90. bölüm

1.1K 85 172
                                    

ilk öğretim okulları arası futbol maçı pankartının asılı olduğu halı sahada hakemin düdüğü çalması ile küçük çocuklar bir birine pas atmaya başladı.

Emin, rakipten topu almaya çalışırken ateş ve ersin tellerin arkasındaki tribünde banklara oturuyorlardı. Ersin elini çenesini götürüp yeni çıkan tüyleri çekiştirirken ateş emin tezahürat yapıyordu.

''Hadi Emin! ''

Ersin , Ateşin bağırması ile bakışlarını ona doğru çevirirken elini çenesinden çekip gülümsedi. Hiç tanımadığı kardeşi için bile destek olmasına memnun olmuştu. Ersin de ayak uydurmaya çalıştı.

'' Yürü oğlum hadi! Aferin emin. ''

Emin pas almaya çalışırken Ateş ve ersin birlikte tezahürat yaparken çok mutlu gözüküyorlardı. Uzun zamandır görüşmemelerinden daha çok ilk defa normal bir şekilde vakit geçiriyorlardı.

Artık kimse bir birbirinden kaçmıyor veya üstü kapalı konuşmuyordu. Bu ikilem ikisinide artık çok yormuştu. Biraz nefes almak iki genç için bulunmaz bir şanstı.

Halı sahanın bulunduğu alanın köşesine Erhanın arabası yaklaştı. Oğuz alal acele arabadan çıkarken sitem ederek kapıyı kapattı.

'' Aa maç başlamış işte, demiştim sana geç kalacağız. ''

Oğuz söylenerek yokuştan aşağı inerken erhan arabayı kitledi.

'' Elli kere üzerimi değiştireceğim diye tutturmasaydın geç kalmayacaktık ki Oğuz! ''

Oğuz adımlarını duraksattıktan sonra geri dönüp erhanı kolundan tuttu.

'' Bak hala oyalanıyor. Hadi Erhan! ''

Erhan kolundan çekiştirilip sürüklenirken gülmeye başladı.

'' Ya sen milli maç varken dizi izleyen bir çocuksun Oğuz ya. ''

Oğuz dirseği ile erhana bir tane geçirdikten sonra gülerken halı sahanın tribün kısmına girmek üzereydiler

'' yürü ya ''

Emin rakipten toplu aldığında ateş ve ersin oturdukları yerde kıpırdandılar. Emin kaleye doğru şutunu çekip topu fileyle buluşturduktan sonra abisine doğru koşmaya başladı.

''Gol be goll !''

Emin gülerek ellerini havaya kaldırırken Ersin refleks ile ateşin elini tutup havaya kaldırdı. Emin hakemin seslenmesi ile geri dönerken Ateş ve Ersin elleri havada ayağı kalkmıştı.

Ellerini bir birinden ayrılmadan bel hizalarına indirdiğinde Ateşin kalbi teklemek üzereydi. Aylar önce tuttuğu el şuan avucunun içindeydi.

Kalbine doğru bir ok saplanmak üzereyken yine bu kısacık an bir ömre bedeldi. Bu sefer çekinmek yerine gülümseyerek kafasını ersine doğru çevirdi.

Ersin önce ateşe sonra tuttuğu ele baktıktan sonra gülümserken banka tekrar oturdu. Ateş tekrar Ersine gülümseyerek baktıktan sonra çaktırmadan etrafına baktı.

Çünkü şeytan diye taşlanmak istemiyordu. Herkes maça odaklandığı için ceketlerinin kapattı bir birine kenetleri elleri kimse görmemişti.

Ateş avuç içindeki parmakların hareketlenmesiyle ışık hızında elini çekerken oğuz ve erhan tribün girişinde gözüktüler.

'' Dejavu ''

Oğuz , ateşi görmesiyle duraksarken erhan kulağına doğru eğildi.

'' Söylememe gerek var mı bilmiyorum ama haberim yoktu ? ''

Oğuz gözlerini kısarak ateşe baktıktan sonra erhana doğru döndü.

'' Alıştık artık. Yok o bi kere olur meydanı da bu sokak kedisine bırakacak değilim. Hadi yürü! ''

Oğuz yürümek için bir adım attığında Erhan onu kolundan tutup durdurdu.

'' Oğuz Bak bu emin için çok önemli bunu unutma. ''

Oğuz omzunun üzerinden bakarken cevap vermemişti.

''Ve sen başlattın bunu da unutma. Tamam ''

Oğuz gözlerini devirdikten ersin ve ateşin oturduğu bankın önüne gitti.

'' Gölü kaçırdım galiba ''

Ateş kaşları çatık bir şekilde ayağı kalkarken şuan en son görmek isteyeceği kişi oğuzdu. Ersin , şaşırarak ayağa kalktı.

'' Hoş geldiniz. Oğuz sende mi geldin ? ''

Oğuz gözlerini kısıp yanağının içini diliyle şişirdikten sonra sahada koşturan emine baktı.

'' Senin için değil emin için geldim. Onu izleyeceğim. ''

Ortama buz gibi bir hava hakim olurken Erhan dağıtmaya çalıştı.

'' Naber Ateş ? ''

'' İyidir senden naber ? ''

Erhan başını omzuna doğru yatırırken gözlerini kısıp gülümsedi. Oğuz ellerini saçlarına geçirip geriye doğru attı.

'' Siz keyfinize bakın. Ersin ''

Ersin eliyle yanlarındaki bankı gösterdi.

'' Eee otursanıza. ''

Oğuz boş bankların üzerindeki sırt çantasına baktıktan sonra ateşe döndü. Nefret dolu bakışlar bir birini bulurken Ateş gözlerini ondan ayırmadan çantasını kucağına aldı.

Sırasıyla Ersin , ateş , oğuz ve erhan otururken ortamdaki negatif elektrik gözle görülür cinstendi. Ateşin bütün keyfi kaçarken Ersin bozuntuya vermemeye çalışıyordu.

*

Erhan ve Ersin içecek bir şeyler almak için kantine gittiklerinde Ateş ve Oğuz baş başa kalmıştı. Tabi ki bu sessizliği oğuz bozdu.

'' Sonunda yalnız buldum seni. ''

Oğuz her ne kadar ateşten hoşlanmasada bu şekilde devam ederse Ersin ile papaz olmaktan çekiniyordu. Ateşin hayatlarının tam ortasına bomba gibi düşmesi bütün dengeleri değiştirmişti.

Ersin artık eski ersin değildi. O yüzden yalandan da olsa ateş ile arayı düzeltmekte fayda olacağını düşündü

'' Arayan belasını da bulur Mevlasını da. ''

Ateş burnunun üzerinden konuşurken oğuz alayla gülümsedi.

'' Ay çok tatlısın yine. Neyse benim yardıma ihtiyacım var. ''

Ateş bıkkınlıkla bir nefes verip kafasını hiç görmek istemediği surata doğru çevirdi.

'' Bak, Oğuz Anti depresan falan istiyorsan benden değil eczaneden alacaksın. ''

Oğuz gözlerini devirirken yalandan ciddi bir surat ifadesi takınmaya çalıştı.

'' Sen dalga geçmeyi bırak ''

Ateş onu başıyla onaylarken yüzüne sahte bir gülümseme oturttu.

'' Tamam. Yardım edemem. ''

Oğuz , kaşlarını çatarken olay çıkarmamak için kendini zor tutuyordu.

'' Neden? ''

'' Çünkü işim var. ''

'' Ne işin var? ''

Ateş yüzüne alaylı bir gülümseme oturturken oğuzun hala bu kadar ısrar etmesine anlam verememişti. Oğuzun defterini dürecekti ama onun zamanı daha vardı. Gözlerini devirdikten sonra aklına ilk geleni söyledi.

'' Doktora gideceğim. ''

'' Ne doktoru? ''

'' Kalp. ''

'' Aaa, sen de var mı? ''

Oğuz gözlerini kısıp diliyle üst dudağını yalarken arkasına yaslandı.

'' Ee gidince anlayacağız .'' 

Ben Seni Daha Çok (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin