Bölüm 31

108 6 0
                                    

Yine Fatih'e hiçbir şey demeden oradan kaçmıştım. Ona kaçmıyordum diyordum ama gerçekten kaçıyordum. Eve gelip kimseye bir şey demeden koşarak odama çıkmıştım. Evet, kabul etmiştim artık. Ben aşıktım ona. Belki de çocukluğumdan beri sevmeyi hiç bırakmamışımdır, sadece büyüdükçe çocukluk duygusu diyip üstünü kapatmışımdır. Ama hayatıma giren insanlar yine beni Fatih'e getirmişti.

Getirmişti de ne olmuştu? Biz onunla olamazdık. Annem gibi sevdiğim insan beni istemiyordu. Semih hayatımda hep olacaktı, hiçbir güç onu hapise tıkamazdı biliyordum. O da kendi isteğiyle benden uzaklaşmazdı. Onun korkusu, gölgesi hep peşimde olacaktı. Ben böyle bir hayat sürerken Fatih'i de içine katamazdım. Onun çok güzel bir karısı, çocukları, çok huzurlu bir hayatı olabilirdi. Ama benim öyle bir hayatım olamazdı. Semih ölmedikçe olamazdı! Fatih'in karısı olduğunu düşününce göğsüme oturan şeyle elimi oraya götürdüm. Bu da neydi böyle? Sanki biri nefes almamı engelliyor gibiydi.

Kuzey tamamen gitmişti, yani öyle umuyordum. En azından giderken ki bakışları öyle söylüyordu. Semih, onu bilmiyordum. Ama gitmediğini biliyordum. Peki Fatih? O da gitmiş miydi? Ya da hiç gelmiş miydi? Ben bu duygularıma nasıl karşı koyacaktım?

Oflayarak yataktan kalktım. Sürekli bir şeyleri düşünmekten beynim çatlayacaktı artık!
"Yeter da yeter." Amcamın aşağıdan gelen bağırma sesiyle ben de aşağı indim. Babaannem ne ara gelmişti?
"Sinirlendirdun gocamu işte bak." Yengem babaanneme sataşınca babaannem de altta kalmamıştı tabi.
"Ula senun gibu karusu varken benim sinirlendurmama gerek var mu?"
"Hee anasu çok iyidur ya gül gibi karusu attıray tepesunu."

"Ayşa!"
"Ne var Ali'm. Görürsün anan bulaşıy."
"Ana sen de bi sus da. Habi günüm bağruşmadan geçsun şu evde."
"Sen baya sinirlenmişsun." Yengem cilveli bir şekilde amcama dönünce gülmüştüm.
"Hee sinirlendum."
"Sinirlenursun tabi kocacum. Sinirlen, haben yatuşturmak içun buradayum." Amcamın yüzü yumuşayınca gülümsemem daha da genişledi. Bu kadın işini biliyor.

Babaannem hiçbir şey demeden alaylı bir şekilde onlara bakıp arkasını döndü. Beni görünce gülümsemeye başladı.
"Oy benum finduk kizum." Gelip yanaklarımı öpmeye başlayınca ben de onu öpmüştüm.
"İyusun değul mi kuzum?" Yengemin sorduğu soruyla babaannem ona döndü.
"Niye iyu olmayacakmuş?" Sormayın diyorum şu soruyu değil mi?
"Sorasum geldu Fadime hanum, bir şey sorarken de mu izun alacağuz artuk?"

"Vallaha boğaldum. İşe gidiyrım ben Cengiz'le Eren'i yollayun arkamdan."
"E iyi tamam hayde kolay gelsun." Yengem amcamı uğurladıktan sonra tekrar yanımıza geldi.

"Ula ne bağırıyorsunuz." Eren abim söylene söylene aşağı indi.
"Babaannemle yengem maç yaptı yine."
"Uğraşamayacağum sizunle zaten yorgunum." Babannem bavulunu alıp odasına gitti.
"Hee bu uğraşmaduğu halu yani?" Yengemin dediğiyle ona dönüp gülümsedim.
"Pazara gideceğuz Selin kalk hayde."
"Yenge ya."
"Hayde dedum." Yengeme daha fazla karşı gelemeyeceğimi anladığımda yüzümü astım.

Oflayarak kalktıktan sonra montumu giyinip kapıya çıktım. Yengem de arkamdan hemen gelmişti. Beraber pazara doğru yürümeye başladık.
"Yengem benim ne işim var allah aşkına pazarda ya?"
"Gı tek başuma nasul taşıyayum o gada şeyi?"
"Babaannemle gitseydin ya."
"Zaten bugün bi hallerde, hiç uğraşamayacağum Fadime hanumla."

"Ee sen anlat da, ne oldi Fatih'le?" Fatih ismini duymamla heyecanlanmıştım.
"Ne olacak ya Fatih'le, olmadı bir şey."
"Hee gözlerin de öyle diyi." Şaşırarak yengeme baktım.
"Ne diyormuş gözlerim acaba?"
"Fatih'te Fatih diyi. Sevdalu gadunum ben ha anlarum sevdalunun halinden." Yengeme cevap vermeden gözlerimi ondan kaçırarak önüme döndüm.

Esmesin AyrılıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin