19. Bölüm

2.3K 393 201
                                    


sabahları her zaman bir huysuzluk olurdu bende lakin bugun daha bir huysuz kalkmıştım çünkü kafamda deli düşünceler vardı ve bu düşüncelere onu ilk gördüğüm andan beri yaptığım şekilde gülüp geçmek istiyordum lakin dün gece bunu yapamamıştım ve bu beni daha sinirlendirmişti. aynada kendi yansımamı gördüğümde ya sikerler dedim ve güldüm. sonunda gülebildiğim için kendimle gurur duyup son kontrollerimi yaptıktan sonra odadan çıkıp mutfağa doğru ilerledim

annemin tüm güzelliğiyle elindeki kahvesi ile karşımda duruyordu. kendime engel olamadan kollarına attım kendimi ve sıkı sıkı sarıldım annemde '' canım benim günaydınnn '' diyerek melodik sesiyle saçlarımı okşadı ve sarılmaya devam etti. bense kendimi güvende hissettiğim yerde huzurun tadını çıkarıyordum. ''günaydın '' diye tıslayınca kafamı kaldırdı ve bana en sevecen gülümsemesiyle bakmaya başladı. bende elimden geldiğince gülümsemeye çalışarak onun bakışlarına karşılık verdim ve belimden tutup sandalyeye oturttu ve karşı hizamda dizlerinin üstüne çöküp kahvesini yere bırakarak ellerini benim dizlerime koydu.

annemle o an liseye başladığımdan beri ne kadar az vakit geçirdiğimi fark ettim ve en kısa zamanda bunu telafi etmeliyim diye iç geçirdim. annem bana sıcacık sesiyle '' sana birşey olmuş bu hal haraketlerin yoksa A- dediğinde sözünü kesip ' birşeyim yok anne iyiyim seni özledim sadece ''dedim. cümlesini bilerek tamamlatmamıştım. çünkü korkuyordum . böyle birşey söz konusu dahi olamazdı. yoksa ateşin mi var hastamısın diye soracaktı bundan emindim emin olmam lazımdı emin olmalıydım kahretsin ! neyden korkuyordum ya olmayan birşeyden niye korkayım ki bu saçmalıktı!!

annem '' bende seni özledim oğlum ama bu halin tavr-'' dediğinde yine sözünü kesmiştim. bunu kendime yapmayacaktım. '' annecim geç kalıyorum '' deyip yanağına bir öpücük kondurup bizim sınıftaki kırmançilerin zilin sesini duydukları andaki fişek gibi olan hızlarını aratmadan evden dışarı attım kendimi. okula doğru ilerlerken bahçe kapısına yaklaştığımda ersin zebani gibi kazık kadar boyuyla trafoya yaslanmıştı ve yine sigara içiyordu. içimden bu gidişle bu çocuk kanser olacak dedim ve yine donakalmıştım. zebani kazık neydi alla aşkına nerde 1.85 lik nerde bu nefret dolu söylemler. kahretsin neden kızgındım hala .

aslında ona kızgın olduğum için kendime kızgındım. saçma sapan bir durumun içindeydim. ersinle göz göze geldik. ersin ileriden ''günaydın ateş gelsene '' diye seslendi. tabi onluk birşey yoktu kızgın olan bendim sanki çok lazımmış gibi. onu görmeyi geçtim bana seslenip günaydın demesine bile sevinememiştim . bir dakika ya neden sevinmeliydim ki. bir an kafamda bir uğultu koptu sanırım deliriyordum diye. düşünmeye başladım ve bir an önce kendimi sırama atmak istedim. ersine cevap vermeden okulun bahçesine girip binaya doğru sallanmaya başladım.

binanın kapısından içeri girdim ve sınıfa doğru ilerledim sanki yere düşüp yığılacakmış gibi hissediyordum. sınıfa girdiğimde çomarlar sınıfın içinde at koşturup oradan oraya koşturuyordu. eylem sırasında telefonuyla ilgileniyordu .burak yine elinde kitap birşeyler okuyordu. herkes günlük rutinini takılıyordu ama ben nedense takılamıyordum amk.

sırama oturdum ve burağa ''günaydın ''dedim. burak yüzünü kaldırmadan '' günaydın '' dedi düz bir sesle. bu çocuğa da ne oluyordu anlamıyordum . ah tripcanım benım dedi iç sesim. '' aksam cevap yazmadın '' deyince yüzüme bir zahmet olsa da baktı ve '' noldu yeni kankaların senle konuşmadı mı ? '' dedi alayla. ne saçmalıyordu bu böyle . hiç çekemeyecektim zaten canım burnumdaydı. bir hışımla kalkıp kendimi lavaboya attım ve yüzüme biraz su çarptım sonrasında yetmeyeceğini anlayıp boynuma ve bileklerimi de su serpiştirdim. tanrım bugun hava ne kadar sıcak diye iç geçirdim . ve boş kabinlerden birine girip işemeye başladım.

tam işimi bitirip çıkmak üzereydim ki kabinin kapısı sertçe kapandı ve kilitlendi. ensemde bir soluk hissettim . kapıyı neden kitlemezsin ki ateş diye tısladı iç sesim ve arkamı döndüğümde beklediğim gibi bir adet erhan duruyordu karşımda.

erhan '' bende seni arıyordum'' dedi ve gözlerinde sert bir ifadeyle bana doğru yaklaştı . iki adım genişliğinde olan kabinde.

Ben Seni Daha Çok (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin