19.bölüm

10.1K 807 71
                                    




SİLMESİNLER İZLERİMİ    

keyıflı okumalar

sınır 177:)))


yorumlarınızı beklıyorum...








Zaman keskin bir bıçak,paslı bir kama , kızgın bir ateş, bıçkın bir ayaz gibiydi her saniyesi  hissediliyordu...

     soyundu  gün geceye... gece dolandı  Ay'a,  ay hasret kaldı güneş'e , ay güneşe dolandı...  gün,eşini buldu....


        Kapıyı araladı İbrin, dağların üzerinde ki  duman kalkar gibi  kalktı  kalplerinde ki  sis perdesi. İbrin içeri  girdi titrek adımlarla " hayırlı  akşamlar " diyerek babaannesine  selam verdi.Babannesi  Zirav hanım dudaklarının arasından ettiği fısıltılı  duaya devam ederken gözleri  ile İbrin'e oturmasını işaret etti.  İbrin ayaklarını altına alarak babaannesinin dizinin dibine  Can'ın ayak ucuna oturdu.

       İbrin babaannesinin duasını bitirmesini  beklerken  sessizce Can'ı izlemeye  başladı. bir yandan da babannesine yakalanıp mahçup olmak istemiyordu. Utanıyordu sonuçta ayıptı ,  ailesi  dışında yabancı bir erkek ile yüz yüze gelmemişti  gerçi  hasta,baygın yatan adam birşey olmazdı  ama bu korkularla büyümüştü  İbrin,  acıların içinde ki  bahanelerle büyümüştü  kimse çektiği acıları  düşünmezdi. Çekingen  hisler  bedenini  sarsa da yaralı vaziyette sedirde yatan adama bakmaktan kendini alamıyordu. 

    zirav hanım duasına kısa bir mola vererek önünde ki    su dolu  leğene ellerini  sokarak içindeki  bezi  cıkarak sıktı.  Can'ın yanıklarına   elin de ki bezi bastırırken  " Nasıl kıydılar sana ?" diye söylenerek cıklıyordu.  ibrin daha fazla sessiz kalamayarak " kim bu adam yade,ne gelmiş başına?" diye büyük bir merak ile sordu.


    zirav içini çekerek Cabbar'dan öğrendiklerini İbrin'e anlatmaya başladı. "aslında çok uzun hikaye ." dedi iç çekerek , ibrin başını yana eğerek  'eeeee' der gibi  tuhaf bir bakış ile bakınca "ama sen masalları dinlemeyi seversin onun için dinle" diyerek  leğende ki  suya elinde ki  bezi  tekrar batırdı.

ıbrın "sen anlat bakalım."derken çaktırmadan babaannesinin elindeki  bezi aldı. çaktırmamaya çalışıyordu ama elleri göz bebeklerinden daha  çok titriyordu.  her şey  normalmiş  gibi  bezi  sıkmaya çalışıyor bakışlarını babaannesinden  kaçırmaya özen gösteriyordu. bezi sadece bacağında ki yanığa koyacaktı eli belki tenine değmeyecekti  ama kendine şuan  kendisi  bile anlam veremiyordu alnından boncuk boncuk terlerin aktığını hissediyordu.  tam elini alnında ki terlere götürecekti  ki babaannesi anlatmaya başladı;

"Urfa'da bir ağa var, Ali ağa, onun oğlu Can!"

"adı Can,demek"

"ne dedin?"

"demek ağa oğlu dedim." diyerek toparlandı  ibrin bir fısıltı gibi  söylediği sözlerin  uç uca gelip  bir yılan gibi boynuna dolanacağını bilemezdi.

"ya! ağa oğlu "diyerek tısladı  Zirav hanım .


"sen dedin ağa oğlu " diyerek laf geçiştirdi İbrin,

"işte neyse bu oğla'nın  abisi  yıllar önce bir kız kaçırdıydı .."

"hiğ" diyerek ıslak elini dudaklarına kapattı ibrin . Aklına gelen senoryalar birbirinin kuyruğuna dolanırken babannesi devam etti." Ali ağa bununla tek kızı cemre'yi  Gavur memleketine yollamış  diye duymuştuk."dedi

"kaçırdı mı yani?"

"yok kızım töreden kaçılır mı?"

"ne oldu , o zaman?"

CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(bitti!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin