SİLMESİNLER İZLERİMİkeyıflı okumalar
sınır 177:)))
yorumlarınızı beklıyorum...
Zaman keskin bir bıçak,paslı bir kama , kızgın bir ateş, bıçkın bir ayaz gibiydi her saniyesi hissediliyordu...
soyundu gün geceye... gece dolandı Ay'a, ay hasret kaldı güneş'e , ay güneşe dolandı... gün,eşini buldu....
Kapıyı araladı İbrin, dağların üzerinde ki duman kalkar gibi kalktı kalplerinde ki sis perdesi. İbrin içeri girdi titrek adımlarla " hayırlı akşamlar " diyerek babaannesine selam verdi.Babannesi Zirav hanım dudaklarının arasından ettiği fısıltılı duaya devam ederken gözleri ile İbrin'e oturmasını işaret etti. İbrin ayaklarını altına alarak babaannesinin dizinin dibine Can'ın ayak ucuna oturdu.
İbrin babaannesinin duasını bitirmesini beklerken sessizce Can'ı izlemeye başladı. bir yandan da babannesine yakalanıp mahçup olmak istemiyordu. Utanıyordu sonuçta ayıptı , ailesi dışında yabancı bir erkek ile yüz yüze gelmemişti gerçi hasta,baygın yatan adam birşey olmazdı ama bu korkularla büyümüştü İbrin, acıların içinde ki bahanelerle büyümüştü kimse çektiği acıları düşünmezdi. Çekingen hisler bedenini sarsa da yaralı vaziyette sedirde yatan adama bakmaktan kendini alamıyordu.
zirav hanım duasına kısa bir mola vererek önünde ki su dolu leğene ellerini sokarak içindeki bezi cıkarak sıktı. Can'ın yanıklarına elin de ki bezi bastırırken " Nasıl kıydılar sana ?" diye söylenerek cıklıyordu. ibrin daha fazla sessiz kalamayarak " kim bu adam yade,ne gelmiş başına?" diye büyük bir merak ile sordu.
zirav içini çekerek Cabbar'dan öğrendiklerini İbrin'e anlatmaya başladı. "aslında çok uzun hikaye ." dedi iç çekerek , ibrin başını yana eğerek 'eeeee' der gibi tuhaf bir bakış ile bakınca "ama sen masalları dinlemeyi seversin onun için dinle" diyerek leğende ki suya elinde ki bezi tekrar batırdı.
ıbrın "sen anlat bakalım."derken çaktırmadan babaannesinin elindeki bezi aldı. çaktırmamaya çalışıyordu ama elleri göz bebeklerinden daha çok titriyordu. her şey normalmiş gibi bezi sıkmaya çalışıyor bakışlarını babaannesinden kaçırmaya özen gösteriyordu. bezi sadece bacağında ki yanığa koyacaktı eli belki tenine değmeyecekti ama kendine şuan kendisi bile anlam veremiyordu alnından boncuk boncuk terlerin aktığını hissediyordu. tam elini alnında ki terlere götürecekti ki babaannesi anlatmaya başladı;
"Urfa'da bir ağa var, Ali ağa, onun oğlu Can!"
"adı Can,demek"
"ne dedin?"
"demek ağa oğlu dedim." diyerek toparlandı ibrin bir fısıltı gibi söylediği sözlerin uç uca gelip bir yılan gibi boynuna dolanacağını bilemezdi.
"ya! ağa oğlu "diyerek tısladı Zirav hanım .
"sen dedin ağa oğlu " diyerek laf geçiştirdi İbrin,
"işte neyse bu oğla'nın abisi yıllar önce bir kız kaçırdıydı .."
"hiğ" diyerek ıslak elini dudaklarına kapattı ibrin . Aklına gelen senoryalar birbirinin kuyruğuna dolanırken babannesi devam etti." Ali ağa bununla tek kızı cemre'yi Gavur memleketine yollamış diye duymuştuk."dedi
"kaçırdı mı yani?"
"yok kızım töreden kaçılır mı?"
"ne oldu , o zaman?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(bitti!)
General FictionBiTTi! "Allah güney rüzgarına arap atını yaratmasını buyurmuş,öyle olsun demiş rüzgar.. ardından bir rüzgar yaratıp atın yelesine bağlamış ki; nereden geldiğini unutmasın istemiş, at o kadar kurnaz o kadar hızlıymış ki kimse üzerine binmeyi...