Mine ve Martin 1. Bölüm

2.4K 72 12
                                    

MARTİN'DEN

Sabah uyandığımda güneş ışıkları odamın penceresinden içeriye sızmaya başlamıştı. Yatakta esneyerek ellerimi kafamın altında birleştirerek tavanı izlemeye başladım.

Her gün diğer günün aynısıydı mine gittikten sonra yaşamım sadece nefes almaktan ibaret olmuştu onu çok sevmiştim onun tahmin edemeyeceği kadar çok ama o saçma bir neden söyleyip beni terk etmişti.

İlk başlarda yokluğu dayanılmazdı sanki ruhumu bedenimden ayırmışlar gibi hissediyordum. Halla daha aklıma geldikçe sol tarafım sıkışıyor ama alıştım yokluğuna ya da ben öyle zannediyorum derin bir nefes alarak yataktan kalktım ve duşa girdim.

Duştan çıktıktan sonra üzerimi giyinerek patronun odasına doğru yöneldim. Kapıyı çaldım ve aralayarak kafamı içeri soktum patron pencerenin önünde gülümseyerek duruyordu her zamanki sırıtışımı yüzüme koyup "bugün oldukça aydın bir sabah olmuş patron senin için " dedim. Kafasını keyifle sallayarak dediklerimi kabul etti.

Sonra birden bire bana ters ters bakmaya başladı ne olduğunu anlayamamıştım " şu kızı çok merak ettim" dedi dediği şeyle nefes alamadım ve içince söylediklerim aklıma geldi içkiyle gelen cesaretle her şeyi söylemiştim birden bire araf olmasaydı can sağlığımdan şuan şüpheliydim.

Cevap vermek için birkaç kez öksürdüm. "Şey beni biliyorsun içince böyle abuk sabuk konuşurum Antalyada tanışmıştık Minel adı "dedim. Hiç inanmış gibi durmuyordu ama inanmasını unmaktan başka bir şey elimden gelmiyordu "Herneyse Patron unuttum zaten onu, şey bugün İngilizler gelicekti toplantı için hemen çıkalım" dedim konuyu değiştirmek için "Pek unutmuş gibi görünmüyordun ama neyse evet bugün önemli izin verirsen üstümü değiştireyim çıkalım" dedi konu değiştiği için derin bir nefes aldım ve gülümseyerek odadan çıktım.

Ucuz yırtmıştım şimdilik aslında Bars haklıydı unutmamıştım sadece alışmıştım bars aşağıya inince arabaya binip yola çıktık yolda bir şeyler atıştırıp şirkete geçtik. Gelen ingilizlerle 4 saat süren toplantı sonunda ingilterede açacağımız giyim firması için anlaşmaya varmıştık toplantı bittiğinde zafer dolu bir gülüşle "Çok iyidik Patron " dedim. "Evet" dedi ve ceketini çıkarıp kol düğmelerini çözüp gömleğinin kollarını kıvırdı rahat bir şekilde koltuğa yaslandı "İkna kabiliyetim yüksek Patron, yemek işini napıcaz peki" dedim bunu kutlamak için yemek organize etmişlerdi "Orası kolay, Ben İlemle konuşurum oda bize katılır" dedi.

Bars'a dikkatle bakarak kahkaha atmaya başladım. Tam bir aşk adamı olmuştu onun bu hallerini 40 yıl göreceğim aklıma gelmezdi "Tabi ki" dedim. Yerinden kalkıp "Ben odama geçiyorum " dedi ufak bir baş hareketiyle onu onayladım. Bende önümdeki dosyalara bakmaya başladım. Hiç bir pürüz çıkmasını istemiyordum.

Zaten aklımı ancak böyle dağıta biliyordum iş düşününce aklıma gelmiyordu canım acımıyordu en azından beni terk etmesinin üstünden 4 sene geçmişti ve ben hala geri gelirse nasıl bir tepki veririm diye kendimi düşünmekten alı koyamıyordum.

Onu kollarıma alıp sımsıkı sarardım kafamı boynuna gömer o mis gibi kokusunu doyasıya içime çekerdim. Dosyalarında bir işe yaramayacağını anlayarak kapattım ve toplantı salonundan çıktım. Koridorda ilerleyip sola dönmüştüm ki Barsın kucağındaki tatlı kız çocuğunu gördüm hızla onlara yaklaşıp "Bu ufaklık ne kadar tatlı böyle" dedim. Şirin şirin gülümseyip kollarını bana uzatınca bende kollarımı acarak onu kucağıma aldım.

Çok sevimliydi bu ufaklık biraz vakit geçirmek kafamı dağıtmama yardımcı olurdu patronun odasına doğru yürürken "Leyla bu ufaklık biraz bizimle sonra getiririm" dedim birlikte patronun odasına girdik. Ufaklığı odanın içinde olan geniş koltuğa oturtup iki yandan kulak yapmış saçlarını okşadım.

Aşk Tesadüfleri Sever (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin