24.bölüm

11.3K 773 112
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR,,,

ıbrın koşarak çıktığı merdivenlerin sonundaki odanın kapısına geldiğinde nefes nefeseydi ama hiç düşünmeden kapıyı açarak bedenini içeri  bıraktı,

"iyi misiniz? bir yerinize bir şey olmadı ya !" derken Can'ın  bedenin de göz gezdiriyordu.  

Can bir şey diyemiyordu  çünkü  şu an içinde olduğu durumu idrak edemiyordu.

Can'ın kendi üzerinde gezdirdiği tuhaf bakışları fark eden Ibrın panik içinde ne yapacağını şaşırdı, "bana tutunun lütfen!" diyerek elini uzattı.

Can  Ibrın'den aldığı destekle   doğrulmaya çabaladı. ama  zaten güçsüz düşmüş Can'a ıbrın'ın çelimsiz kolları fazla yardımcı  olamadı.

Biran önce Can'ı bu durumun içinden çıkarmak isteyen Ibrın, böyle olmayacağını anlayarak kapıya doğru  hızla ilerledi kapı eşiğinden avluya doğru kuş bakışı baktığında  her zaman kahvaltıya geç kalan  Mircan ve Emir ikilisini fark etti . Mircan, Peyker'in Emir'de Gülistan'ın 17 yaşındaki oğullarıydı. ay farkıyla Emir abi olurken aynı anda iki oğula daha sahip olmuştu Osman ağa.





Ibrın,  avluda ki kardeşlerine   baş ve orta parmağını kıvırıp dudaklarının arasına alarak çıkardığı  ince bir ıslıkla seslendi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ibrın,  avluda ki kardeşlerine   baş ve orta parmağını kıvırıp dudaklarının arasına alarak çıkardığı  ince bir ıslıkla seslendi.
ikiside aynı anda sesin geldiği yöne doğru bakarken  ıbrın iki kez daha aynı ince ıslıkla işaret verdi. birbirlerine bakan Emir ve Mircan hemen anladı  küçükken bu yöntemle az kurtarmamıştı ibrin onları.    iki deli kanlı hemen merdivenleri çıkarken;

Mircan," yaralı ağanın odası değil mi orası ne işi var ablamın?"

Emir" gidiyoruz işte." dediğinde ikişer ikişer çıktıkları basamakların  sonu Can'ın odasının önüne getirmişti  ikiliyi.

  Önde Emir arkada Mircan odaya girdiklerinde  yerdeki tabakları telaşla toplayan Ibrin girdi görüş alanlarına.

ıbrin ikilinin  konuşmasına fırsat vermeden;

"misafiri  önce Asaf'ın odasına  götürün  gerekeni yaparsınız,"derken, Can'ın dağılan  üzerini işaret etti.

Mircan çevik davranarak öne atıldı ve "demek meşhur Can  ağa sensin ha ! tanışmamıştık  ben Mircan, senin kadar  namımız olmasa da kendi  çapımızda bizi de tanırlar." derken elini Can'a uzattı.

Can," şu halde nasıl bir nam saldığımı merak bile etmiyorum."derken kendine uzatılmış eli tuttu.

Can ve Mircan kendi  araların da  konuşurken bir yanda  ayağa kalmaya çalışıyorlardı. can anın şokunu da atlatınca Mircan'ın da desteği ile ayağa kalktı.

Can sinir olmuştu ama daha fazla sinirlenip delirmemek için kendine hakim olmaya ve kendine yardım etmeye çalışan insanlar tarafından yanlış anlaşılmamak için  bütün öfkesini içine hapis ediyordu.

CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(bitti!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin