Bölüm 5

257 13 0
                                    

Dün o kadar güzel geçmişti ki akşama kadar orada oturmuş konuşmuştuk. İkimiz de bizi zorlukların beklediğinin farkındaydık ama o benim gibi kaçmak yerine savaşmayı tercih etmişti. Kaçmak ben de istemiyordum hatta kararımın aksi şekilde davranıyordum. Atılgan olması gereken kişi bendim, yeni bir hayat yeni bir kişi isteyen bendim çünkü. Derin bir nefes alıp geçmişi tamamen silme kararımı hatırlayarak verdim nefesimi.

Odamın kapısının çalmasıyla kendimi toparlayıp yatakta oturur pozisyonu aldım.
"Gir." Abim kapıyı açıp kafasını uzattı.
"Nasılsın güzelim?"
"İyiyim abim iyiyim, gel." Kapıyı açıp içeri girdikten sonra yatağıma oturdu. Eliyle saçlarımı kulaklarımın arkasına götürüp kafamı okşadı.
"Abisinin güzeli, eminsin değil mi iyi olduğuna?"
"Ya benim senin gibi abim olur da ben iyi olmaz mıyım? Finduğu sevsun seni." Diyerek yüzünü mıncırmaya başladım.
"Tamam dur da dur. İyi olmuşsun ha belli." Bir yandan söyleniyor bir yandan ellerimi yüzünden çekmeye çalışıyordu.
"Oo sevgi selleri oluşmuş burada." Füsun kapıda durmuş bize bakıyordu.
"Fındık iyi mi diye bakayım dedim de maşallahı var. Hayde ben kaçtım." Diyerek ayaklandı.

"Hııh anlayışlı abi gitti geldi yine bizim öküz. Ben hep depresyonda gibi falan mı yapsam ya acaba?" Dediğime gülümseyip kapıyı kapatarak çıkmıştı abim.
"Ya kızım şimdi bırak onu bunu da ne oldu? Bırakıp gitmişsin zaten beni mağazada. Neyse onun hesabını sonra soracağım ne bu mutluluk, dün ağlamaktan ciğerin yatakta kalmıştı? Anlat çabuk." Abartsındı biraz daha!
"Hazır mısın?"
"Gönder gelsin."
"Biz Kuzey'le sevgili olduk." Füsun hiçbir şey demeden suratıma bakıyordu. Bu kadar absürt bir şey söylememiştim?
"Füsun, Füsun iyi misin ya bak korkutma." Dürtmelerimle nihayet kendine gelebilmişti.

"Sevgili mi oldunuz? Oha! Nasıl ya?" Her şeyi en baştan anlatmaya başladım. Tabi ben bunları anlatırken Didem'in de kapıdan bizi dinlediğinden haberim yoktu. Konuşmam bittikten sonra içeri girip o da yatağıma oturdu.
"Helal olsun çocuğa. Sevdim bak ben bunu al bunu al."
"Didem bi tanışsaydın hemen sevdin sen de."
"Ya o değil de cidden esaslı çocukmuş. Öyle playboy falan denilince ben zengin züppelerden biri sanmıştım."
"Beni de şaşırtmadı desem yalan olur."
"Ya benim canım arkadaşım mutlu mu olmuş? Oy ben onu yerim yerim." Didem'le ikisi beni gıdıklamaya başlamıştı. Gülmekten bağıramıyordum. Gözlerimden yaşlar gelmeye başlayınca nihayet bırakabilmişlerdi. Elime gelen yastığı alıp ikisine de fırlattım. Kaçmak için odadan çıkarlarken attığım yastık tam kapıdan girmek üzere olan babaannemin kafasına gelmişti.

"Ayy. Babaannem ne yapıyorsun sen ya?"
"Ha ben ne yapmişum finduğuma bakmağa geldum."
"Yanlışlıkla oldu babaannem." Diyip kalkarak babaannemin yanağına sulu öpücükler bırakmaya başladım.
"Ha bi dur da delu kiz. Hayde yemek hazur inin aşağu." Hepimiz babaannemi takip edip aşağı indik.

"Ohhh kokuya bak be. Hamsi pilavı mı o?" Babaannem harika bir sofra hazırlamıştı. İki gündür ne yediğimi ben bile bilmiyordum, o yüzden kurt gibi açtım.
"Afiyet olsun." Abim de gelip masaya oturdu. O kadar çok acıkmışım ki neredeyse bütün yemekleri ben bitirmiştim. Abim durumumu bildiği için şaşırmamıştı ama babaannem bu kadar çok yememe şaşırmış olmalı ki bütün akşam bana baktı.
"Ha bu abin senu aç mı bırakay?"
"Yok babaannem ya bu gün okulda da bir şey yiyemedim ondan." Artık midemin doluluktan ağrıdığını hissediyordum. Yok yiyemeyeceğim daha fazla.
"Ellerine sağlık babaannem. Ben yatmaya gidiyorum hepinize iyi geceler." Diyip masadan kalkarak kendi daireme çıktım. Yatağa kendimi atıp tavanı seyretmeye başladım. Favori etkinliğim. Pencereden gelen seslerle hızla kafamı kaldırıp baktım. Biri mi vardı orada? Yatağımın yanında bulunan sopayı kaptığım gibi pencerenin önüne gittim. Dışarı bakmamla gördüğüm sima karşısında ile neredeyse küçük dilimi yutacaktım.

Esmesin AyrılıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin