Bölüm 12

142 9 0
                                    

"Ya bir yemek sadece, kırma beni Selin." Kuzey'le tam bir saattir onlara yemeğe gitmemek için tartışıyordum. Ya nedir bu aile aşkı tamam ciddisin anladık ama bir dur!
"Kuzey, ya daha çok erken. Ben yapamam gerilirim hem."
"Güzelim, gerilecek hiçbir şey yok. Hem 4 ay oldu neredeyse Selin, en uzun ilişkim bu benim. Nesi erken? Bak bu zamana kadar oğullarını her gün başka kadınlarla görüyorlardı. Şimdi beni kendine aşık etmiş yola getirmiş kadını tanımak istiyorlar işte. Lütfen kırma beni." Yani, ne desem ki? En iyisi akşam yengemler ve Füsun'a bir sorayım onlar yardımcı olurlar.

"Tamam, akşam fikrimi söyleyeceğim." Kuzey gülümseyerek sarıldı. Ben de gülümseyip sarılmasına karşılık verdim.
"Geç olmadan ben gideyim. Akşam arar haber veririm."
"Tamam, gel bırakayım ben seni." Kafamı sallayıp arabasına bindim.
"Kırk yıl düşünsem böyle bir an yaşayacağım aklıma gelmezdi." Kuzey'in sesiyle bakışlarımı etrafı seyretmeyi bırakıp yola odaklanmış sevgilime çevirdim.
"Nasıl bir an? Playboyluğu bırakıp bir ilişkiye başladığın an mı?" Kurduğum cümle karşısında gülümseyerek bana baktı.
"Sevdiğim kadın için akşam ailemin yemek hazırlığı yapması." Ben de gülümsedim. Asıl benim hiç aklıma gelmezdi Kuzey'in ailesiyle bu kadar çabuk tanışacağım.

Çok geçmeden bizim mahalleye girmiştik. Kuzey sürmeye devam ederken onu panikle durdurmaya çalıştım.
"Dur ya dur. Kapının önüne kadar bırakacak değilsin herhalde? O bir kere olur. He bu arada bir daha sakın sabahki gibi bir olay yaşatma bana."
"Tamam laz kızı tamam. İn hadi, bekliyorum ben burada."
"Neden bekliyorsun?"
"Seni almadan gitmem laz kızı."
"Ya deli misin sen?"
"Ee delirtenler utansın." Diyip yanağımdan öptü. Yüzümde kocaman gülümsemeyle arabadan indim. Sil sil şu gülümsemeyi çabuk, eve gireceksin şimdi Selin. Üstümü başımı düzeltip yüz tipimi de normale döndürdükten sonra apartmana girdim.

"Eren kaldin ha başimiza."
"Yengem yapma da. Seveceğim kız yok ben ne yapayım?"
Gelen seslerle gözlerimi devirdim. Bizimkiler yine abimi evlendirme peşindeydi. Yukarı çıkıp Didem'lerin açık kapısından içeri girdim.
"Ha bu finduğu bile everecuk sen hala kiz yok diysın." Yengem beri görür görmez üstüme gelmeye başlamıştı tabi.
"Kimle everiyorsunuz lan fındığı?"
"Ne evermesi abi saçmalama. Yengemin demek istediği sen evlenene kadar Selin bile evlenir gider. Değil mi yenge?"
"E he he öyle dedum."
"Yengem sen bir odaya gelsene benimle?" Kalkıp odama giderken yengem de arkamdan gelip kapıyı kapattı.

"Yenge ne diye adama evereceğiz diyorsun ya sen?"
"Gı ne bileyum ağzumdan gaçtu."
"Ağzından da ne hikmetse işine gelen şeyler kaçıyor sadece. Neyse, Kuzey akşam beni ailesiyle tanıştırmak istiyor, ben de çok erken olduğunu düşünüyorum o yüzden net bir şey söylemedim. Size sormak istedim, ne yapayım?"

"Yengem hasen almuşsun bu uşağu hayatuna, e ciddi de düşüniysın. Gitmek daha iyidur."
"Ne yapıyorsunuz kız burada?" Kapıdan Füsun'un girmesiyle onu da içeri çektim.
"Akşam Kuzey'in ailesiyle tanışmak için yemeğe davet edildim. Ne yapayım gideyim mi?"
"Soru mu kızım bu tabi gideceksin. Davet edildiğin yere gitmemezlik yapmayacaksın herhalde?"
Oflayarak yatağa oturdum.
"İyi tamam gideceğim. Ama ne yapacağım ki şimdi ne giyeceğim ya beni sevmezlerse? Ya istemezlerse? Ya Kuzey'i bırakmam için para teklif ederlerse? Ya ondan ayrılmam için sizi öldürmekle tehdit ederlerse? Hiiih, yok gitmeyeceğim ben vazgeçtim."

"Gı sen aklinu okulda bırakıp mı geliysın. Başlarum sevmemeleruna he. Kalk hazurlan çabuk atturma damarumu!"
"Ya yenge tamam iyi hoş da, ben nasıl evden çıkacağım? Abime, amcama, babaanneme ne diyeceğim bunu da düşünün bakalım."
"Hee, bak iyi demedun oni. Neysa canum senun garşında koskoca Ayşe Karademir var. Sen bağa bırak ve hayde kalk hazurlan. Füsun ha sen bu delu kiza yardumcu ol diğer delular benda." Diyip odadan çıktı yengem.

"Ne giyineceğim şimdi ben?"
"Sen bana bırak." Diyerek dolabımın karşısına geçti Füsun. Tabi geçmesiyle yüzünün düşmesi bir oldu, ben boşuna mı ne giyineceğim diye dertleniyorum sanki burada?
"Fadime babaannenin gardırobu mu bu? Seninki nerede Selin?"
"Off dalga geçme. Abimin kıyafet bıraktığımı var dolapta ne yapayım?"
"Gel hadi." Diyip kolumdan çekiştirerek alt kata indirdi.
"Didoş Selin'e harika bir elbise bulmamız lazım yardım et." Didem Füsun'un kurduğu cümleyle alaylı bir gülüş attı. Tabi kadının uzmanlık alanıydı.

***

Sonunda bana uygun bir kıyafet bulmuşlardı da hazırlanabilmiştim. Aynada kendime baktım. Siyah çokta kısa olmayan düz dar bir elbise, altına da siyah topuklu ayakkabılarımı giyinmiştim. Saçlarımı da hafif maşa yaptıktan sonra çok abartı olmayan makyajımla hazırdım.
"Uuu, bizim kıza bak sen. Gı sen ne gada güzel olmişsun." Yengem odaya girmiş bana bakıyordu. Ona gülümsedim.
"Olmuş mu yengem ya?"
"Olmuş olmuş. Çocuğun dibi düşecek sana." Didem'le Füsun'da beğeni dolu bakışlarla beni seyrediyorlardı. Hemen telefonumu alıp Kuzey'e mesaj attım.

Gönderilen: Kuzey
'Ben hazırım, neredesin?'

Mesajı atıp çantamı aldıktan sonra artık çıkmaya hazırdım.
"Yenge, çıkmam lazım. İçerisi nasıl?"
"Çık yengem çık. Ha ben kapiyi kapattum bizimkileru da yukarda uyuduğuna ikna ettum. Ama en geç 11'de evdesun bak vallahi ben gelur alurum senu."
"Tamam tamam. Öptüm hadi." Diyip çıktım. Arkamdan bol şans diyip gülmelerini duymuştum tabi. Aşağı indiğimde Kuzey arabasına yaslanmış bekliyordu. Takım elbise mi giyinmiş o?

"Ne ara giyindin sen ya?" Kuzey sorumu duymuşa benzemiyordu. Hala beni süzüyordu ve bakışlarından beğendiğini anlamıştım.
"Çok güzelsin, bakmaya ne zaman doyarım diye düşünüyordum da sanırım hiçbir zaman." Dediğine gülümsedim.
"Ne zaman diyorum giyindin sen bunu? Hani beni almadan buradan ayrılmayacaktın?"
"Ayrılmadım zaten." Diyip gülümsedi.
"Nasıl ya?"
"Ne yapacaksın laz kızı. Riv riv etme de bin artık gecikmeyelim." Kurduğu cümleye ağzım açık kaldı. Şuna bak ya bizim kelimelerimizi bize satıyor. Bir şey demeden arabasına bindim. O da sürücü koltuğuna geçtikten sonra arabayı çalıştırdı. Allahım şu geceyi sağ salim atlatayım artık yalan söylemeyeceğim abime söz. Yani bir ay söylemeyeceğim. Evet evet bir ay iyi. Elimi amin yapıp yüzüme sürdüm. Kuzey bu hareketime bakıp güldü.

"Gece gayet güzel geçecek merak etme." Diyip gerginliğimi almaya çalışsa da maalesef hiçbir işe yaramıyordu.
"Ha bu arada, yengem dedi ki 'en geç 11'de evdesin yoksa ben gelir alırım seni'."
"Valla yengenden korktuğum için dediği saatte evde olursun merak etme."
"Ayşe komutandan korkmayan mı var?" Diye söylenerek önüme döndüm. Girdiğimiz yolda her yer kocaman lüks villalarla kaplıydı. Vay anasını be bizim köydeki konak bile bu kadar değildi. Bir evin önüne gelmemizle araba yavaşlayarak durdu. Oha! Gerçekten bu kadar büyük bir evde nasıl yaşıyorlardı? Sıkıcı değil miydi hiç?

Arabadan inip şaşkınlıkla eve bakıyordum.
"Neden veliaht dedikleri şimdi belli oldu. Şımarık playboy seni." Kuzey dediğime göz devirip elini belime koyarak beni eve yönlendirdi.
"Şımarık bir playboy falan değilim." Kafamı sallayıp hıhı diyerek konuyu kapattım. Şimdi bu gerginliğimin üstüne bir de bu tartışmayı yapamazdım. Kuzey kapıyı çaldıktan sonra bir hizmetli kapıyı açıp beni baştan aşağı güzelce bi süzdü. E donduk donduk hayde da. Sonunda beklettiğinin farkına varmış olacaktı ki içeri buyur etti. Hadi bakalım, tanıyalım Kuzey beyin ailesini.

Esmesin AyrılıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin