. Size yardım edeceğim."

Adımlarımı hızla 3. Kata çıkartıp Odaya girdim. Düşün, Damla. Düşün kızım. Ne yapabilirsin? Aklıma gelen şey ile duraksadım. Acaba başarabilir miydim? Umarım yapabilirdim.

Yatağa uzanıp yeniden tüm bildiğim duaları okuduktan sonra kendimi uykunun kollarına bıraktım.

****

"Nasıl ya? Ne demek neredeyse beyin ölümü gerçekleşecekti? Selim sen ne söylediğinin farkında mısın?"

"Haberin yok muydu?"

"Selim haberim olsa, şuan bunları sana soruyor olur muydum?"

"Şey... Sanırım arkadaşın senden birseyler saklıyor o zaman."

"Ve benim hemen gidip öğrenmem lazım."

Ayaklanıp anında Selim'in odasının kapısından çıktım. Arkamdan Selim'in "Selin, sakin ol" sözlerini duymazdan gelerek hastanenin çıkışına yürüdüm. Damla tehlikede ve bunu bana söylemiyor muydu? Elime telefonumu aldığım gibi onu aradım. Kahretsin! Ne diye telefonu kapalıysa!

Hızla arkama döndürülünce, beni kolumdan tutup hırsla kendine çevireni haşlamak için kaşlarımı çattım. Aykut'u görünce sinirim 2 katına çıkmıştı, çünkü Damla ve o adamın yanında Aykut'ta vardı.

Bütün sinirim sesime yansıyacak şekilde "Damla nerede? Ona ne yaptınız da ölümden döndü!" diye sordum. Aykut'un bakışları anında değişirken, gözlerinden okunan pişmanlık duygusunu görmüştüm. Bunlar benim arkadaşıma ne yapmıştı?

*****

"Damla nerde? Ona ne yaptınız da ölümden döndü?"

Bu en çok korktuğum soruydu işte. Koşarak sarıldığı Selim'in hesabını sormaya gelmişken, hesap vermek durumunda kalacağım aklımın ucundan bile geçmemişti. Ben şimdi ona ne anlatabilirdim? Onu kazanmadan kaybetmek istemiyordum. Açıklama yapsam, kaybedecektim. Yapmasam, kaybedecektim. Ben böyle işin ta ecdadını...

Düşüncelerimi onun yükselttiği ses tonu böldü.

"Sana bir şey sordum. Damla'ya ne yaptınız!"

"Bana bağırmayı kes."

Hala tuttuğum bileğini hızla çekip, bana sinirli gözlerini dikti.

Hüsran! [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin