"Şu evcilik ıyınınızı bir sın virsiniz iyi ilir."
"Yeter Selin ya. Saçmalamış işte bırak ne takıyorsun ki sen onu?" Kuzey'le oturmuş denizi seyrediyorduk ama o Melisa'nın dedikleri bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Kuzey her ne kadar takmamam gerektiğini, önemsiz olduğunu söylese de elimde değildi ki. Onun orada o sarı saçlarını elime dolayacaktım işte, öyle bekleyerek hata yaptım ben."Benimle evlenecek dedi ya." Kendi kendime söylenmeye devam ediyordum.
"Bak güzelim, Melisa yıllardır benimle olmak istiyor aile baskısıyla birkaç kez yemeğe çıkmak dışında onunla aramda hiçbir şey olmadı. Şimdi gelip sana bunları demesinin hiçbir önemi yok, benim sevdiğim kadın sensin ve bu da haliyle ona biraz koyuyor olmalı. O yüzden sen hiç sıkma o güzel canını." Diyip beni kendine çekti. Gülümseyerek kafamı omzuna koyup denizi seyretmeye devam ettim."Yalnız yengem anneni fena benzetti." Kuzey'in gülümsediğini hissettim.
"Ne yaptı annem?"
"Varoş olduğumuz için masamıza oturamazmış, sosyete görürmüş."
"Hay sosyetesine." Diye fısıldadığını duymuştum.
"Yengen ne yaptı?" Kafamı omzundan kaldırıp boğazımı temizledim ve yüz tipimi aynı yengemin ki gibi yaptım.
"'Uuh bakun hele şuna! Atturma damarumu her saç telini ayrı semtten toplarsun allahuma!' dedi." Onun taklidini yapmama güldü, hatta kahkaha attı."Yengen annemle bile baş ettiyse gerçekten korkulacak kadınmış."
"Valla yengemin karşısında durabilen bir tane insan görmedim. Yıllardır abilerimi, amcamı, babaannemi, ikizimi, üstüne beni dizginlemeyi başarıyor. Böyle bir insan kimle baş edemez ki?"
"İkizinde mi var senin?" Kuzey'in sorusuyla iç çektim.
"Evet, Selim. Askerde şu an."
"Senin gibi mi o da? Uğraşacağız desene."
"Benim gibi olsa yine iyi." Selim'in kanı deli akardı. Ben yine onun kadar değildim.
"Eyvah o zaman." Güldüm. Gerçekten eyvah denilecek bir konumdaydı."Ee laz kızı?" Dediği karşısında kaşlarımı çattım.
"Ne ee?" Derin bir nefes verdi.
"Abinlere ne zaman söyleyeceksin?" Ah o konu. Ben de unutmuştur diye seviniyordum.
"Kuzey, bizim kültürümüzde birini eğer aile büyüklerinle tanıştırırsan bu evleneceğiniz anlamına gelir." Dediklerim karşısında yüzünde mimik oynamamıştı.
"Ne o benimle eğlenip bir köşeye fırlatmayı mı düşünüyorsun?" Dediğine güldüm."Ve artı olarak abimler seni öldürebilir."
"Bunların hepsini biliyor ve göze alıyorum. Aldım da." Off. Ne desen bir şey buluyor yahu.
"Tamam." Dediğim karşısında şaşırarak yerinde dikeldi.
"Tamam mı?" Yanlış duyduğunu falan düşünmüştü sanırım.
"Tamam dedim işte."
"Söyleyeceksin yani?"
"En kısa zamanda evet."
Sonunda kabul ettiğim için sevindiği her halinden belliydi. En kısa zaman demiştim, belirli bir süre vermemiştim sonuçta. Bu en kısa zamanın ise en az bir yılı vardı.————
Eve gelip duşa girdikten sonra televizyonun karşısına geçtim. Oh çocuğa da abimlere söyleyeceğim dedin aferin kızım Selin nasıl söyleyeceğini de sorsaydın keşke. Hayır ne dicem 'ah canım abilerim, sevgili amcam, babaannecim, ve biricik ikizim Selim. Benim bir sevgilim var! Hadi kutlayalım' mı diyecektim? Bunu söyledikten sonraki yüz hallerini düşünüp güldüm. Ben kendi kendime konuşurken kapının çalmasıyla gidip kapıyı açtım.
Yengem Didoş ve Füsun ellerinde mısırla içeri girdiler.
"Aa tabi ki girebilirsiniz saçmalamayın ne meşgul olması, bir ot olduğum için asla meşgul falan olmam. Ee kaldınız kapıda geçin geçin." Dediklerime gözlerini devirip oturdular.
"Riv riv etma." Ben de bir avuç mısır alıp koltuğa oturdum. Füsun televizyonu açıp kanalları gezmeye başladı.
"Ben bir şey diyeceğim."
"Söyle."
"Kuzey, abimlerle tanışmak istiyor."
"E zaten istiyordu. Yeni tarafı ne bunun?"
"Hemen istiyor Didem."
"Uuh sen yemişsun gafayi. Zaten Ali'da bekleydi ha o uşaği."
"Uf yengem ya. Ne yapayım üstüme geldi çok."
"Kızım geldiyse geldi bilmiyor mu senin aileni? Valla vururlar onu çocuk gençliğini yaşayamadan gidiverir öbür tarafa."
"Ayy Didoşum ya ne güzel rahatlatmalar bunlar valla içime su serptin."
"Fıstık mı sever ceviz mi?" Füsun'un sorduğu soruya kaşlarımı çattım.
"Ne?"
"Helva ya bari giderken sevdiği şey dağıtılsın arkasından."
"Ha ha ha ne kadar komik!" Hepsi haklıydı aslında."Gecelerin prensi Kuzey Zümrüttaş uzun bir aradan sonra tekrar dönüş yaptı. En son ünlü manken Elif Sırma'yla görülen Zümrüttaş bu sefer gizemli bir güzelle beraberdi. Gecelerden uzun bir süre ayrı kalmasının sebebi bu kız olabilir miydi? Yoksa veliahtımız aşık mı oluyor? Az sonra." Duyduklarım karşısında televizyona dönmeden olduğum yerde kaldım. Füsun hemen kumandayı alıp kapatsa da ben duyacağımı duymuştum.
"Ku-kuzey mi dedi o?"Hiçbir şey demeden bana bakıyorlardı. Gözümden akmak için direnen yaşlara izin vermeyip odama geçtim. Kötü olduğumu anladıkları için arkamdan gelmemişlerdi. Ne bekliyordum ki zaten? Sırf benim için o şaşalı hayatı bit anda bırakacağını mı? Safsın kızım sen saf. Ne oldu bitti mi masalın? Prenses falan mısın sen ya? Mutlu son mu bekliyordun? Hiç sorunsuz bir ömür mutlu mesut yaşamayı mı? Daha fazla gözyaşlarıma engel olamayıp akmalarına izin verdim. Zaten en baştan olmaması gereken bir ilişkiydi. Nereden tutsan elinde kalıyordu.
Dün gece kaça kadar yatakta öyle ağlayarak aynı pozisyonda kaldım hatırlamıyordum. En ufak kötü bir şey yaşadığım an yaşadığım her kötü olay kendini hatırlatıyordu. Bu kadar üzülmem, ağlamam belki de bu yüzdendi. Ah, çok büyük bir hata yapmıştım ben, çok. Sadece bir saatlik uykuyla erkenden uyanmış dün geceki gibi oturur pozisyona geldim. Odamın kapısının çalmasıyla dolan gözlerimi silip üstümü düzelttim.
"Yengem?" Yengem kapıyı kapatıp yanıma oturdu.
"İyi misun?" Dediğine cevap vermeyip gülümsedim. Ama öyle sebebi mutluluk olan bir gülüş değildi bu. Hiç iyi değilim ama öyle olmak zorundayım demekti bu gülüş. Yengem de anlamıştı zaten.
"Belku yanluş anlamuşuzdur guzum. Valla seni böyla gördikçe içim parçalaniy. Mutlusun diye hiç ses etmadum ama sen biliydin hep içimi.""Ben hazırlanayım yengem önemli dersler var bugün, abim de gelir şimdi almaya zaten. Babaannem ile amcama o yemiş falan dersin inmeyeyim kahvaltıya hiç."
"Tamam guzum hayde hazurlan sen." Diyip odadan çıktı. Ben de güzel bir duş alıp dolabımın karşısına geçtim. Çiçekli kısa bir elbise alıp giyindikten sonra hazırdım. Hazırdım hazır olmasına ama abimi bu elbiseyle okula gitmeye nasıl ikna edecektim? Telefonu çıkartıp yengeme mesaj attım.Gönderilen: Yengem
'Yenge ben elbise giyindim ama abimi biliyorsun bununla beni dışarı salmaz. Yani Eren abim çıkarken sen de onla çık.' Abimi ikna etse etse yengem ederdi. Mesajı attıktan sonra koltuğa oturup gelmelerini bekledim. Hiçbir şekilde sosyal medyaya bakmıyordum. Kuzey'le ilgili haberlerin bir çok yerde dolandığına emindim. Kapının çalmasıyla kalkıp üstümü düzelttikten sonra koşarak açtım. Abim bir yüzüme bir elbiseme baktıktan sonra boynunu kütletti."Hazırlanmadın mı sen daha?" Abime ne cevap vereceğim diye düşünürken yengem merdivenlerden çıkıp yanıma geldi.
"Garışma gıza Eren. Morali bozuk onun bugün giysın da istediğuni."
"Morali mi bozuk? Ne oldu?" Of yenge durumu kurtar dedik de böyle mi dedik? Ne diyeceğim ben şimdi adama?
"O kadar çalıştığım dersin sınavından çok düşük almışım." Diyip gözlerimi doldurdum. Umarım yerdi.
"Niye üzülüyorsun kızım buna düzeltirsin ne olacak?"
"Ama abi öyle deme çok çalışmıştım."
"Hee doğru söyleyi çok çalişti ha ben gördum." Yengemin de bana destek çıkmasıyla ağlamaya başladım."Ağlama da tamam giy bir günlük. Ama eğer bakan en ufak bir gözü kayan bile olursa direkt beni arıyorsun o herifin ağzını burnunu kırmaya geliyorum. Zaten ben götürüp ben alacağım ihtiyaçların dışında yerinden kalkmamaya bak sen." Abim benim gözyaşlarıma asla dayanamazdı. Gülüp hemen boynuna atladım.
"Uiyy canım abicim benim."
"Yenge al şunu üstümden da." Artık hepinizin bildiği gibi abim yanaklarını sıkmamdan nefret ederdi."Guzum hayde gidun siz geç kalacaksinuz bak." Yengeme kafa sallayıp çantamı aldıktan sonra çıktık. Abimin arabasına binip radyoda gezindim.Abimde sürücü koltuğuna oturup arabayı çalıştırdı. Füsun'un bugün dersi olmadığı için evde kalacaktı. Yani bugün tektim okulda. Hadi bakalım Selin nasıl Kuzey'de kaçmayı düşünüyorsun acaba? Eminim şu an kapıda bahanelerini sıralamak için beni bekliyordur. Ama yok bu sefer inanmak kanmak asla yok. Hata yapmıştım, ve bunu telafi etmeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esmesin Ayrılık
Teen Fiction#mazlum 1. #gurur 3. "Susalım mı?" Sorduğum soruyla kaşlarını çattı. "Konuşmaya gelmiştuk?" "Susalım Fatih. Bu sefer susalım. Konuşması gerekenler konuşuyor zaten." Kurduğum cümleyle kaşları eski halini aldı. Gözlerimiz birbirine kenetlenmiş gibiy...