Bölüm 35

12.3K 847 634
                                    













keyifli okumalar

en 500 yorum sınırını şuraya koyayım

seviliyorsunuz...

Okuma listesi önemli çünkü hikaye#38.sırada

birde en az 10 kişinin okuma listesine eklemesi gerekiyor öpüldünüz bebeklerim..


****

Elçin'in aldığı  pembe koltuklar salona  bir bir adamlar tarafından taşınırken Cabbar ağa bütün çaresizliğe ile bakıyordu.

Elçim alışveriş sırasında öyle mutlu olmuştu ki babası kızına kıyamamış onun mutluluğunu  bölmemek için karışmamıştı ama böyle bir şeyi de hiç beklemiyordu.

Resmen her geldiğinde almak zorun da olduğu o sarı saçlı çırpı bacaklı kızın evi  gibi  bir evde yaşayacaktı.

Elçin'e çaresizce  bakan Cabbar,"kızım bu eşyaları aldığına emin misin bir karışıklık olmasın."

"yok babacığım sen merak etme hepsini  tek tek kontrol ettim, senin de kim olduğunu duyunca  başkasına götürülecek eşyaları izin alarak öncelik ile bize getirdiler, ne güzel oldu  değil mi baba evimiz, rüya gibi...."

Acı  ile yutkunan Cabbar kızının mutluluğuna sessiz kaldı  ne varmış her şey  pembeyse  kızı  istesin pembe gömlek bile giyerdi- yok istemez-"diyerek  gözlerini kıstı. 

Elçin neşe için de adamlar gittikten sonra eşyalarını şöyle mi koysam böyle mi  koysam telaşına düşmüştü bile "bir de iyi  temizlik yapmak lazım,"dedi babasına bakarak;

"sen yorulma kızım  ben  yapacak birini  ayarlarım."

"olur mu yepisyeni  şeyler çizilir falan ben yaparım."diyerek koşarak banyoya gitti yeni aldığı pembe kovaya suyu  doldururken diline yer edinen şarkılardan birini  daha keyifle söylemeye başlamıştı  bile...

Ibrın Pekmez yatağından büyük bir  gürültüyle kalktı gelen sesler  onun odasına kadar geliyorsa demek ki  büyük bir olay oluyordu.

Hemen yatağından çıkarak kapıyı açıp  terasın tırabzanlarına tutundu.

"kızımı alacağım bu konaktan!" diye bağıran kadın kesinlikle annesiydi,

"yeni mi aklına geldi kızın olduğu  20 sene evvel çıkıp  giderken neredeydi  analığın?"diyerek hava da elini sallayan da babasıydı.

"gittim de senden gittim kızımı da  bırakmadım, "diyerek "Pekmez!"diye bağırarak yukarı baktığın da Pekmez ile göz göze  gelen kadın  gözünden yaşlar düşerken;"kızım, yavrum seni almaya geldim merak etme!"diyerek merdivenlere yöneldi  ama adımını atamadan Osman ağanın işareti ile adamı hemen önüne geçti, Olayları sessizce izleyen Serhat'ın sessizliği o dakika bozuldu  önüne geçen adamın kafasına belinden çıkardığı  silahı dayayarak "geri bas ulan,"diye tükürerek konuştu.

Osman ağa "kimin evinde olduğunuzu unutmayın şimdi sizin ölüm emrinizi vermiyorsam kızım hatırına haddinizi bilin kuyruğunuzu kıstırıp  gidin!"diye bir bağırdı.öfke ile tespihini öyle bir sıkmıştı ki ip kopunca çelik boncuklar birer saçma gibi yerlere saçıldı. Bu kimsenin umurun da değilidi.

"onu da hiç ettirmem sana onu da ölmeden mezara koydurmam Osman ağa,"

"ne yaparsın alıp götürüp  bu ite mi verirsin?"

"osman ağa!"

"defolun gidin evimden, bu yaptığınız sineye çekilecek şey değildir ama ne yazık ki kızımın anasısın kadın."

CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(bitti!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin