https://www.instagram.com/cemretrkmn/
hikaye ile ilgili bilgileri bu hesaptan ve profilimdeki konuşmalar kısmından takip edebilirsiniz.
keyifli okumalar😘
Can çenesini tuttuğu kadının ela gözlerinde ki utanmaz istediği gördü. Çırıl çıplak bu kadın önünde durmuş onu istediğini söylüyordu. Hangi erkek karşısında durabilirdi ki !
Can,durdu.
Ahu bakmaya devam etti...
Bir erkek için oldukça zor bir durumdu. Hangi sağlıklı erkek bu duruma karşı durabilirdi ki Can karakteri ve yaradılışı arasında bir savaş içindeydi. Kendine hesabını veremeyeceği düşünceler içindeydi.
Düşüncelerine derin nefesleri gölge düşürüyordu. Bakışları en olmadık yerlerde gezerken tarifsiz bir kuraklık boğazına çörekleniyor,zaman dar bir kıskacın içinde çınlarken bildik bir duygu içini sinsi bir farenin avını yemeden önce üfleyerek uyuşturup ele geçirdiği gibi Can'ı etkilemeye başlamıştı.
Sonun da Can'ın gözleri bir saniyeliğine kapandı.
Ahu tetikte bekleyen kurnaz bir kurşunun kabzasından fırladığı gibi Can'ın dudaklarına nişan aldı.istediği olmuştu;Can'ın teninden nefes almıştı bir saniyelik öpücüğü saatlerce anlatabilecek kadar derin duygulara kaptırmıştı kendini. Can'ın nasıl deliye döndüğünü bilmeden.
Can dudaklarında ki ateşe karşı derin bir nefes verdi. Dudaklarında ki dudaklar onu sonu görünmeyen bir kuyuya atlamaya davet ediyordu. Ama Ahu'nun yaptıkları çöl topraklarına amaçsız gül dalları dikmekten başka birşey değildi. Boşa çabalıyordu.
Can , dibini görmediği suya girmezdi. Her zaman bir adım değil bin adım sonrasını hesap ederdi. Bu kadını yatağına aldığı an ona olmadık ümitler vermek çöl topraklarına yesermesi imkansız tohumlar saçmaktı. Alt dudağını usta bir hareketle kavrayan kadın dişlerini öyle bir geçirmişti ki sanki son nefesini alırmış gibi bir daha bırakmak istemezcesine kendi dudakları arasına alıyor kendinden birşeyler vermek için ince ince sıcak sıcak üflüyordu.
Sonunda aldığı kan tadı kendini toplayan Can son gayreti ile Ahu'yu ensesindeki saçlarından tutarak çekti.
"Bir daha sakın buna cürret etme!"
öyle bir kurdu ki Can bu cümleyi Ahu'nun diktiği güller soldu, dökenleri etini boylu boyunca yoldu, alan kan boğazına doldu ve ela gözlerinden yeniden kurmaya çalıştığı hayallerin enkazını haber veren göz yaşı akmaya başladı.
Can , daha fazla duramayacağını anlayarak odadan apar topar çıktı. Odanın kapısını öyle bir kapattı ki Ahu yerinden sıçradı , ağlayarak yatağa kapanırken Can merdivenlerden hızla iniyordu kaçar gibi bir hali vardı burnundan soluyor aldığı sık nefesler burun deliklerinde birer hırs belirtisine dönüyordu.
Can, hep kaçan taraf hep tedbir alan taraf her zaman makul olan taraf olmak zorunda mıydı?
O odadan çıktığından beri sadece bu bir kaç kelime dönüp duruyordu, pişmanlık değil de nedenlerin döndüğü bir hesaplaşmaydı. kim için temiz kalıyordu Can ,Anne yoktu, babası onu kendi istekleri için kullanıyordu. Birde başına bela abisi vardı, diğer abileri kendi halinde yaşayıp ailelerini kanatları altına almışlardı. " peki ya ben!" dedi . can kadehi bir dikişte boğazından akıttı ve ekledi; "boş yere !"dedi elinde ki boş bardağı masaya fitürsuzca çarparken.
"UNUT!!!!!!" diyerek bağırıyordu Can,kolay gelmiyordu zaman unutturmuyor . aksine yaralarını yalnızlık kuyusunda kanatıyor kendi kanında boğulduğunu hissediyordu. Ayağına vurulmuş pırangalar ruhunu bir türlü özgür bırakmıyordu.öyle bir yerleşmişti ki sorumluluk sürekli doğru olanı yapmak... doğruları ile boğuluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(bitti!)
General FictionBiTTi! "Allah güney rüzgarına arap atını yaratmasını buyurmuş,öyle olsun demiş rüzgar.. ardından bir rüzgar yaratıp atın yelesine bağlamış ki; nereden geldiğini unutmasın istemiş, at o kadar kurnaz o kadar hızlıymış ki kimse üzerine binmeyi...