Kulaklarımı rahatsız eden ses ile gozlerimi araladim .Hayır alarm değildi bu, çok sevgili yengemin sesiydi. Gözlerimi ovuşturarak yatakta doğrulup Didem'e sabitledim bakışlarımı.
"Ne var Dido sabah sabah?"
"Hiç canım, öyle bi uyandırayım sinir olsun tekrar yatar nasıl olsa dedim." Alaylı cevabını umursamayıp esnemelerime devam ettim.
"Kızım daha okulun ilk haftası ama sen her gün geç kalıyorsun. Bunun için mi bu kadar didindin?"
"Hiiih, ya sen neden beni bu kadar geç uyandırıyorsun?" Söylene söylene yataktan kalkıp banyoya geçtim. Zorla da olsa elimi yüzümü yıkayıp aynaya döndüm. Aynalara çok bakmazdım, en uzun baktığım süreler onun bana bıraktığı izleri incelediğim zamanlardı. O zamandan beri her aynaya uzun bakışımda geçmişte kaybolurdum. Yüzüme biraz renk verip tekrar aynaya çevirdim bakışlarımı. Soluk tenim sırıtıyordu, mavi gözlerim ne kadar ilgi çekse de göz altlarımın da aşağı kalır yanı yoktu. Kendimi incelemeyi bırakıp gülümsedim. Gülmek maskemdi, her zaman her şeye rağmen gülümsemek zorunda kalan, güçlü durmak zorunda kalan o kızdım ben. Banyodan çıktıktan sonra kahvalto hazırlayan Didem'i görüp ona yardım etmeye başladım.Didem benim en büyük abim Cengiz'in eşiydi, eski eşi daha doğrusu. Bir sene önce boşanmışlardı. Sonrasında Didem oğlu Emir'i de alıp tekrar İstanbul'a gelmişti. Tabii abim onu tek bırakmamak için küçük abim Eren'i de onunla beraber yollamıştı. Hem buradaki işlere bakacak, hem de Didem'le Emir'e göz kulak olacaktı. Ve şimdi de üniversite için ben buradaydım. Aynı apartmanda en alt katta abim, orta katta Didem, en üst katta ise ben kalıyordum. Kahvaltı faslı bittikten sonra tekrar odama geçtim.
Dolabın karşısına geçerek kendime kısa çiçekli bir etek, kahverengi hafif dolgu topuk ayakkabılarımı ve üzerine beyaz bir t-shirt alıp giyindim. Saçlarımın uçlarını da hafif maşa yapıp makyajımı da hallettikten sonra hazırdım.
"Selin kahvaltı yapıp öyle çıksana be kızım."
"Ya Didoşum zaten geç kaldım yolda atıştırırım bir şeyler söz. Hadi abim uyanmadan kaçayım ben." Didoş ve Emir'in yanağından öptükten sonra hızlıca kapıyı açtım ve aşağı baktım. Bir ses yoktu demek ki daha uyanmamıştı. Koşarak aşağı indim. Abimden kaçıyordum çünkü hala ilkokula gidiyormuşum gibi beni okula bırakıyordu."Selin!"
"Efendim abim?"
"Bak bakayrum bağa" gözlerimi yumarak topuklarımın üzerinde arkamı döndüm.
"Aa günaydın abicim." Diyerek yanağını sıkmaya çalıştım.
"Selin yapma da şuni. Niye beklemeden gidiyorsun abim?"
"Abim üniversiteye gidiyorum üniversiteye. Ha şurası hemen, saatlerce bi uzaklığı da yok. Ama sen dersen ki canım kardeşim haklı, vereyim arabamı o gitsin bak ona bir şey demem işte." İmkansız!"Ben, sağa arabamu verecem ha? Finduğum uyanamaduysan git bir daha yıka elini yüzünü." Abimin gülmesine sinirle baktım.
"Çok komik. Hatırlat da yarın gülmeye devam edeyim."
"Ne dedun sen?"
"Hiiç." Hiçbir şey demeden apartmandan çıkmasıyla mecbur ben de arkasından yürüdüm. Evet 1/C sınıfından Selin yine abisiyle okula gidiyordu. Beslenme çantam neredeydi?İki abim de inşaat mühendisiydi ve büyük denilebilecek bir şirketimiz vardı. Benim de inşaat mühendisligi okuyup yanlarında çalışmamı istiyorlardı ama benim pek ilgim yoktu. Ben hukuk okuyordum. Ben adaleti sağlamak istiyordum. Evet çok duyuyorduk bu lafları ama lafta kalan da çoktu. Ben ise adaletin olmadığını çok yakından öğrenmiş olan kişilerdendim ve sağlamam gereken ilk kendi adaletim sonra bütün mazlumların adaleti vardı.
Abim yeni bir şey hatırlamışçasına baştan aşağı süzdü beni.
"Giymeyi mi unuttun güzelim?" Eteğime bakarak sorduğu soruyla gözlerimi yumdum. Başkası olsa kıyafetime asla karıştırtmazdım aslında abimleri de gayet alıştırabilirdim bu duruma ama uğraştırıcı olurdu ve ben bununla uğraşmak istemiyordum. Öyle büyümüş öyle görmüşlerdi ve artı olarak kıskançlıkları gerçekten bitiriyordu beni.
"Ama abi-"
"Hayde Selin, hayde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esmesin Ayrılık
Teen Fiction#mazlum 1. #gurur 3. "Susalım mı?" Sorduğum soruyla kaşlarını çattı. "Konuşmaya gelmiştuk?" "Susalım Fatih. Bu sefer susalım. Konuşması gerekenler konuşuyor zaten." Kurduğum cümleyle kaşları eski halini aldı. Gözlerimiz birbirine kenetlenmiş gibiy...