"37- Çünkü!"

14.1K 795 54
                                    


2 ay... Koskoca 2 ay geçmişti.. Her gün Damla'nın mezarına gidiyor, orada sevdiğim kadınla hasret gidiyor ve sabah işime dönüyordum. Bu şehirde yürüdüğüm her yol, bana eziyet veriyor olsa da, sırf Damla'nın bedeni bu şehirdeki toprağın altında diye katlanıyordum buna.

Masanın üzerine bırakılan dosya ile bakışlarımı yukarı kaldırdım. Gülşen gülümseyerek yüzüme bakıyordu.

"Bunları imzalaman gerekiyor."

"Tamam."

İmzayı attıktan sonra, dosyayı uzattım. Hala ona kızgındım, Aykut'a da.

"Birşey mi söyleyeceksin?"

"Şey. Hamza, Aykut'a kızma lütfen. Her şeyi senin için yaptı."

"Bu konuda konuşmak istemiyorum. Bugün aynı yere geleceğim."

Gülşen dışarı çıkar çıkmaz, çalan telefonuma götürdüm elimi. Derin bir nefes çekerek açtım telefonu.

"Buldunuz mu?"

"Bulduk abi."

"Aynı yere götür Şükrü. Vedat ile aynı ölümü paylaşacak!"

Telefonu cebime attıktan sonra, odadan dışarı çıktım. Haddinden fazla sinirliydim! Senin de sonun geldi şerefsiz!

###

"Yapmaaaaa! Yapma lütfen!"

"Yapma mı? Damla'yı öldürdüğünüz zaman, bunun olacağını düşünmemiş miydin?"

"Ben Vedat'ın kurbanıyım! Ailemi öldürmekle tehdit etti!"

Ah hadi ama kim inanırdı ki buna? Nasıl da belli oluyordu yalan söylediği! Aslında yaşamasına izin verebilirdim, Vedat'ın akrabası olduğunu öğrenmeseydim!

"Hadi canım? Öz amcasını mı öldürecekti?"

Duayen şaşkınca bakarken "Nasıl öğrendin?" Sorusunu görmezden gelerek, Vedat ile aynı ölümü yaşattım ona! İşte dünyadan bir pislik daha kaybolmuştu!

###

Saate baktığımda 21:45 olmuştu. Damla beni bekliyor olmalıydı! Hızla arabama atlayıp, mezarlığa doğru sürmeye başladım.

"Ben geldim sevgilim."

Mezar bekçisi beni görünce yine ağladı. Acıyordu bu halime. Zaten acınacak hale gelmiştim. Günde 2 öğün yiyordum, sürekli çalışıyordum ve epey kilo kaybetmiştim. Kimin umurunda ki? Ben Damlaya biran önce kavuşmanın hayalini yaşıyordum!

Elimle güzel toprağını okşadım yeniden. Havalar soğumuştu iyice. Şimdi nasıl da üşüyordur.

"Varlığım seni ısıtıyor mu merak ediyorum Damla."

"Benimle konuşamıyor olmana çok üzülüyorum. Moralim bozuluyor. Bugün ne yaptığımı anlatmamı ister misin?"

Damla'ya bütün yaptıklarımı baştan sona anlatırken, Selin'in ses tonu doldurdu kulaklarımı.

"Hamza?"

Bakışlarım hala toprağın üzerindeyken "Efendim?" Dedim ruhsuzca.

"Burada ne işin var?"

"Onsuz duramadığımı biliyorsun, bu soru biraz saçma olmadı mı?"

"Haklısın. Salaklık bende. Onu görmeye gelmiştim. Aykut arabayı park ediyor, o da gelecek."

Hüsran! [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin