"11- Bana doğruyu söyle!"

31.5K 1.3K 44
                                    

Ne zamandır uyuyordum? Bu kulağıma dolan düt'leme sesleri nereden geliyordu? Gözlerimi açmak istiyordum ama açamıyordum. Aykut'un benle konuştuğunu hatırlıyorum, sonra O... O da geldi, benimle konuştu.  Elimi tuttu. Bütün bunları bir köşeye atıp sonra düşünebilirdim. Önce gözlerimi açmak için direnmem gerekiyordu. Aslında direnmekten vazgeçmiştim. Aykut gelip bana o sözleri söyleyene kadar! Doğru söylüyordu, direnmeliydim! Dayanmalıydım! Sonunda kazanmıştım, gözlerimi açmıştım! Hastanedeyim. Hayret beni ölüme terk eder zannetmiştim. Nasıl olmuştu da Hastane'ye getirmişti. 

Başımda duran Hemşire heyecanla "Uyandınız! Hemen Doktora haber verip geleceğim." dedikten sonra dışarı çıkmıştı. "Sanki uyandıysam ne olmuş! O adam beni zaten öldürecek." diyen bir yanıma inat "Dayan, kurtulacaksın!" diyordu diğer yanım. Kısık bir sesle "Umarım." diye mırıldanırken Doktor içeriye girdi. Doktorlar da son zamanlarda çok yakışıklı olmaya başlamıştı. Mankenlik ajansından falan seçiliyordu herhalde bunlar! Gerçi etrafımda olanların tümü yakışıklı ve kötü adamdı! 4 tarafı yakışıklılarla dolu kara parçası gibiydim. Ne diyordum ben böyle? Sanırım uyanmak yan etki yapmıştı bana.  

Doktor güleç bir yüzle yanıma yaklaştı, elindeki şeyi gözüme tutarak gözlerimi kontrol etti. Sanki kör mü olacaktım! Sessizce ne yapacağını izlemeye karar verdim. Beni kontrol etmesi bitince. Yine aynı güleçlikle konuşmaya başladı.

"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" 

Bu soruya ne cevap verilirdi ki? İyi desem, değildim. Kötü desem, ruh halimi anlatmak için az kalırdı. İkisinin ortası desem, yalan söylemiş olurdum! Ben ne düşünüyordum böyle? Doktor cevap bekleyen gözlerle bana bakmaya devam ederken dilimden "Bilmiyorum." kelimeleri döküldü. Şuan için beni tanımlayacak en iyi kelime "Bilmiyorum!" 

Dişlerini gösterecek şekilde sıcak bir gülümseme sunarken "O zaman sizi normal odaya alalım artık. Kontrolleri devam ettireceğiz. Ayrıca uyandığınıza göre testleri tekrarlamamız gerekiyor." dedi. Buna karşılık olarak "Tamam" cevabını verebilmiştim. Başka ne diyebilirdim ki? "Manyak bir adam beni esir gibi tutmuş, canı isteyince eziyet ediyor. Boşuna beni iyileştirmeyin mi?" Bu çok saçma olurdu, ayrıca Aykut'ta bundan etkilenirdi. Bana bunu yapmasına rağmen hala Aykut'un beni kurtaracağına inanıyor ve ona güveniyor olmam ne büyük ironiydi! Ayrıca tamamen salak olmamdan geliyordu. Ben salak olmasam hala ona güveniyor olur muydum?

****

Aykut;

Söylese miydim? Bana boncuk boncuk bakan bu gözlere, doğruyu söylemeli miydim? Yine kendimi Selin ve Sude'nin yanında bulmuştum. Bu kadının kocasından ayrı mı yaşadığını bilmiyordum. Hem kocası olsa, niye onunla hiç karşılaşmamıştım şimdiye kadar? Ayrıca başka bir adamla birlikte olması gibi bir durum olsaydı... Off neyse, bunları sonra düşünürdüm. Bütün dişlerimi sergileyecek şekilde gülerken, karşımda duran kadın bana kaşları çatık bakıyordu. Ulan bir insanın her hali mi seksi olurdu?

"Senin burada ne işin var yeniden?"

"İnanır mısın, ben de kalbime soruyorum bu soruyu. Ama bil bakalım ne cevap veriyor? O da bilmiyor."

Ellerini birbirine bağdaştırıp "Sude uyuyor, gidebilirsin." dediğinde, bütün dişlerimi sergileyecek şekilde gülümsedim ve "Seni görmeye geldim." dedim. Suratı renkten renge girerken o kadar hoş bir görüntüsü vardı ki. Yanaklarını sıkmama az kalmıştı.  Ağzını açıp bir şey söyleyeceği sırada cebimde çalan telefona yine bir lanet savurmuştum! Gözleri telefonuma kayınca suratımda varla yok arası bir tebessüm belirdi. Ekranda yazan "Doktor Selim." yazısını görünce kaşlarımı çatarak ve heyecanla telefonu açtım. 

Hüsran! [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin