61"

7.3K 700 542
                                    

 
Ay şuan çok mutlu oldum.siz de mutlu olun diye bölümü yolluyorum yoksa 500 yoruma kadar bekleyecektim. Ama buna 500 yorum gelmeden yb demeyin lütfen 🙏



"Nikahıma aldım."

Elçin,mıh gibi saplandı olduğu yere.Kalbinin derinliklerine daldı.Başını dimdik kaldırdı.Boğazındaki yumruyu yuttu.

"Kahveleri getirmiştim."Diyerek Can'ın şaşkınlığını böldü.
Cabbar adım atarak kızının elinden tepsiyi almak istedi.

"İzin ver baba!"diyerek önce babasına sonra da Can ağaya kahveyi ikram etti.

Hasan'ın önüne geldiğinde hafifçe eğilmek yerine dimdik ayakta durarak kollarını sarkıtarak tepsiyi uzattı. Bir an bakmadığı gözlere kahvesini alırken bakan Hasan,tek kaşını kaldırarak;"sağolasın."dedi,yedi kat el gibi çekti bakışlarını sanki hiç sevmemiş gibi...

Elçin odadan çıktığı gibi konaktan dışarı attı kendini kapının önünde bekleyen adamları şaşkın bırakarak koşmaya başladı.Kalbi öyle atıyordu ki çıkacakmış gibi damarlarında kan değilde acılı iğneler vardı ve hepsinin hedefi zavallı kalbiydi.

Hasan'ın karşısında dimdik durmuştu.o denememiş miydi? "Olmaz,"diyen."git"diyen şimdi hissettiği bu ihanet neyin nesiydi.Hakkı var mıydı? Yoktu. Bu acıyla çok koşamadı.kalbi hırsla aldığı nefesleri karşı geliyordu. Konağın arasındaki sokağa girip oraya yığıldı. Gözlerinden akan damlalar içindeki yangına hiç fayda vermiyordu.içi alev alev yanıyordu.

Can,"ne nikahı oğlum manyak mısın?"

"Ne yapsaydım,bıraksaydım da çölde ölse miydi?"

"İllaki başka yol bulunurdu!"

"O an için en kısa yol buydu,"

"Eniştesi nasıl razı oldu?"

"Para,"

"Tabi adi adam,Yalnız Ahu bana bir kardeşi olduğundan hiç bahsetmemişti.ablası ve çocukları olduğunu söylemişti."

Cabbar lafa girerek;"ben sordum,Leyla bir köyde yaşlı bir kadına evlatlık verilmiş.zaten verende eniştesiymiş.koyduğu gibi bulmuş.Sonra da çöle götürmek istemiş."

"Peki beni nasıl bulmuş,onunla konuşmak istiyorum."

Hasan"konuşursun ama bırak bir kaç gün kendine gelsin."

Cabbar,"ben Ahu'yu çarşıya bıraktığımda dükkanlardan birine girmişti.o dükkanın sahibi o köylüymüş kızın haline acımış.Ahuzar'ın verdiği Mektubu kıza ulaştırmış."

Can,hem öfkeleniyor,hem vicdan yapıyordu. Ahu ona herşeyden bahsetse bu durumlar yaşanmadan Can bir önlem alabilirdi. O salaklığı yapmadan zehiri içmeden de Can'ı uyarabilir,bu vicdan azabıyla bırakıp gitmezdi.

"Peki ya eniştenin peşinize takılmadığı ne malum."

"Sınırı geçinceye kadar adamlar bizimleydi.Sınırdan sonra da Murat'ın adamları vardı."

"Ya yine peşinize düşerse,para bitince biti kanlanırsa."

Hasan ,"gördün mü Cabbar ağa dedim sana öldürelim dünya bir pislikten kurtulsun diye tutdurdun bir değmez ağam,çok kalabalıklar ağam bura bizim çöplük değil ağam katil olma ağam gördün mü şimdi Can ağa beğenmiyor bizi!"

Can,"iki dakika ciddi ol Hasan,"

"Hayat çok ciddiye alınacak bir merci değilmiş Can ağa,"diyerek göz kırptı Hasan.Sonra bakışları Cabbar'a çevrildi. Nasılda hevesle gitmiş görür görmez vurulduğu kızı babasından istemişti.Ama Elçin bir yabancı gibi haberi yokmuş gibi davranmıştı. Oynamıştı Hasan'la değmemişti Savaşmayı göze aldığı annesi ailesine karşı mahçup olmuştu.Canevinden vurulmuştu. Yetmemiş gibi bir de gerçekten vurulmuştu o zaman anlamıştı aslında hayatın Hasan'la dalga geçtiğini.

CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(bitti!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin