Semih'in gönderdiği o mesaj yüzünden bir türlü rahat olamıyordum. Ne yapacaktı diye düşünmekten beynim çatlayacaktı artık. Salonda tek başıma koltuğa oturmuş, pencereden karadenizin hiç dinmeyen yağmurunu izliyordum. Bahçeye Selim'in arabasının girmesiyle dikkatimi oraya verdim.
Selim bezmişçesine arabadan indikten sonra söylene söylene yengem ve babaannem inmişti. Selim'in yüz ifadesine gülmüştüm. Kim bilir kaç saattir onların bu didişmesini çekmek zorunda kalmıştı. Kapıdan içeri söylene söylene girdiklerinde ne zaman dolduğunu bile fark etmediğim gözlerimi kırpıştırarak gözyaşlarımı geri ittim.
"Uuh vallaha şiştum. Bayılacağum şindi şuraya."
"Riv riv edeceğune elin çalışsaydu gonuşmazdum."Yengemle babaannem hala söyleniyorlardı.
"Yeter da yeter." Selim'in isyan eden sesini duymamla gülerek oturduğum yerden kalkıp onların yanına gittim.
"Ne bu hal ya?"
"Karademir'ler yaylada gelin çalıştıray." Yengemin dediğiyle babaanneme döndüm.
"Bu havada ne yaylası babaanne?"
"Habiz gittiğimizde yağmaydi bir şey."
"Hee yağacağunu da hiç anlamaduk zaten. Oy vallaha eldum." Yengem kendini koltuğa atıp keşanını kafasından çekip boynuna sardı.Kapının çalmasıyla onları bırakıp kapıyı açmaya gittim.
"Hoşgeldiniz." Amcam ve abimler içeri tam girecekti ki yengemin bir anda bağırmasıyla hepimiz durduk.
"Durun!"
"Ne oldu hatun?"
"E sırılsıklamsunuz Ali, mahvedeceksinuz evi ha."
"Ula ne edelum guruyana kadar burada mı bekleyelum?"
"Dur şimdi." Yendem yukarıdan bir koşu havlu getirip içeri giren herkesi tek tek kuruttu. Kabanlarını da içeri sokmadan alıp yere attı."Tövbe estağfirullah. E hatun hayde da." Amcamın sabırsız sesiyle güldüm.
"Oldi da tamam hayde geçun." Sonunda amcam ve abimler içeri girmişti.
"E yemek nereyedu?" Amcamın boş masayı görmesiyle yengeme dönüp konuşması bir olmuştu.
"Şöyle oldi." Yengem ne diyeceğini düşünürmüş gibi biraz bekledikten sonra sinirli bir yüz ifadesi takınıp konuşmaya başladı.
"E zamanım mu oldi da edeyum yemek? Anan götürdü yaylaya bugün çıkardu ha pestilimizu."
Amcam şaşırarak babaanneme döndü."Ana bu havada ne yaylasu?"
"Bir daha diyrım, çıktığumuz zaman bir şey yokti." Babaannem üste çıkmaya çalışarak lafını söyleyip sustu.
"E Didem evde değil miydi?" Cengiz abimin sorusuyla ona döndüm.
"Sevda teyzede o." Cevaplamamla kaşları çatılmıştı.
"Neden?"
"Valla kaç gündür ben uğraşıyrım işleruyle boğaldum ha, gene çağurdu da yerime Didem'i yolladum. Hoş ben bilseydum yaylaya gideceğuz, yollar mıydum oni? Kendum giderdum.""Ula, neysa arayun da gelsun." Yengem Cengiz abimin dediğine kafa sallayıp telefonu aldığı gibi Didem'i aradı.
"Gı geldu Karademir büyükbaşlari, gel sen de hayde."
"Dur dur, Fatih bıraksun senu." Yengemin kurduğu cümleyle hemen ona baktım.
"E bu saatte tek gelme, halan diyiy de sen ona, geturur." Bana kaş göz yapmasıyla hemen gözlerimi ondan çektim. Hala bizden umudu var kadının ya, hala!"E ne yiyeceğuz şimdi?" Eyvah! Amcam açsa hepimizin anasından emdiği sütü burnundan getirirdi.
"Ali, biz en son ne zaman dışarda yemek yeduk?" Yengemin konuşmasıyla Selim'le Eren abim güldü.
"Hee amca, ne zaman yedunuz en son? Yengemi eskisi kadar sevmiy misin yoksa?" Selim'in kurduğu cümleyle yengem sinirli bir şekilde amcama baktı. Amcam da Selim'in kafasına vurup onu susturdu.
"Ula kot kafali, saçma saçma konuşma.""Yalan mu amca, aylar oldi başbaşa kalmaysunuz." Eren abimin de konuşmasıyla yengem sinirle yerinden kalktı.
"Doğru söyliyler Ali, ne etmaya vuraysın uşaklarun kafasuna?"
"Ne alakası var Ayşa'm? Senun o güzel ellerunden çıkmuş yemekler varken ne diye dışarda yiyelum ha?" Amcama şaşırmış bir şekilde bakıyordum. Resmen Selim'le takıla takıla ona benzemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esmesin Ayrılık
Teen Fiction#mazlum 1. #gurur 3. "Susalım mı?" Sorduğum soruyla kaşlarını çattı. "Konuşmaya gelmiştuk?" "Susalım Fatih. Bu sefer susalım. Konuşması gerekenler konuşuyor zaten." Kurduğum cümleyle kaşları eski halini aldı. Gözlerimiz birbirine kenetlenmiş gibiy...