"36- Ölüme hazır mısın?"

14.6K 767 83
                                    

Ellerimi ceplerime yerleştirip, elleri kolları bağlı olan Vedat şerefsizinin tam karşısında durdum.

"Karadağ."

Şerefsizin bakışları anında beni bulurken, yine pislikçe gülmeye başladı. Bu defa ben de ona sadist bir gülüş yolladım. Çünkü onu öyle bir ölüm bekliyordu ki, cesedi dahi tanınmayacak hale gelecekti.

"Aksoy? Ne oldu? Sevgilinin ölümünden sonra kolay toparlandın. Ben isyan edersin sanıyordum."

Şerefsiz herif! Damla'dan vurmaya çalışıyordu beni.

"O kurşunu benim değil de, Damla'nın kalbine sıktığın için pişman edeceğim seni. Keşke Damla değil de, Hamza'yı öldürseydim diyeceksin."

"Onsuz bir hayat nasıl? O toprağın altında iken, sen üstünde yürüyorsun. O nefessizken sen nef.."

Lafı bitmeden yumruğumu ağzının ortasına vurdum. Fazla konuşmuştu! Adi herif!

"Şükrü! Malzemeler!"

Gözlerinde korkuyu göreceğim Karadağ! Pişmanlığı göreceğim! Yemin ederim!

Malzemeler arasından aldığım neşteri çıkardım.

"Hazır mısın Karadağ, Ölüme hazır mısın?!"

Beklediğim kırıntılar gözünde yavaşça geçerken, bütün ruhsuzluğumla ona yaklaştım. Nasılsa yeniden gömmüştüm bütün duygularımı toprağa!

"Ne yapıyorsun? O elindeki oyuncak değil Aksoy."

"Farkındayım. Azrailine merhaba de."

Neşterle her yerinde yara açtım! Bütün vücudunu yara içinde bıraktım! Onun çığlıkları merhamet duygumu bile yerinden oynatmıyordu! Çıkardığım tuzu yara açtığım yerlere dökünce, Vedat kendinden geçmişti. Yer onun pis kanı dolmuştu ve iğrenç bir koku olmuştu!

Bu daha varan 1 Vedat Karadağ! Seni 3. aşamada öldüreceğim.

Damla'm beni özlemiştir herhalde. Onun yanına, toprağına gideceğim.

Arabaya binip giderken, Aykut aradı. Hayrolsun?

"Alo?"

"Hamza, konuşmamız lazım. Önemli."

"Sorun mu var?"

"Hem de büyük bir sorun."

"Tamam, konum at. Geliyorum."

Büyük bir sorun ne olabilirdi ki? Duayen şerefsizi mi bulunmuştu?

###

Aykut'un söylediği yere geldiğimde kaşlarımı çattım. Neden buradaydı ki? Aykut nerelerde diye düşünürken, arabasını gördüm. Arabadan inerek yanıma geldi.

"Aykut, hayırdır abicim?"

"Beni takip et."

"Ne gizem yapıyorsun oğlum?"

"Yürü abi, konuşma."

Ya sabır diyerek, onun peşinden yürüdüm. Normal bir apartman dairesinden içeriye girdik. Biraz daha yürüdükten sonra, yerin altından açılan bir kapıya yöneldi Aykut. Çüş oha! Bu da nesi? Şaşkınca ve merakla "Aykut?" dediğimde, merdivenleri inmeye başlamıştı. Yer altına giren merdivenlerden onu takip etmeye devam ettim. Merdiven bitişinde, tünel gibi bir yerden doğru yürümeye başladık. Bu adam ne karıştırıyordu?

Hüsran! [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin