11.Bölüm

5.3K 161 20
                                    

BARS'TAN

Cenova hava alanında istanbul'dan gelecek özel uçağımı bekliyordum. Hava şartları dolayısıyla istanbul'dan geç kalkış yapacaktı. 3 gün önceyi düşününce vücudumu tatlı bir elektrik sardı.

İlem'in o mavi gözleri heyecandan kızarmış yanakları ve kıpkırmızı dudaklarını düşünmek hiç tatmadığım duygular hissettiriyordu. Tabi avcum kadar elbisesi'ni düşününce bütün duyguların yerini öfke alıyordu.

Salona geldiğinde bütün erkeklerin hayran hayran ona bakmaları bütün sinir kat sayımı artırmışlardı. Ama en kafamı karıştıran onu kollarıma almışken ki biran'ki teslimiyeti ve sonra arkadaki bir kadının bana seslenmesi ve ilem'in hırçın bir şekilde kollarımdan çıkıp gitmesi ve kapıdan çıkmadan önceki gözlerinde beni kahreden hayal kırıklığıyla bakması olmuştu.

Yanımda oluşan gürültüye doğru döndüm kocaman sırıtışıyla bana bakan martin'le karşılaştım. "hey patron! Sabah seninle vedalaşmak için evine geldim ama yoktun sekreterini aradım bana bugün gittiğini söyledi ne bu hız yoksa istanbul'da seni çağıran birşeymi var?" dedi. Bu kadar uzun cümleler kullandığında ona sinir oluyordum.

Sustuğunda'da sinir oluyordum. Yani kısaca hep doğruları söylediği için hep sinir oluyordum. "işlerim var martin hem sana hesap vermek zorunda değilim " dedim. " evet anladım sen birini özlemişsin" dedi. " ne alakası var ? " dedim. " özlediğim zaman bende aynı senin gibi olurum " dedi.

Martin sanki devlet sırını söylemiş gibiydi ve martin'in dediğini idrak ettiğimde bizim ukala martinimizinde aşk acısı çektiğini anlamak pekte zor olmadı. Martin'in daha fazla aklını karıştırmamak için konuyu kapatmaya karar verdim.

" neyse ne özlemle falan alakası yok işlerim var sadece " dedim. Aynı piç sırıtışı yüzüne koyup gülümsedi.

David gelip " efendim uçağınız geldi bavulunuzu alıyorum" dedi. " tamam david " deyip martine dönüyorum " hadi martin kendine iyi bak " deyip sıkıca sarıldıktan sonra " tamam dostum sende kalbine iyi bak " deyip çapkın bir şekilde göz kırptı nedense bu dediğine kızmadım haklıydı çünkü bu hissetiklerimi mert diye bir arkadaşım bana bir kızı anlatmıştı aynı benim hissetiklerimi bana sözlü bir şekilde anlatmıştı.

Piste geldiğimde kapıyı bir hizmetli kadın açtı ve " buyrun bars bey " dedi. Uçağa bindim ve kemerimi taktıktan sonra düşüncelerle dolu olan beynimi boşaltmanın en iyi yolu uyumaktı bende uyudum.

Birinin sesiyle gözlerimi açtım ve karşımda o kapıyı açan kadın olduğunu fark ettim. " bars bey indik efendim" dedi. " saat kaç " dedim. " dört buçuğa geliyor efendim" dedi. Tam iki buçuk saatir uyuyordum.

Kemerimi çözüp aşağı indim hemen karşımda sercan beni karşıladı. " hoş geldiniz efendim " dedi " hoş bulduk sercan " dedim. " necati bey sizi bekliyor efendim " dedi. " tamam" dedim. Ve dışarı çıktım necati bey kapıyı açmış beni bekliyordu.

" hoş geldiniz efendim" dedi. " hoş bulduk necati abi " dedim. " direk eve demi" " evet necati abi" eve giden yolda hiç bir şey düşünmemeye çalıştım.

Masmavi gözlerini düşünmeden ne kadar geçerse o kadar düşünmedim. Eve geldiğimizi arabanın durmasıyla anladım. Necati abinin kapıyı açmasıyla arabadan indim eve doğru yürümeye başladım. Kapıyı her zaman olduğu gibi hatice abla açtı o sıcacık gülümsemelerinden biriyle " hoş geldiniz bars bey " dedi hatice abla "hoş buldum hatice abla " ben içeri girdikten sonra kapıyı ardımdan kapattı.

"sofrayı hemen hazırlarım bars oğlum" dedi. " tamam hatice abla kıyafetlerimi değişip geliyorum" dedikten sonra merdivenlerden yukarıya doğru çıkmaya başladım.

Şuan yemeğimi yemiş kahvemi içmiş salonda oturmuş aklımı yememek için savaş veriyordum. Bir süre daha öyle kaldıktan sonra kalkmaya karar vererek kendimi evden dışarı attım. Biraz daha evde kapalı kalıp ilem'i düşünmeye devam edersem aklımı kaçıracağım kesindi.

Arabaya binerek istanbul'un eşsiz manzarasını izlemeye boğaza doğru sürmeye başladım. En azından doğal güzellik bana ilem'i unuttura bileceğini düşünüyorum.

Boğaza geldikten sonra arabayı durdurup indim. Ağır adımlarla boş bulduğum banka oturdum. Bu eşsiz mavilikteki boğaz ne kadar unutmaya çalıştığım kadınımın gözlerini hatırlatıyordu bana

Boğaz manzarası unutturmak yerine daha'da hatırlatıyordu. Oturduğum yerden kalkarak yürümeye başladım. Biraz yürümek iyi olacaktı sanırım ne kadar yürüdüğümü hesap etmeden yürüdüm taki ara sokaktaki iki kişilik kargaşayı görene kadar.

Uzaktan çok anlaşılmasada benim bugün fazlasıyla avcum kaşınıyordu neden olduğunu şimdi anlamıştım. Hızlı adımlarla kargaşaya doğru yürümeye başladım. Anladığım kadarıyla adamın biri zorla kadını kendine çekmeye çalışıyordu.

İyice yaklaştığımda adamın " zorlama güzelim benim olacaksın" dediğini duydum. Ardından o tanıdık ilahi sesi duydum. " sen ne anlamaz bir adamsın nişanlıyım diyorum sana" diye bağırıyordu. Bu ses gerçekmiydi yoksa kulaklarım yanlışmı duydu.

Kadın kendini adamın elinden kurtarmaya çalışırken beni fark etti. Aynı anda gözlerimiz kocaman oldu. " ilem" dedim. İstemsizce onunda kırmızı dudaklarından " bars " ismi döküldü adamın ilem'i tekrar kendine çektiğini gördüğümde artık bendeki bütün ipler kopmuştu. Adama karşı gözüm kararmış bir şekilde gidiyordum'ki önümde beliren minik beden beni durdurdu " aaa nişanlım" dedi kollarını boynuma dolayarak biz hala sarılıyorken o sıcacık nefesini kulağımda hissetim " kurtar beni bars" dedi. korku dolu gözlerle karşımdaki piç herife öldürecekmiş gibi bakarken

Karşımdaki adamın korkuyla geri çekildiğini gördüm. "Ben hanım efendiye yolu gösteriyordum" dedi. Piç herif " evet aşkım hemen gidelim" dedi ilem gözlerimin içine bakarak bende inçe beline elimi dolayarak kendime çektim sokağın başına doğru yürümeye başladık ama ben burnumdan soluyordum.

Ben ne olduğunu anlamadan hırçın bir şekilde elimi belinden çekmeye çalıştı ve bende sinirlenerek gözlerimi ona diktim. " gecenin bu saatinde burada ne işin vardı ve o piç kurusu kim?" diye sordum. İnatla gözlerimin içine bakarak " sen bana hesap soramasın " dedi. O küçük dik burnunu kaldırarak.

Dik başlılığı beni çileden çıkarıyordu ve onun dudaklarına bakarak "öylemi hanım efendi "dedim. " ama soruyorum" " o herif kim söyle yoksa öperim" dedim. Dudaklarına bakarak " se-sen benimi tehdit ediyorsun" dedi şaşkın bakışlarla bana bakarak " sen kaşındın küçüğüm" diyerek dudaklarına yapıştım.

Merhaba minnaklarım nasılsınız size bomba gibi bir Bars bölümüyle geldim. İnşallah beğenirsiniz

Beğenilerinizi ve bol bol yorumlarınızı bekliyorum

Aşk Tesadüfleri Sever (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin