Valla kiyamadim...
Ama bu bolume istiyorum 500 yorum ona gore
Keyifli okumalar...
Hasan da şu herif olsun bari ya
hala Can ve Pekmez bulamadım...
bu da ELÇİN Cabbar'ın kızı...
Can, henüz akışında geçen günler de konağa yerleşmiş kendine yeni bir düzen kurarken de ağalık işlerini de gözden geçiriyordu. Cabbar' da onunla birlikte gelerek Urfa' da yanından ayrılmıyordu, Babasının kurduğu şirketi devir alan Can, Cabbar ile şirketten çıkarken Cabbar'a ani bir telefon geldi.
Cabbar bu telefon karşısında ani bir suskunluğa bürününce Can anlatmasını söyledi,
"Elçin'in yanın da duran Hayri'ye hanım hastaneye kaldırılmış, galiba son nefesine yetişemeyeceğim. Uzun zamandır hastaydı,biliyorsun onun için geliyordum Irak'tan."
Can, başını sallayarak," evim kızına da sana da her zaman açık Cabbar, al getir kızını bir çare buluruz, "
"bundan hiç şüphem yok lakin ben kızıma kalıcı bir yer güvenebileceğim bir eş arıyorum, dünya gözüyle onu birine emanet edeceğim."derken Can, Murat'ın davet ettiği mekana gelmişti,
"ayrıntılı konuşuruz sonra sende işine bak araba sende kalsın , beni Murat ağalar bırakır, git ve gereken neyse yap,"dedi.
Can , süflünün mekanına geldiğin de Kürşat ve Hasan karşı da oturuyordu, Murat'ın sırtı kapıya dönüktü söz de Can'ın ağalığını kutlayacaklardı, ama herkesin morali bir şekil de bozuktu.
Biraz hoş beş edip herkes birbirinden gözlerini kaçırarak önündeki mezeleri tırtıklıyordu.
"herkesin canını sıkan bir mesele var anlaşılan," diyerek geri yaslandı Hasan,
Kürşat mırıltı gibi küfür ederken nefes vererek "beni direk es geçin o kadar boktan bir konu?"
"benim mesele annem biliyorsunuz, hastalığından dolayı evlen diye diretiyor, dünya gözüyle görmek istiyorum gelinimi deyip duruyor!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(bitti!)
General FictionBiTTi! "Allah güney rüzgarına arap atını yaratmasını buyurmuş,öyle olsun demiş rüzgar.. ardından bir rüzgar yaratıp atın yelesine bağlamış ki; nereden geldiğini unutmasın istemiş, at o kadar kurnaz o kadar hızlıymış ki kimse üzerine binmeyi...