Çok kısacık bölüm..
Sınır 170
Ithaf
Üveyik kuşu kanatlarını açtı gökyüzünde dalgalandı ònce çok uzak yoldan gelmişti yorgundu.
Uçtu uçtu...Süzüldü önce sonra bir ışık dalgası gözlerini kör etti ve ibri nin yaşadığı evin çatısında 2 tur attı Sonra ne olduysa bir şey oldu ve kanatları da oynamaz oldu .
ibrin'in önüne düştü. ibrin korkulu bir nigda kaçırdı dudaklarının arasından ve sonra yere çakılmanın şiddetiyle kuştan sıçrayan kanlar ibrin'in daha çok korkmasına sebep oldu.
İbrin hemen eğilerek kuşa yavaşça dokundu ellerini kanatları kana bulanmış kuşu tutarken titriyordu. hemen dikkatlice uzun eteğine koyarak babaannesine götürdü O kesin onu iyileştirdi.
Babannesine doğru telaşla koşusu evin üst terasında kahvesini yudumlayan babası Osman beyin dikkatini çekmişti.
Ototiter ve şiveli ses tonu İbrin'in ayaklarındaki haraketi kesmeye yetmişti."İbrin ?"diyerek seslendi.
Ibrin istemsizce dolan gözleri ve boğuklaşan sesi ile " bav !" Diyerek elindeki kana bulanmış kuşu gösterdi.
"Dayeme yetiştiriyorum , damdan düştü!"deyiverdi. Bakışları babasında değildi kesinlikle babası ile göz göze gelmiyordu başı eğik gözleri elinde tuttuğu minik kalbinin hala hızla attığını avucunda hissettiği minik kuştaydı.
" Git !"Dedi Osman bey , büyük bir nefes verirken , büyük bir yudum daha aldı. Kahvesinden.
İbrin'in hiç düşünmeden koşmaya başladı konağın taş zemininde ayağındaki sandaletlerin çıkardığı ses yankılanıyordu. Sonunda dayesi görüş alanına girdiğinde saçından kaymış şalını umursamadan koşmaya devam ederek , "Allah'ı seversin sen daye , kurtar onu." Diyerek önüne kadar koştu ve elinde Can çekişen kuşu Dayesine uzattı.
Gözlerini kısarak bastonundan destek alarak torunun avucundaki kanlara bulanmış kuşu üzgün gözlerle izledi.
"Ah Pekmezim!" Diyerek acılı gözlerini dikti babaannesine,
Arkasından gelen erkek seslerini önemsemeyerek babaannesine bakmaya devam etti. Sonunda babasının sesi tekrar kulağına doldu.
"Bırak şu ölmüş kuşu da ellerini yıka, Serhat geldi."diyerek taraklı sesi ile kızını uyardı Osman ağa, Serhat , Ibrin'in dayısının oğluydu.
Ibrin kanlı ellerin de tuttuğu kuşu babasına çevirerek "yaşıyor! ölmedi , hala kalbi atıyor!" Dedi Ama neredeyse ağlayacaktı.
Serhat , uzun boyu, geniş omuzları kirli sakalları ve üzerinde başka birşeyi yokmuş gibi sürekli giydiği yelekli lacivert takımı ile karşısına dikildi.
Yüzünde tebessüm ile "birde ben bakayım!"Dedi.
Ibrin umutla ve ilk defa serhat'a hissettiği şevkat duygusu ile minnetle baktı. Kuşu Serhat'ın eline bırakırken "kurtar onu!"diye fısıldadı.
Serhat ilk defa kendisine karşı gözlerine bakarak konuşan Ibrin'in istediğini emir sayabilirdi. Olumlu anlamda başını sallayarak Ibrin'in titrek ellerinden kuşu aldı. Bir an bile düşünmeden eline alır almaz kuşun boynunu kırarak kuşun minik başını büyük avucunda boğarak ezdi. oracıkta minik kalbinin durmasını sağladı.
Dili tutulan ıbrin büyük bir şok dalgasını atlattıktan sonra "ne yaptın sen!"Diyerek gözünden akan yaşa meydan okuyarak babasının önünde Serhat'ın üzerine yürüdü.
"Katil!" Derken elini havaya kaldırdı.
Bir adım daha attı tükürür gibi "vicdansız "dedi.
Babası daha fazla bu saçmalığa müsade edemezdi.
"Kendine gel , Serhat doğru olanı yaptı. Kuş zaten ölmüştü. "
"Kalbi atıyordu."
"Odana git!"
"Kuşu ver!"Diyerek elini Serhat'a uzattığı sırada konağın büyük Ahşap kapısı büyük bir gürültü ile çalmaya başladı. Konağın içindeki yardımcılar kapıya koşarken Serhat ve Osman Ağa da terasın ön trabzanlarına doğru yürüdü ve kapıyı görür konuma geldiler...
Büyük kapı büyük gürültüyle açıldı ve Koşarak ıçeri giren Genç bir adam
"yaralı var!"diye bağırak avluya girdi.
Osman ağa"konuşsana be adam "diyerek panik ile gelen adama öfkesini savurdu.
"Ağam, Osman Ağam Cabbar!" Diyerek ellerini dizlerine dayayarak öne doğru eğilerek nefeslendi.
Kaslarını çatan Osman ağa "Ne olmuş Cabbar'a" diye sabırsızca sordu.
"Yanında yaralı bir adamla gelmiş ağam adam öldü ölecek yardımını istiyor ?"
O anda gök karardı. Büyük bir uğultu konağın üstünü sardı. Kanat sesleri Ibrin'in göz yaşlarına karıştı....
Bölümün devamı içinn
170 sınır şekerler öptüm kib by....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(bitti!)
Ficción GeneralBiTTi! "Allah güney rüzgarına arap atını yaratmasını buyurmuş,öyle olsun demiş rüzgar.. ardından bir rüzgar yaratıp atın yelesine bağlamış ki; nereden geldiğini unutmasın istemiş, at o kadar kurnaz o kadar hızlıymış ki kimse üzerine binmeyi...