Bölüm 14

119 7 0
                                    

"Uuuh, sari gaybanaya bak sen. Ha bağa bi denk gelsun de göstereyum ona ha uğraşmak nasul alurmuş!"
"Yaa yenge, bütün akşam bana bir laf sokmalar bir bakış atmalar gör. İstanbul'lu ve onlar gibi bir aile olmadığımız için onlara gelin olmaya uygun değilmişim. Melisa'yı gelin alacakmış. Ama Kuzey'in annesi olmasa var ya onun saçına bir yapışırdım, arabanın arkasına bağlar eve kadar arkada sürüklerdim de işte."
"Sen merak etme guzum, burada ha Fadime hanumla gaç sene uğraşmişum o şehirli kariyla mı uğraşamayacağuz? Kimlere bulaştiğuni bilmey herhal." Yürü be yengem, kim tutar seni.

"Aman canım. Oğlu seni beğenmiş alacak ona da ancak avucunu yalamak düşer."
"Ya Füsun, bu Melisa kim acaba bulabilir miyiz?" Füsun bana alaylı bir gülüş attı.
"10 dakikaya profiliyle beraber geliyorum." Stalk Füsun'un işiydi. Çok güzel olmasa kız bari.
"Ee babası dedesi falan nasıldı?"
"Çok iyi insanlardı Didem ya. Tek derdim annesi yani anlayacağın. He bu arada şey, sizi yani benim ailemi de en kısa zamanda yemeğe davet ettiler."
"Ne?!" İkisinin de aynı anda bağırmasıyla gözlerimi kapatıp tek gözümü korkuyla açtım.

"Kızım manyak mısın sen? Kimse daha sevgilin olduğunu bile bilmiyor sen yemeğe gitmekten bahsediyorsun. O yemeği de o evi de başlarına yıkarlar valla."
"Ne yapayım Didem ya? Davet ettiklerinde 'olmaz benim ailem daha Kuzey'i bilmiyor öğrenirlerse de ağzını burnunu kırarlar bizi de ayırırlar o yüzden hiç gerek yok' mu deseydim?"
"Deseydun, iyu de derdun. Şimdu ne yapacağsun hayde git sevgilum var de ikinizu de vursunlar."
"Yenge felaket tellallığı yapma da bir akıl ver ya."
"Buldum." Füsun elinde laptopla koşarak salona geldi.

Hepimiz bilgisayarın başına toplanıp açılan sayfaya baktık. Oha?! Bu ne ya victoria secret mankeni falan mı?
"Uiyy, ha bu nedu? Bu cıbıldak karuyu mu alacağmuş gelun?"
"Çok güzelmiş ya." Diyerek yastığı kucağıma alıp kendimi koltuğa attım.
"Ya saçmalama. O sana rakip bile olamaz, baksana Kuzey onu elinin tersiyle itip sana aşık olmuş."
"Öyle ama hep bir tehdit oluşturacak Füsun."
"Ben uyumaya gidiyrım zaten Ali'mle babaannenuz sağ olsin başbaşa kalamayruk. Neysa, siz de yatun hayde yarun dışarı çıkar hem gezeruz hem konuşuruz."
"Olur valla ya kafa dağıtırız hem." Hepimiz anlaştıktan sonra odalarımıza dağıldık. Geldiklerinden beri hep beraber bi çıkamamıştık zaten, iyi olurdu.

O kadar yorulmuştum ki yatağa kendimi attığım gibi uyuyakalmıştım. Kalkıp güzel bir duş aldıktan sonra telefonumu çıkartıp yengeme mesaj attım.
Gönderilen: Yengem
'Yenge biz Füsun'la burada bir şeyler yiyip hazırlanıp çıkarız direkt. Siz bizi beklemeyin.'

Başım ağrıyordu aşağıya inip o gürültüyü hiç çekemezdim şimdi. Mutfağa gidip kahvaltılıkları masaya koyduktan sonra Füsun'u uyandırdım.
"Kalk hayde ha bu saatlere gada uyunur mi?"
"Tamam Ayşe yenge." Dediğine gülüp dürterek uyandırmaya çalıştım.
"Ayşe değil, Selin. Akşam oldu akşam kalk hadi."
"Off Selin. Bari tatillerde rahat bırak."
"Kalk hadi kalk dışarı çıkacağız." Daha fazla üstelemeyip odadan çıktım. Nasılsa birazdan gelirdi. Hatta bir dakika sonra falan buradaydı.

"Tam isabet."
Dediğim gibi bir dakika bile olmamışken içeri girip karşıma oturmuştu.
"Geldiğimizden beri doğru düzgün çıkmadık. Bugün bir şeyler alayım bari."
"Çok güzel AVM'ler varmış Füsun, en iyisine gider bir güzel alışveriş yaparız." Kahvaltımızı yaptıktan sonra hazırlanıp Didem'e indik. Zaten onlar da hazırlanmışlardı. Bir taksi çağırıp İstinye parka gittik.
"Bir kahve içelim sonra güzel bir alışveriş yaparız." Didem'in fikriyle bir cafeye geçip oturmuştuk.

"Ha bizim oralar bin basar buralara." Yengem eziklercesine etrafa bakıp duruyordu. Ne yalan söyleyeyim haklıydı. Buranın tek numarası lüksüydü. Her yer betondan ya da gösterişten başka bir şey değildi. Ama bizim oraların evleri de doğası da insanı da bir başka güzeldi.
"Haklısın valla yenge, boğuluyor insan burada." Tam sipariş vermek için garsonu çağıracaktım ki kapıdan gelen kadınla elim havada bakakaldım. İçeri giren kadın Kuzey'in annesi, yanında ki manken fizikli kadın ise fotoğraflarına baktığımız Melisa'dan başkası değildi.

"Allahım, gerçekten mi? Bunu yaşattın mı bana?" Kendi kendime konuşurken yengem elime vurarak aşağı indirtti.
"Gı galdın öyle elun havada. Ne oldi?"
"Kader vurdu yengem. Ne olacak?"
"Kızım ne oldu ya cin çarpmışa döndün?"
"Cin çarpmadı, Latife ve Melisa çarptı Füsun." Kurduğum cümleyle hepsi baktığım yere döndü. Onlar da baktığımızı fark etmiş olmalı ki bize döndüler. Göz göze geldiğimiz gibi ikisi de yüzünü ekşitti. Valla bu gün ne Kuzey var ne babası var ne de dedesi. Yani yolmak için beni durduracak hiçbir neden yoktu.

"Dönün hadi önünüze siparişimizi verip keyfimize bakalım biz." Konuşmamla hepsi önüne dönmüştü.
"O anlattığın sarı cadı bu mu?"
"Evet Didoşum aynen o."
"Oyy nenem." Göz ucuyla onlara baktığımda Melisa'nın Latife'yi kolundan tutarak zorla bu tarafa getirdiğini gördüm. Oha! Niye bu tarafa doğru geliyor bunlar ya?
"Ah, merhaba. Biz tanışmamıştık, Melisa ben." Diyen kızın bir kendisine bir eline baktım.

Ben de ayağa kalkıp elimi uzattım.
"Merhaba, Selin ben de." Diyip elini iki saniye sıktıktan hemen sonra bıraktım. Oturup burada benim sevgilime göz koymuş bir kızla arkadaş olacak değildim.
"Tamam Melisa tanıştın işte hadi gidelim tatlım bu masaya oturacak değilim." Latife hanımın kurduğu cümleyle gözlerimi devirdim.
"Pardon, ne varmış masamızda?" Diyip ters ters baktım.

"Ayol daha ne olsun bütün sosyete beni böyle varoşlarla oturarak görsün mü istiyorsun." Tam ağzımı açacaktım ki yengem elini masaya vurup bir hışımla ayağa kalktı.
"Uuh bakun hele şuna! Atturma damarumu her saç telini ayrı semtten toplarsun allahuma!" Latife hanım yengemin dedikleri karşısında yutkunup korkarak ona bakıyordu. Kim olsa korkardı gerçekten, deli kanı aktı yine kadının.
"Kusura bakmayın rahatsız ettik. Hadi Melisa." Diyip kızın kolundan tutarak götürmeye çalıştı. Yengemden sonra Melisa'da daha fazla ısrar etmeyip kafasını salladı. Gitmek için arkasına dönmüştü ki bir şey hatırlamışçasına tekrar bana dönüp kulağıma eğildi.

"Kuzey doğduğum günden beri benim. Bütün sosyete bizi yakıştırır ve bizim evlenmemizi bekliyorlar. Seninle eğlencesi bittikten sonra tekrar bana dönecek, yani anlayacağın tatlım bence daha fazla üzülmemek için bu küçük evcilik oyununuza son vermen gerek." Dedikleri karşısında elimi sıktım. Gerçekten şu an kalkıp onu öldürmemem için tek mantıklı sebep söyler misiniz bana? Dedikleri bittikten sonra gülümseyip el sallayarak gitti.

Esmesin AyrılıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin