Multiyi açmanız zorunludur..."Sen Davut Bezik'in kızı mısın?"diye sordu.arabadan ilk önce inen iri kıyımlı 50li yaşların da olduğu belli olan adam.
Melek öyle korkmuştu ki,soruya cevap verecek cesareti bırak ayakta zor duruyordu.Arabaların farları yüzüne doğru olduğu için gözlerini alıyordu. Kenarda onunla konuşan adamdan başka diğer arabalardan inen adamları hareketlerinden ve ayak seslerinden anlıyordu ama tam göremediği için nasıl bir cenderenin içine düştüğünü tamanlamıyla anlayamıyordu.
Elini gözlerinin üstüne getirerek gözlerini kıstı çevresini saran adamların kim olduğunu gayri ihtiyari merak etti.Hızlıca alıp verdiği nefes,göğüs kafesini zorluyordu.
Tam çevresini saran adamların yüzlerini taramaya başlamıştı ki,sol tarafında boş kalan alana büyük siyah bir araba ani frenle durdu.Açılan ön kapıdan inen adam Melek'in yüzünü net görebildiği tek adamdı.Kendisine babasını soran adama kıyasla oldukça genç duruyordu. Melek iyice ağaca sinerken etrafına bakmaya,kaçacak bir delik aramaya çalışıyordu. Arabadan inen genç çocuk,Melek'e doğru geldikçe Melek daha çok korkuyordu.Tam bir çıkmazın içinde hissediyordu.
Adam Meleğe yaklaşırken öfkeyle verdiği nefesi yüzünde hissediyordu.ayağı hafif aksayan gençten adam öne doğru adım atarken elliyle şakaklarını sıktı.Diğer yaşlı adam öne doğru Melek'e doğru bir adım daha attı.
Genç adam,"sakin olun ağalar tavşan avına mı çıktınız?hepinizin farları uzunda!"
Yaşlı adam;"baktık tavşan yuvasından çıkmış,iz peşine düştük Avcı'dan ses gelmeyince biz bir bakalım dedik."
Genç adam Melek'in önüne doğru bir adım atarak Meleği arkasına aldı."sizi aç köpekler!"diye dişlerinin arasından tıslarken Meleğe dönerek göz kırptı.
Melek adam önüne geçince fırsat bulduğunu düşündü adımlarını ne tarafa atıp kaçacağını düşünmeye başladı.Adamın varlığından yararlanıp karanlığa doğru adımını atmıştı ki;
"Ürkütmüşsünüz tavşanı."diyerek genç adam Melek'in koluna yapıştı.
Melek,korkuyla bağırmaya akıl etti,"kimsiniz siz!bırakın beni!"diye avazı çıktığı gibi bağırırken çırpınıyordu. Genç adam,Melek'i önüne çekerek ellini ağzına kapattı.
Melek,çırpınıyordu ama adamın güçlü kollarından kurtulamıyordu.
"Sakin ol minik tavşan,"diyerek kulağına eğildi."sakin ol ki bu köpekler seni parçalamasın."
Melek adamı umursamadan daha güçlü asıldı."bak bırakırsam Ne yapabileceğini sanıyorsun.Seni buradan çıkarabilecek tek kişi benim onun için sesini kes, kes ki işimize bakalım."
Serhat'ın dediklerini mantık süzgeçinden geçiren Melek çırpınmayı bıraktı.
Melek çırpınmayı bırakınca Serhat da Melek'i bıraktı.Serhatın elinden kurtulan Melek;"kimsiniz siz eşkıya mı?"diye bağırdığında yaşlı adam kafasını biraz önce Nedim ağa diyerek seslendiği adama çevirerek güldü.
Serhat,"iki dakika sussana kızım,"diyerek Melek'i kolundan tutarak sarstı.
"Ben size haber vereceğin ağalar şimdi izin verinde kıza durumu anlatayım."diyerek Meleğin koluna yapıştı.
Melek kolunu çekmeye yeltendi. Serhat kolunu iyice sıkarak tek kaşını kaldırarak Melek'e döndü.
"Şimdi biz bir konuşalım sabah size haber veririm."diyerek Melek'i kolundan çekerek arabaya bindirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(bitti!)
General FictionBiTTi! "Allah güney rüzgarına arap atını yaratmasını buyurmuş,öyle olsun demiş rüzgar.. ardından bir rüzgar yaratıp atın yelesine bağlamış ki; nereden geldiğini unutmasın istemiş, at o kadar kurnaz o kadar hızlıymış ki kimse üzerine binmeyi...